Bursa yöresindeki gebelerde hepatit B yüzey antijeni, rubella antikoru ve VDRL pozitifliğinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
33 ÖZET İntrauterin ya da peripartum dönemde gelişen hepatit B, rabella ve treponema enfeksiyonları, olası konjenital anomaliler ve daha sonra gelişebilen siroz ve hepatosellüler karsinoma gibi komplikasyonlar açısından önem taşımaktadırlar. Çalışmamızda Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Polikliniği'de 1 Ocak 1995 ile 31 Temmuz 1996 arasında başvuran 1687 gebe HBsAg, 908 gebe rubella antikorları, 1023 gebe ise VDRL pozitifliği açısmdan retrospektif olarak değerlendirildi. Bu gebelerde HBsAg taşıyıcılığı %5.39 olarak bulunurken, %0.66'sının gebeliği sırasında, %94.82'sinin ise gebelik öncesinde rubella enfeksiyonu geçirdiği saptandı. Olguların hiçbirisinde VDRL pozitifliği yoktu.34 Bu bulgular ışığında hepatitin, rubella ve sifilize göre gebe popülasyonunda daha önemli bir sorun oluşturduğu düşünüldü. HBsAg'i taşıyan gebelerin bebekleri yenidoğan döneminde virus ile karşılaştığında kronikleşme şansı fazla olduğundan dolayı taşıyıcı annelerin perinatal dönemde saptanabilmesi için tüm gebelerin taranması, HBsAg taşıyıcı olan anne bebeUerinin aktif ve pasif olarak bağışıklanması ve gelecek nesillerin bu virustan korunması için yenidoğanlara aşı uygulamasının gerekli olduğu sonucuna varıldı. Rubella antikorlarının tesbiti ise erken gebelik döneminde yapılarak akut enfeksiyon geçiren gebeler tesbit edilmeli ve konjenital enfeksiyona neden olabildiği için bu gebelikler sonlandınlmalıdır. Kadın popülasyonunun gebelik öncesi dönemde taranması ve bağışık olmayanların aşılanmaları bu tür sorunların önlenmesi için önemli bir adımdır. VDRL testinin ise sadece risk altodaki gebelerde uygulanması sifiliz olgularının saptanmasında yeterli olmasının yarımda ekonomik fayda sağlayacaktır.
Collections