Osmanlı mezar taşları etrafında gelişen kültür, medeniyet ve inanç dünyası üzerine bir inceleme: Eyüp örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk milleti tarihin hemen her döneminde mezar ve mezar taşı mimarisine önem göstererek mezarlıklarını titizlikle düzenlemiştir. İnşa edildiği dönemin zihniyetini yansıtan mezar taşları; devrin kültür, medeniyet ve inançlarını gösteren önemli kaynaklardandır. Birbirlerinden farklı dönemlerde oluşturulmuş mezar taşlarında, tarihsel değişim ve dönüşüm süreci izlendiğinde atalarımızın Müslümanlığı kabulünden önceki mezar gelenekleri, İslâmiyet'e geçiş ile birlikte terk edilmemiş, İslâmi gelenekle birleşip pekişen, zengin bir mezar geleneği oluşturulduğu gözlemlenmektedir. Bu durumun en somut örneklerini bünyesinde barındıran Osmanlı devletinin klasik dönemlerine gelindiğinde son derece olgun ve kültürel yoğunluğu yüksek mezarlıklar oluşturulmuştur. Bu durumun neticesinde Osmanlı toplumu, mezar bölgelerini medeniyet bahçelerine dönüştürmüştür.Bu denli zengin mezar geleneğinin arkasında yatan en temel etmenin Allah'a ve ebedi dünyaya kavuşma isteğidir. Bu kavuşma hasretiyle beraber ölüm son olmaktan çıkmış hakiki ve kalıcı olan dünyaya giriş kapısı niteliğini almıştır. Bu nedenlerden dolayı Osmanlı mezar taşlarında ölümün soğutucu ürpertisi yok edilerek gerek içerik gerekse şekilsel işleme ve motifleriyle mezarlıklarımız, kültürel ve inançsal değerleri yansıtan son derece canlı mekânlara bürünmüştür. Bu mekânların en güzel örneklerinden biri olarak Eyüp Sultan Hazretlerinin ebedi ev sahipliğini yaptığı İstanbul-Eyüp ilçesini göstermek mümkündür. Eyüp Hazretlerine yakın olabilmek adına Osmanlı toplumu buraya gömülmeyi arzu etmiş ve bunun sonucunda Eyüp, oldukça zengin ve kültürel çeşitliliğe sahip bir mezarlıklar bölgesi konumuna ulaşmıştır. Bu çalışma kapsamında İstanbul-Eyüp bölgesinde yer alan Osmanlı mezar taşları vasıtasıyla Osmanlı devletine medeniyet özelliği katan; yüksek kültür, düşünüş ve toplumsal yaşayış örnekleri sunularak ecdadımızın ölüme karşı tutumu, inanç dünyası, insana verdiği değer ve dünya anlayışı hakkında fikir sahibi olunacaktır. In almost every period of history, the Turkish nation has organized its cemeteries meticulously, paying attention to the architecture of tombs and tombstones. The tombstones reflecting the mentality of the period in which they were built are among the important sources showing the culture, civilization and beliefs of the period. When the historical change and transformation process is observed in the gravestones created in different periods, it is observed that the grave traditions before the adoption of Islam by our ancestors were not abandoned with the transition to Islam, and a rich grave tradition which was combined with the Islamic tradition was established. When the classical period of the Ottoman Empire, which contains the most concrete examples of this situation, is extremely mature and has high cultural density, cemeteries have been created. As a result of this situation, Ottoman society turned the grave areas into the gardens of civilization.The most fundamental thing behind such a rich burial tradition is the desire to meet God and the eternal world. With this longing for reunion, death has become the gateway to the world that has ceased to be the last and which is genuine and permanent. For these reasons, the cold fears of death were destroyed in the Ottoman tombstones and our cemeteries, with their content and formal processing and motifs, became extremely lively places reflecting cultural and religious values.As one of the most beautiful examples of these places, it is possible to show the Eyüp district of Istanbul, where Eyüp Sultan Hazreti is the eternal host. Ottoman society wanted to be buried here to be close to Eyüp Sultan, and as a result Eyüp became a very rich and culturally graveyard.The Ottoman tombstones in the Eyüp district of Istanbul add civilization to the Ottoman state. Examples of high culture, thought and social life, the attitude of our ancestors to death, the world of faith, the value it attaches to human and the idea of understanding the world will be learned.
Collections