Bela Tarr sinemasının varoluşçu felsefe bağlamında incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli sanat dalı, eğlence odaklı bir endüstri olmanın çok ötesinde, kaynağını yaşamdan alan sinemadır. Benzer şekilde varoluşçuluk ise çağımızın en önemli felsefi düşünüşlerinden birisidir. Bununla birlikte varoluşçuluk sanat ile derinden ilişkilidir. Varoluş felsefesi de merkezine insanı alır ve onun varlığının anlamını sorgular. Dolayısıyla hem sinema hem de varoluşçu felsefe kaynağını insandan ve yaşamdan almaktadır. Sinema ve varoluşçuluk arasındaki düşünce üzerine şekillenen insan odaklı bağın, en saf örneklerini Bela Tarr sinemasında görmek mümkündür. Bela Tarr ürettiği eserler ile insanı ve onun haysiyetini ön plana çıkarmıştır. Bu çalışma Bela Tarr sinemasının ürünleri olan filmlere varoluşçu felsefe bağlamında bakma uğraşını konu edinir. Bu uğraşın amacı genelde insan ve insana ait değerlerin sanat eserleri üzerinden anlamlandırılmasını içerirken özelde Bela Tarr sinemasını varoluşçuluk ekseninde anlamaya dayalıdır. Bu amaca ulaşmak için birinci bölümde araştırmanın varsayımları ve yöntemi üzerinde bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde varoluşçuluk hakkında açıklamalar yapılmıştır. Üçüncü bölümde Bela Tarr'ın eserlerine varoluşçu bakışı mümkün kılan bakış açısının kuramsal çerçevesi sınırlandırılmıştır. Dördüncü bölümde göstergebilimsel yöntem ışığında oluşturulan tablolar ile Bela Tarr sinemasının ikinci dönem filmlerinden Damnation(1988), Satantango(1994), Werckmeister Harmonies(2000) ve The Turin Horse(2011) incelenerek bir sonuca varılmıştır. Bununla beraber Bela Tarr sinemasına varoluşçu bakışı mümkün kılarak, en azından, sinema ve felsefe arasında kurulan bağa bir örnek teşkil edilmek istenmiştir. Böylelikle iletişim bilimlerinin konu edindiği insan ve onun yaşamını anlamaya giden yolda bir adım atılmaya çalışılmıştır. In our century's the prominent art, beyond the entartainment focused industry, is cinema which takes its source from life. Existentialism, similarly with cinema, is one of the most major thoughts of our era. Therewithal there is a deeply relationship between existentialsm and art. Existentialsm is focuses on the human being and its meaning. Thus, both cinema and existentialsm take their source from life and human beings. It is highly possible to see the purest examples of the connection, which shaped on thoughts and focused on human beings, between cinema and existentialsm in Bela Tarr's cinematography. Bela Tarr has emphasize that human beings and its dignity in his films. In this work's subject is the effort that applaying existentialist perspective on Bela Tarr's film. The purpose of this effort is generally to understand humanity and its values with artworks, specially to understand Bela Tarr cinematography in the context of existentialist philosophy. For this purpose, hypothesis' and method of work are explained in the first chapter. In the second chapter existentialism is explained. In the third chapter, the theoretical perspective that makes existential analysis possible for the works of Bela Tarr is restricted. In the forth chapter, Bela Tarr's second term movies, Damnation(1988), Satantango(1994), Werckmeister Harmonies(2000) and The Turin Horse(2011), are analysed with the light of semiotics. In this way, by making an existential view of Bela Tarr's cinema possible, at least, gives and example of connection between cinema and philosophy. Thus, it will be a step to understand of human, as a main topic of communication sciences, and his lifestyle.
Collections