Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşin üçüncü kişilere karşı dava hakkı (TMK m. 229, 241)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden doğan alacaklardan birisi olan katılma alacağının, borçlu eşin malvarlığından veya terekesinden karşılanması durumunda, çalışma konumuzun ana kanun maddelerinden olan TMK m. 241 hükmü anlamında bir sorun yaşanmaz. Çalışma konumuzun dayandığı diğer kanun maddesi olan TMK m. 229 hükmündeki şartları taşıyan ve diğer eş tarafından gerçekleştirilen tasarrufî işlemler neticesinde hasıl olan katılma alacağının diğer eş olan borçlu eşin malvarlığından veya terekesinden karşılanamaması durumu, çalışma konumuzun odak noktasını oluşturmaktadır.Çalışmamız üç temel bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde, TMK m. 229 hükmü anlamında eklenecek değerler hakkında bilgiler verilmiştir. Bu bağlamda, alt başlık olarak karşılıksız kazandırma kavramı ele alınarak ölüme bağlı tasarrufların ve ahlaki yükümlülüklerin ifasının, söz konusu madde hükmü kapsamında yer alıp almadığı tartışılmş olup özellik arz eden durumlar da irdelenmiştir.Çalışmamızın ikinci bölümünde, TMK m. 241 hükmüne göre dava açılabilmesinin şartları incelenmiş ve yine bu kapsamda TMK m. 229 hükmü ile TMK m. 241 hükmünün birbirleriyle ne derece örtüştüğü tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede, katılma alacağı borçlusu eşin malvarlığının veya terekesinin katılma alacağını karşılamaya yetmemesi anlamında, tasfiye sonrası malvarlığı değerlerinde meydana gelecek değişiklikler ve yine tasfiye sonrası ödeme kabiliyetinin tespitinde gelecekteki gelirlerin belirleyiciliği sorunu ele alınmıştır. Sonrasında, üçüncü kişinin sorumluluğunun sınırı ve geri verme yükümlülüğünün kapsamı ile birlikte söz konusu hükümlerin miras hukuku ile ilişkisi irdelenmiştir.Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise TMK m. 241 hükmüne dayalı davanın hukukî niteliği, benzer davalardan farkı ve ilişkisi incelenmiş olup bu bağlamda davanın tarafları ile bu davanın tabi olduğu görevli ve yetkili mahkeme tespit edilmiştir. Devamında, çalışma konusu açısından son derece önemli olan davanın ihbarı ve davanın tabi olduğu süre hakkında da açıklamalarda bulunulmuştur. In the case of that participation receivables which is one of the claims arise from regime of participation in acquired property have been met from wealth or heritage of indebted spouse, there has not been legal difficulties with regard to article 241 of Turkish Civil Code which is one of the primary articles within this subject. The focal point of this subject has been consisted of the aspects regulated by article 229 of Turkish Civil Code which is the other article that this subject has been attributed and the case of that participation receivables which derived from dispositive transactions of other spouse could not have been met from wealth or heritage of indebted spouse. This study has been constituted by three sections. In the first section of the study, values to be added have been explained in the context of article 229 of Turkish Civil Code. In this regard the notion of gratuitous acquisition, as sub title, has been discussed with whether that fullfilment of testamentary disposition (disposition mortis causa) and moral obligations have taken place in the scope of aforesaid article. Besides that particular cases have been scrutinized. In the second section of this study, conditions of bringing an litigation with respect to article 241 of Turkish Civil Code and besides that to what extent article 229 and article 241 of Turkish Civil Code have been compatible have been examined within this framework. Within this context, the emerging changes thereafter final account of asset in winding up and the issue of decisiveness of unborn income upon the determination to solvency of final account in winding up have been discussed in the event of insolvency of wealth or heritage of debitor spouse to participation receivables. Thereafter, relation of aforesaid articles with inheritance law have been scrutinized as associated with limitation of third party liability and extent of obligation to restituiton. In the third and last section of the study whilst legal characteristics, resemblance and differences from similar litigations of the litigation based upon article 241 of Turkish Civil Code have been evaluated. In this regard parties of the litigation and court of competent jurisdiction has been identified. Afterwards notice of proceeding and term of litigation which are the concepts highly important in terms of this study have been explicated.
Collections