Türkiye`deki kürt siyasal hareketinde sivil itaatsizlik
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sivil itaatsizlik, `'şu ya da bu ölçüde adil' ilişkilerin hüküm sürdüğü demokratik bir sistemde ortaya çıkan ciddi haksızlıklara karşı, yasal imkânların tükendiği noktada son çare olarak başvurulan, kendisine anayasayı ya da toplumsal sözleşmede ifadesini bulan ortak adalet anlayışını temel alan, şiddeti reddeden, yasadışı politik bir edim` (Coşar, 2001: 10) olarak tanımlanabilir.Sivil itaatsizliğin tarihi Antik Yunan'a kadar uzanmaktadır. Sokrates ve Sophokles'in Antigone'u bu döneme ilişkin bilinen örneklerdir. Sokrates ve Antigone'a benzer biçimde sivil itaatsizlik eylemlerini bireysel bir formda icra eden Thoreau ve Tolstoy'un aksine M. K. Gandhi ve M. L. King bu eylem biçimini kolektif bir formda icra etmişlerdir. Gandhi ve King özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru dünya genelinde yaygınlaşan birçok sivil itaatsizlik eylemine ilham kaynağı olmuşlardır. Kürt siyasal hareketinde sivil itaatsizliğin tarihi 1980'lere kadar götürülebilir. 1990'lı yıllarda ilk legal Kürt partilerinin kurulmasıyla yaygınlaşan bu eylem biçimi 2011 yılında Kürt hareketinde, siyasal bir kampanya çerçevesinde daha da yaygınlaştırılarak sürdürüldü. Bu araştırmada Kürt siyasal hareketinin sivil itaatsizlik eylemlerine yönelmesi, temel olarak hareketin 1995 yılından itibaren geçirdiği ideolojik dönüşüme bağlanmıştır. Yanı sıra `Arap Baharı`, 2011'in Haziran ayında yapılan parlamento seçimi, Abdullah Öcalan ve devlet arasında yürütülen `müzakere süreci` gibi etkenler de Kürt siyasal hareketinin sivil itaatsizlik eylemlerine yönelmesinde etkili olmuştur. Kürt siyasal hareketinin sivil itaatsizlik eylemleriyle eşanlı şiddet içeren çeşitli eylem formlarına da başvurarak şiddet ve şiddetsizliği politik eylem biçimde birleştirdiği görülmektedir. Bundan dolayı Kürt siyasal hareketinin sivil itaatsizlik eylemleri, Gandhi'nin sivil itaatsizlik deneyiminden ziyade Nelson Mandela'nın sivil itaatsizlik deneyimine benzemektedir. Sivil itaatsizliğin Weberyan bir politik etik çerçevesinde, pratik bir alt yöntem (taktik) olarak ele alındığı Kürt siyasal hareketinde, bu eylemlerin yaygınlaşarak devam edeceği öngörülebilir. Meşruluk dayanaklarını sivil itaatsizliğin hukuk devleti idesi ve hukuk etiği çerçevesinde değerlendirebileceğimiz bu eylemlere ilişkin veriler, Kürt siyasal hareketinin basın/yayın organları olan Özgür Gündem gazetesi ve Serxwebün dergisinden elde edilmiştir. Bu veriler nitel bir araştırma metoduyla yorumlanmıştır. Ayrıca elde edilen veriler doğrultusunda oluşturulan grafiklerle bütünsel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Civil disobedience can be described as `an illegal political action which exists against the serious inequity occurred in a democratic system that somehow ruled by justice as the last chance when the whole legal possibilities come to an end and it grounds itself to the public sense of justice by referring to the constitution and social contract and by rejecting violence as a tool` (Coşar, 2001: 10). The history of civil disobedience has been traced to the Ancient Greek. Socrates and Sophocles' Antigone are the well known examples for that age. Against Thoreau and Tolstoy who performed civil disobedience action as individually, M. K. Ghandi and M. L. King performed this kind of actions as collective. Ghandi and King inspired many civil disobedience actions around the world especially in the late 20th century. The history of civil disobedience in Kurdish political movement can be traced back to 1980s. This action style which became widespread after the establishment of first Kurdish legal party in 1990s has gotten larger by a political campaign organized by Kurdish political movement. In this study, turning onto civil disobedience by Kurdish political movement is mainly linked to the ideological turn started in 1995. Moreover, factors like `Arab Spring`, elections that took place in June 2011 and `negotiation process` that continues between the state and Abdullah Öcalan were also in effect in this turn.It is seen that while the civil disobedience actions have been used, the Kurdish political action also applied to use acts of violence and combined the violence and non-violence in its political actions. Due to this, the civil disobedience actions of the Kurdish political movement are comparable with Nelson Mandela's civil disobedience experiences rather than Ghandi's ones. In Kurdish political movement which tackles the civil disobedience as a practical sub-method within the scope of a Weberian political- ethics, it may be predicted that this kind of actions will continue.The data of these actions which we can evaluate their legitimacy bases as part of state law idea and ethics of law obtained from the media organs of Kurdish political movement: Özgür Gündem newspaper and Serxvebün magazine. These data are interpreted by qualitative research method. In addition to this, by the help of graphics based on data a wholistic frame is tried to be drawn.
Collections