Alt ekstremite derin ven trombozlarında renkli doppler ultrasonografi ve venografi yöntemlerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Alt ekstremite derin ven trombozları pulmoner emboli gibi akut olarak ortaya çıkarı komplikasyonları ve venöz yetmezlik ve postflebitik sendrom gibi uzun zaman sekelleri bulunan sık ve ciddi bir hastalıktır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Ancak hastalığın klinik olarak tanısı güçtür ve tanı için bir takım testler gerekir. Alt ekstremite DVT'larının tanısında, bugüne kadar en çok kullanılan ve gold standart olarak kabul edilen yöntem asendan venografidir. Fakat yöntem, invaziv ve komplikasyonlu bir yöntemdir. Ayrıca tüm hastalarda uygulanamaması ve diyagnostik hataları, yöntemin kısıtlamalarıdır. Bu nedenle, venografiye alternatif olarak birçok noninvaziv yöntem geliştirilmiştir. împedans pletismografi, sürekli dalga doppler US ve I125 işaretli fibrinojen ile yapılan sintigrafik çalışmalar gibi noninvaziv yöntemlerin bölgelere göre değişen sensitiviteleri bulunmakla birlikte bu yöntemler venograf inin yerini alamamışlardır. Yüksek rezolüsyonlu ultrasonograf i cihazlarının kullanıma girmesi ile B-mode US ve renkli Doppler US, DVT tanısında, diğer noninvaziv yöntemlere üstünlük sağlamışlardır. Renkli Doppler US, kalf bölgesi dahil, tüm alt ekstremite venlerinde yüksek sensitivite ve doğruluğa sahiptir. Bu çalışmada, alt ekstremite DVT'larında, venograf i ve renkli doppler US yöntemlerinin tanı değerini araştırmak için, klinik olarak DVT şüphesi olan hastalarda, her iki yöntemi uygulayarak karşılaştırıldı. Her iki yöntemin sensitivite ve doğruluk oranları, avantajları ve hataları belirlendi. Bu amaçla, DVT klinik şüphesi ve pulmoner embolisi olan hastalara venografi ve renkli Doppler US tetkikleri yapıldı. Çalışma prospektif olarak ve çift kör sistemine uygun olarak gerçekleştirildi. Her iki yöntem ile elde edilen sonuçlar ayrı ayrı değerlendirilerek, her bir74 yöntemin sensitivite, spesifisite, pozitif ve negatif prediktif değerleri ve doğruluk oranları hesaplandı. Toplam 47 hastada 57 ekstremite incelendi. 57 ekstremitenin 22' sinde (% 39) kesin olarak DVT tanısı kondu. Renkli Doppler US, iliak ve femoropopliteal bölge trombozlu olguların tümünde trombüsü gösterebildi. Venografi, 2 pulmoner embolili hastada saf en ven trombozlarını ve bir olguda popliteal ven trombozunu gözden kaçırdı. Venografi ile tüm kalf ven trombozlu olgular saptanırken renkli Doppler US ile bu bölgede birer yanlış pozitif ve negatif sonuçlar alındı. Venografinin tüm bölgelerdeki sensitivitesi % 86, spesifisitesi % 100, pozitif prediktif değeri % 100, negatif prediktif değeri % 92 ve doğruluğu % 95 olarak bulunurken renkli Doppler US'nin sensitivitesi % 100, spesifisitesi % 97, pozitif prediktif değeri % 96, negatif prediktif değeri % 100 ve doğruluğu % 98 olarak hesaplandı. Sonuç olarak renkli Doppler US, DVT şüphesi olan hastalarda, ilk başvurulması gereken noninvaziv ideal diagnostik görüntüleme yöntemidir ve alt ekstremite DVT'larında gold standard olarak kabul edilmelidir.
Collections