Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran 20 yaş ve üzeri bireylerin kanser tarama testleri hakkında bilgi tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Günümüzde bazı kanser türleri tarama programlarıyla önlenebilmekte, erken tanı alıp tedavi olasılığı artırılabilmektedir. Tarama programları sayesinde kanserden ölüm oranları azalmakta, erken teşhis prognozu da önemli ölçüde etkilemektedir. Bazı kanser türlerinin önlenebilir hastalıklar arasında olması, kanser taramalarını önemli ve gerekli kılmaktadır. Yaptığımız çalışmada 20 yaş üzeri bireylerin bilgi tutum ve davranışları araştırılarak, önlenebilen kanserler ve kanser tarama programları ile ilgili farkındalık yaratmak amaçlanmıştır.Materyal ve Metot Çalışmamıza Ağustos 2016-Eylül 2016 tarihleri arasında Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran 20 yaş üzeri 360 kişi kabul edildi. Katılımcılara yüz yüze görüşme yöntemiyle 40 sorudan oluşan anket uygulandı. Çalışmamız tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteydi. Verilerin analizinde SPSS 15.0 paket programı kullanıldı.Bulgular: Çalışmamızda 273 kadın, 87 erkek katılımcı bulunuyordu. Eğitim düzeylerine göre dağılımda ise; okur-yazar olmayan 5 kişi, okur-yazar olan 1 kişi, ilköğretim mezunu 37 kişi, ortaokul mezunu 17 kişi, lise mezunu 66 kişi, üniversite mezunu 234 kişi çalışmamıza katıldı.Ulusal kanser tarama programımızda yer alan kanserleri tam olarak doğru bilenlerin sayısı 20-29 yaş arası grupta 6 (%1,6) kişi idi. Geriye kalan 52 (%14,4) kişi, yanlış, eksik veya fazladan bir kanser türü cevaplamıştı. 30-70 yaş grubunda ise tam olarak doğru bilenlerin sayısı 31(%8,6) kişi, geriye kalan 271(%75,2) kişi yanlış, eksik veya fazladan bir kanser türü cevaplamıştı. Tarama yaş gruplarında kanser tarama testleri yaptırıp yaptırmadıkları sorgulandığında; mamografi yaptıran 98 (%64,9) kişi, smear yaptıran 144 (%72,3) kişi, HPV-DNA testi yaptıran 19 (%9,5) kişi, GGK yaptıran 53 (%33,3) kişi, kolonoskopi yaptıran 32 (%20,1) kişiydi. Kanser taramalarını düzenli yaptırmayanlar neden olarak, zaman bulamama ve sağlıklı olduklarını düşünmelerini belirttiler. Çalışmamızda kanser tarama testlerinin bilinme oranı yüksek iken yaptırma oranları düşük bulundu.Sonuç: Çalışmamızın sonucu, bireylerin ulusal kanser tarama programları hakkındaki bilgi düzeylerinin yeterli düzeyde olduğunu düşündürmektedir. Bu sonucun çalışmaya katılan bireylerin eğitim seviyesinin yüksek olmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz. Amacımız kanser tarama programlarının farkındalığını artırarak kanser tarama testlerinin etkin olmasında hedeflenen popülasyonun %70' inin taramalara katılımını sağlayarak önlenebilir kanser türlerini önlemek, kanser bağlı oluşan mortalite ve morbidite oranlarını azaltmaktır. Bu bağlamda eğitim düzeyi düşük insanlara eğitim ve tanıtım faaliyetlerinin yapılarak farkındalık sağlanması gerekmektedir. Introduction and Objectives: Today, some types of cancer can be prevented by screening programs and the possibility of early diagnosis and treatment can be increased. Cancer mortality is reduced by screening programs, and early diagnosis prognosis is also important. Cancer screening is important and necessary because some types of cancer are among the preventable diseases. The aim of our study was to investigate the attitudes and behaviors of individuals over 20 years of age and to raise awareness about preventable cancers and cancer screening programs.Materials and Methods: From August 2016 to September 2016, 360 people were admitted to the outpatient clinics of Atatürk Education and Research Hospital Family Physicians over 20 years of age. Participants used a face-to-face interview method with 40 questionnaires. Our study was descriptive and cross-sectional. SPSS 15.0 package program was used in the analysis of the data.Findings: Our study had 273 female and 87 male participants. In the distribution according to education levels; 5 non-literate, 1 literate, 37 primary school graduates, 17 secondary school graduates, 66 high school graduates and 234 university graduates participated in the study. The number of cancers in our national cancer screening program was 6 (1.6%) in the 20-29 age group. The remaining 52 (14.4%) responded to an incorrect, incomplete or extra cancer type. In the age group of 30-70 years, 31 (8.6%) people answered correctly and 271 (75.2%) people answered wrong, missing or extra cancer. When they were asked whether they had cancer screening tests at screening age groups; 98 (64.9%) who had mammograms, 144 (72.3%) who had smear, 19 (9.5%) who had HPV-DNA test, 53 (33.3) who had the FOB test and 32 (20.1%) persons. Those who do not have regular cancer screenings stated lack of time and accepting themselves healthy as the cause. In our study, cancer screening tests had a high awareness rate and low concentration rates. Conclusion: The result of our study suggests that individuals' knowledge of national cancer screening programs is adequate. We think that this result comes from the fact that the level of education of the individuals participating in the study is high. Our goal is to increase the awareness of cancer screening programs and to prevent cancer types by providing screening participation of 70% of the targeted population for cancer screening tests to be effective, to reduce cancer-related mortality and morbidity rates. In this context, education and promotion activities should be carried out to educate people with low educational level.
Collections