Avrupa Birliği Rekabet Hukuku perspektifinden tüketici refahı standardı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tüketici refahı bir hedef ve standart olarak Avrupa Birliği rekabet hukukunda son yirmi yıldır tartışılmaktadır. Avrupa Birliği'nin iç pazarı oluşturup, AB rekabet hukukunu modernleştirmesi sonrasında, daha ekonomik bir yaklaşım geliştirme ihtiyacı doğmuştur. Tüketici refahı, 1950'li yıllardan beri Chicago iktisat ve hukuk ekollerinin tesisi ile ABD rekabet politikalarının bir parçası olmuştur. İktisat teorisi kaynaklı olan bu kavram ABD rekabet hukukunun bir parçası olmuştur. Bu standartın uygulanması, muhakeme kuralı yaklaşımı ve etki savunmalarını gerektirmektedir. ABD anti-tröst literatürü ve uygulamalarında tüketici refah standartı bir toplam etkinlik standartı olarak tanımlanır ve uygulanır. Bu standart, hukukun ekonomik analizi yaklaşımının bir parçası olduğu için tüketici refahı, AB'de 'daha ekonomik yaklaşım' tartışmalarının da bir parçası olmuştur. Son yirmi yılda AB Komisyonu da kendi kararlarında daha fazla ekonomik analiz kullanmak için çalışmalar yürütmektedir. Aynı zamanda Komisyon ekonomik etkinliği rekabet hukukunun önemli hedeflerinden biri haline getirmiştir. Bununla beraber AB mahkemeleri tüketici refahını ne bir hedef ne de bir standart olarak kabul etmiştir. Tersine, AB mahkemeleri iç pazarın entegrasyonu hedefinden ayrılma konusunda çekimserdirler. Diğer yandan Lizbon Anlaşması 'rekabetçi sosyal pazar ekonomisini' birliğin temel hedefi haline getirmiştir. Sadece ekonomik etkinliğe dayalı bir hedefin sosyal pazar ekonomisini oluşturmakta yeterli olması mümkün değildir. Lizbon Antlaşması çerçevesinde oluşturulacak rekabet politikasının ekonomik yaklaşımının daha sosyal bir boyutunun da olması gereklidir. Consumer welfare as a goal and standard is being discussed in EU Competition Law for almost two decades. There has been a need to develop a more economic approach in this field after the relevant success in establishing a well functioning internal market and the modernization process of EU competition law. Consumer welfare has, as matter of fact, become part of competition policy in 1950s in the US thanks to Chicago School of economics and law. It is a concept that originated from economic theory and it is widely used in US antitrust law. The application of this standard necessitates a rule of reason approach and efficiency defenses. In US Antitrust literature and enforcement, consumer welfare standard is defined and applied as a total efficiency standard. Since this standard is part of a wider approach called the economic analysis of law, it is understandable that consumer welfare has been at the center of 'a more economic approach' discussions in EU competition law. Within the last two decades, the EU Commission has been trying to use more economic analysis in its decision-making. Also, the Commission has admitted economic efficiency as one of the goals of competition policy in its soft law. However, consumer welfare has never been accepted as a goal or standard in EU competition law by the EU Courts. Conversely, the EU Courts appear reluctant to dismiss the integration of the internal market goal. On the other hand, Lisbon Treaty has established `a competitive social market economy` as one of the primary goals of the Union. A standard based solely on economic efficiency can hardly be said to establish a social market economy. EU competition policy must adopt an economic approach that would have also have a real social aspect in order to be compatible with the Treaty provisions.
Collections