The moderating role of emotion management in the relationship between mobbing and burnout
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tükenmişlik kavramı, işyerindeki en zararlı tehditlerden biridir. Yıldırma ile tükenmişlik arasındaki ilişkiyi araştıran çok sayıda çalışma olmasına rağmen, bu ilişki altındaki mekanizma hala bilinmemektedir. Duygusal Olaylar Teorisine (Weiss & Cropanzano, 1996) dayanarak, çalışanlar, işyerinde yaşadıkları durumlara karşı duygusal tepkiler verirler ve bu tepkiler örgütsel sonuçları etkiler. Bu teoriye göre, duygu düzenleme stratejileri ve duygusal zekayı içeren duygu yönetiminin, yıldırma ve tükenmişlik arasında bir moderatör etkiye sahip olacağı öngörülmektedir. Birinci araştırmanın amacı, hizmet sektöründe çalışan işçilerden (220 hemşire) veri toplayarak, duygu yönetiminin (duygu düzenleme ve duygusal zeka) aracı rolünün yıldırma ve tükenmişlik arasındaki ilişkide belirlenerek, literatüre katkıda bulunmaktır. Bununla birlikte, tükenmişlik kavramının ağırlıklı olarak yüz yüze iletişim gerektiren mesleklerde görülebileceği bilgisinin artık bütün meslek gruplarında da görülebileceğini ortaya koyan tartışmalara paralel olarak, ikinci araştırma yürütülmüştür. Çok fazla yüzyüze iletişim gerektirmeyen üretim sektöründeki çalışanlara (220 mühendis) uygulanarak, birinci araştırmanın replikesini yapmayı amaçlanmıştır. Hem çalışma 1 hem de çalışma 2'de, duygusal zekanın yıldırma ile tükenmişlik arasındaki ilişkide moderatör etkiye sahip olduğu bulunmuştur ancak yıldırmanın tükenmişlik üzerindeki etkisinde tampon etkisi oluşturmamıştır. Buna karşılık, duygu düzenlemenin iki boyutuda, yıldırma ile duygusal tükenme ve duyarsızlaşma arasındaki ilişkide her iki çalışmada da düzenleyici rol oynamamıştır. Bu iki çalışma arasındaki tek fark, ifade bastırılmasının, çalışma 1'de mobbing ile düşük kişisel başarı hissi arasındaki ilişkide düzenleyici role sahip olmasıdır. Ayrıca, çalışma 2'de, hizmet mesleklerinde çalışmayan ve yüksek derecede yüz yüze etkileşime ihtiyaç duymayan mühendisler, hemşirelerden tükenmişlik seviyesi bakımından farklı değildir. Bu çalışmanın teorik sonuçları ve gelecekteki yönleri tartışılmıştır. Burnout is one of the most detrimental threats in the workplace. Although there are a large number of studies investigating the relationship between mobbing and burnout, the mechanism under this relationship was still unknown. Based on the Affective Events Theory (Weiss & Cropanzano, 1996), workers show emotional reactions against to situations, which they experience at work and this reaction affects their organizational outcomes. According to this theory, emotion management, which includes emotion regulation strategies and emotional intelligence, will have a moderator effect between mobbing and burnout. The purpose of the first study is to contribute to the literature by investigating the moderator role of emotion management (emotion regulation and emotional intelligence) in the relationship between mobbing and burnout by collecting data from participants who work in a service industry occupation (220 nurses). In addition, consistent with the discussions about employees who have a non-service occupation may also experience burnout, the second study was conducted to replicate the first study by collecting data from a non-service occupation (220 engineers). Both in study 1 and study 2, emotional intelligence moderates the relationship between mobbing and burnout but it did not buffer the effects of mobbing on burnout. In contrast, two dimensions of emotion regulation did not moderate the relationship between mobbing and emotional exhaustion and depersonalization in both of the studies. The only difference between these two studies is that expressive suppression moderated the relationship between mobbing and reduced personal accomplishment in study 1. Furthermore, in study 2, in terms of levels of burnout, engineers who are not work in service occupation did not differ from nurses who need high levels of face-to-face interactions in the workplace. Theoretical implications and future directions of this study are discussed.
Collections