Safra kesesi taşları ve safra kesesi polipleri ile metabolik sendrom ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç:Metabolik sendrom abdominal obezite, yüksek trigliserid, düşük yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) kolesterol, yüksek glukoz ve hipertansiyon belirti ve bulgularını içeren, kardiyovasküler hastalık riskinde artışa neden olan risk faktörleri kompleksidir. Safra kesesi taşları yaşam kalitesini etkilemesinin yanında kolesistit, pankreatit, safra yolları tıkanıklığı ve safra kesesi kanseri geliştirme riskine ve önemli miktarda ekonomik harcamalara neden olan kronik bir hastalıktır. Safra kesesi polipleri hepatobiliyer ultrason görüntüleme sıklığının artması ile tanı koyulma oranı artan, safra kesesi kanseri gelişimi için risk faktörü olan bir durumdur. Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve endüstrileşme sonucunda geleneksel yeme alışkanlığında değişme ve sedanter yaşamda artış olmuştur. Bu değişiklikler ile birlikte obezite ve metabolik sendrom prevalansında artış meydana gelmiştir. Metabolik sendrom parametrelerinin düzeltilmesi ile önemli ekonomik harcamalara neden olan ve safra kesesi kanseri gelişimi riskini artıran safra kesesi taşları ve safra kesesi poliplerinin prevalansında azalma meydana gelebilir. Biz de bu nedenle safra kesesi taşları ve safra kesesi polipleri ile metabolik sendromun ilişkisini incelemeyi amaçladık.Materyal ve metod:Çalışmaya Eylül 2016-Ocak 2017 tarihleri arasında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk EAH Dahiliye, Gastroenteroloji ve Genel Cerrahi kliniklerine başvuran kişiler dahil edildi. Çalışma 60'ı safra kesesi taşı (20 erkek, 40 kadın), 16'sı safra kesesi polibi (6 erkek, 10 kadın), 63'ü kontrol grubunda (27 erkek, 36 kadın) olmak üzere toplam 139 katılımcıyla gerçekleştirildi. Katılımcıların boyu, kilosu, bel çevresi, beden kitle indeksi (BKİ), tansiyonları ölçüldü. En az 8 saatlik açlık sonrası alınan venöz kanda glukoz, trigliserid (TG), yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) kolesterol, Hbs Ag analiz edildi. Kolesistektomili, pankreatit, major GİS operasyon öyküsü, safra kesesi duvar kalınlaşması, kronik böbrek hastalığı, gebe olanlar, Hbs Ag durumu bilinmeyenler, alkol, oral kontraseptif kullanımı olanlar ve araştırmaya katılmak istemeyenler çalışmaya dahil edilmedi. Metabolik sendrom tanısı IDF (International Diabetes Federation) 2006 kılavuzunda yayımlanan metabolik sendrom tanı kriterlerine göre koyuldu. Çalışma dizaynı kesitseldi.Bulgular:Çalışmaya alınan 139 hastanın 53'ü (%38.1) erkek, 86'sı (%61.9) kadındı. Hastaların yaş ortalaması 46.98±13.19 yıl olarak elde edildi. Grupların yaş ve cinsiyet dağılımı bakımından benzer olduğu görüldü (p>0.05). Gruplar SKB ve DKB'nin ilk ölçümleri açısından karşılaştırıldığında; safra kesesi taşı olan hastaların SKB düzeyinin kontrol grubundan daha düşük olduğu (p<0.05); DKB düzeyinin hem kontrol grubu hem de safra kesesi polip hastalarından daha düşük olduğu görüldü. Hastalar IDF kriterlerine göre incelendiğinde, kontrol grubunun %44.4'ünde (n=28); safra kesesi taşı olan hastaların %40'ında (n=24); safra kesesi polip hastalarının %43.8'inde (n=7) metabolik sendrom olduğu belirlendi. Gruplarda metabolik sendrom varlığına göre bir fark tespit edilmedi (χ2=0.261; p=0.878). Metabolik sendrom gözlenen hastaların %33.9'u (n=20) erkek, %66.1'i kadındı. 50 yaş üstü hastalarda metabolik sendromun görülme oranının daha yüksek olduğu belirlendi (χ2=6.042; p=0.014). BKİ yüksek olan grupta, metabolik sendrom görülme oranının daha yüksek olduğu saptandı (χ2=14.936; p<0.001). Kadınların %91.9'unun (n=79), erkeklerin %67.9'unun (n=36) bel çevresi kriterini karşıladığı ve kadınlarda bel çevresini karşılayanların oranının erkeklere göre daha fazla olduğu belirlendi (χ2=11.529; p=0.001). Sonuç:Çalışmamızın sonuçlarına göre safra kesesi taşları ve safra kesesi polipleri ile metabolik sendrom arasında ilişki görülmedi. Metabolik sendromun kadınlarda daha fazla olduğu görüldü. Metabolik sendrom görülme oranının yaş ve BKİ artışı ile arttığı tespit edildi. Aim: Metabolic syndrome is a complex risk factor that increases the risk of cardiovascular disease, including signs and symptoms of abdominal obesity, high triglycerides, low high-density lipoprotein (HDL) cholesterol, high glucose and hypertension. In addition to affecting quality of life, gallstones are a chronic disease that causes cholecystitis, pancreatitis, biliary obstruction, and the risk of developing gall bladder cancer and significant economic expense. Gall bladder polyps are a risk factor for the development of gall bladder cancer, which increases the diagnosis rate by increasing the hepatobiliary ultrasound imaging frequency. As a result of economic developments and industrialization in our country, there has been an increase in the traditional eating habits change and sedantery life. With these changes, the prevalence of obesity and metabolic syndrome has increased. Correction of the metabolic syndrome parameters may lead to a decrease in the prevalence of gallstones and gall bladder polyps which cause significant economic expense and increase the risk of developing gall bladder cancer. For this reason, we aimed to investigate the relationship between gallstones and gall bladder polyps and metabolic syndrome.Material and method: Between September 2016 and January 2017, the study included those who applied to Ankara Yildirim Beyazit University Medical Faculty Atatürk EAH Internal Medicine, Gastroenterology and General Surgery clinics. The study consisted of 139 participants, 60 of which were gallstones (20 male, 40 female), 16 gall bladder polyps (6 male, 10 female) and 63 control group (27 male, 36 female). Participants' height, weight, waist circumference, body mass index (BMI), blood pressure were measured. Venous blood glucose, triglyceride (TG), high-density lipoprotein (HDL) cholesterol, and Hbs Ag were analyzed after at least 8 hours of fasting. Patients with cholecystectomy, pancreatitis, major GIS operation history, bile duct wall thickening, chronic kidney disease, pregnant women, Hbs Ag status unknown, alcohol, oral contraceptive use and those who did not want to participate in the study were not included in the study. Metabolic syndrome was defined according to the metabolic syndrome diagnostic criteria published in the 2006 International Diabetes Federation (IDF) guideline. We carried out a cross-sectional study.Results: As a total of one hundred and thirty-nine individuals were included in our study 53 (%38.1) were male and 86 (%61.9) were female. The mean age of participants was 46.98 ± 13.19 years. The age and gender distribution of the groups were similar (p> 0.05). When the groups were compared in terms of initial measurements of SBP and DBP, SBP levels of patients with gallstones were lower than those of the control group (p <0.05); it was seen that DBP levels were lower in gallstone group than both control group and gall bladder polyp patients. When the patients were assessed according to IDF criteria, 44.4% (n = 28) of the control group; 40% of patients with gallstones (n = 24); 43.8% (n = 7) of the gall bladder polyp patients were found to have metabolic syndrome. There was no difference in the groups according to the presence of metabolic syndrome (χ2 = 0.261, p = 0.878). 33.9% (n = 20) of the patients with metabolic syndrome were male and 66.1% were female. The incidence of metabolic syndrome was higher in patients over 50 years of age (χ2 = 6.042; p = 0.014). In the group with high BMI, the incidence of metabolic syndrome was found to be higher (χ2 = 14.936, p <0.001). It was observed that 91.9% of the women (n = 79) and 67.9% of the men (n = 36) met the waist circumference criteria and the proportion of women who met the waist circumference criteria was higher than that of the males (χ2 = 11.529; p = 0.001).Conclusion: According to the results of our study, there was no relation between gallstones and gall bladder polyps and metabolic syndrome. Metabolic syndrome was seen more in women. The incidence of metabolic syndrome was found to increase with age and BMI.
Collections