Transüretral prostat rezeksiyonu sonrasında oluşan böbrek fonksiyon bozukluklarının biyokimyasal ve radyonüklid metodlarla gösterilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Benign prostat hiperplazisinin cerrahi tedavisinde günümüzde % 90'nın üzerinde transüretral rezeksiyon uygulanmaktadır. Kısa süreli hospitalizasyo- nu, hastaya çok az sıkıntı vermesi, düşük mortalite hızı(%0.2), TUR - Prosta- tektomİ'nin avantajlarıdır. Ancak erken dönem morbiditesinin olması ve özellikle TUR sendromu gibi ağır bir tablonun görülebilmesi ise TUR - Pros- tatektomi'nin korkulan yanıdır. Çalışmamızda U.Ü.T.F. Üroloji Kliniği'nde Ekim 1992-Haziran 1993 ta rihleri arasında benign prostat hiperplazisi ön tanısıyla TUR-Prostatektomi uygulanan, böbrek fonksiyonları preoperatif normal hastalardan rastgele se çimle 15'ini değerlendirmeye almayı uygun bulduk.46 Ortalama yaşları 67 olan hastaların özellikle böbrek fonksiyonları gerek biyokimyasal, gerekse renal sintigrafik olarak preoperatif ve postoperatif dönemlerde irdelenmiştir. TUR sendromunda, böbrek fonksiyonlarında bozulma olduğu önceden beri bilinmektedir. TUR-Prostatektomi öncesi ve sonrası böbrek fonksiyonla rı genellikle serum üre ve kreatinin değerleri ile izlenmektedir. Biz çalışma mızda bu değerlerin yanında, daha duyarlı ve etkili bir yöntem olması açısın- dan,tübüler atımı olan,yeni bir radyofarmasötik ajan olan Tc-99m-EC ile re nal sintigrafi çekerek böbrek fonksiyonlarındaki değişiklikleri ortaya koyma ya çalıştık. Sonuçta,postoperatif 1. gün serum üre, kreatinin, kreatinin kli- rens değerlerinin anlamlı değişmelere rağmen normal sınırlar içinde kalma sı, buna karşılık aynı bulguların sintigrafik olarak daha duyarlı ve ayrıntılı olarak ortaya konulabildiği görüldü. Olguların postoperatif 3 ay sonraki değerlendirilmelerinde kalıcı böbrek fonksiyon bozukluklarının gözlemlenebilmesi, TUR yapılan hastalarda geç dönem izlemlerin daha dikkatle yapılmasını gerektirmektedir.
Collections