Türkiye`de yoksul çocukların akademik dirençliliğinde sosyal politikaların ve seçicilik uygulamasının rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, sosyal politikaların yoksul çocukların akademik dirençliliği üzerindeki etkileri ile öğrencilerin merkezi yerleştirme sınavında aldıkları puanlara göre liselere yerleştirilmesi uygulamasının bu öğrencilerin akademik dirençlilikleri için ne ifade ettiğini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve derinlemesine mülakat yöntemi ile Ankara'da yoksulluk içinde yaşayan, farklı başarı düzeyindeki lise öğrencileri (35), bu öğrencilerin velileri (39), farklı başarı puanı ile öğrenci kabul eden liselerde görev yapan öğretmen ve okul yöneticileri ile (39) görüşülmüştür. Toplamda 113 kişi ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Sonuçta, sosyal politika uygulamalarının yoksul çocukların içinde bulundukları risklilik durumunu önemli ölçüde hafiflettiği ve bu çocukların akademik dirençliliğini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Ancak çocukların maruz kaldığı riskin düzeyi arttıkça sosyal politika uygulamalarının akademik dirençliliğe etkisinin azaldığı bulunmuştur. Elde edilen bulgular, öğrencileri Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınav (TEOG) puanları ile liselere yerleştirmenin, seçicilik sonrası okul ortamında sebep olduğu beklenmedik değişiklikler nedeni ile yoksul ve düşük başarılı öğrencilerin akademik dirençlilikleri önünde yeni engeller yarattığını ortaya koymuştur. Örneğin, düşük başarı puanı ile öğrenci kabul eden okullarda görev yapan öğretmenlerin öğrencilerine yönelik beklentileri azalmakta, motivasyonları zayıflamakta ve bu öğretmenler derse daha az hazırlanarak gelmektedirler. Ayrıca farklı müfredat faklı başarı düzeylerindeki okullarda farklılaşmakta ve düşük başarılı okullarda daha fazla disiplin sorunları ve okul terkler yaşanmaktadır. Düşük ve orta düzey başarılı okullarda, öğrenciler kendilerinden daha başarılı arkadaşlardan ve onlarla rekabet etme ve onlarla yardımlaşma imkânlarından mahrum kalmakta ve sonuçta bu okullarda negatif arkadaş etkisi ortaya çıkmaktadır. Tüm lise öğrencilerini başarılarına göre gruplandırmak, düşük ve orta düzey başarılı öğrencilerin akademik dirençliliklerinin önünde aşılması gereken yeni engeller yaratmaktadır. Bu nedenle seçicilik uygulamasının tüm öğrenciler için uygulanmaya devam edilmesinin eğitimsel eşitsizlikleri daha da artırması muhtemeldir. This study aims to analyze the effects of social policies on the academic resilience of poor children and the implications of tracking students into different high schools based on their scores at the national high school entrance examination for the academic resilience of these children. Qualitative research method is utilized, and the data are collected through in depth-interviews. The participants are low-income children (35) of various levels of achievement from different high schools in Ankara, their parents (39), the teachers and school principals (39). The total number of participants is 113. Findings indicate that social policies alleviate the risk situation of low-income children and have positive effects on the academic resilience of these children. However, as the risk level of the children increases, the effect of social policies on the academic resilience reduces. Findings also indicate that tracking all Turkish students into different high schools based on their scores at the national high school entrance examination (TEOG) since 2014 poses new obstacles for the academic resilience of the low achieving-poor children due to some unintended consequences in the school environment. To illustrate, more qualified teachers are unevenly distributed; teachers who work at schools with children of low TEOG scores are demoralized, have low expectations from their students, and come to class with less preparations; national curriculum are unevenly implemented between schools; schools with low TEOG scores have more discipline problems and more drop-outs. There is also a negative peer effect for the students at the schools with low or moderate TEOG scores because these students do not have more successful friends in their schools; accordingly, they lack the chance of helping each other about the lessons and cooperation. Tracking of all high school students has created new barriers for students who have low or moderate TEOG scores in order for them to develop academic resiliency. The continuation of tracking of all high school students might further increase educational inequality.
Collections