Hazar enerji kaynaklarının bölge ülkelerinin sosyal ve ekonomik gelişimine katkısı: Azerbaycan örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Petrol ve doğal gaz gibi hidrokarbon kaynaklarının bir ülkede fazla bulunması ile sosyo-ekonomik gelişme arasındaki bağlantı, modern kalkınma teorisinde önemli yer tutmaktadır. Bu alandaki çalışmaların temel araştırma sorusu `tabii kaynaklar oluşturdukları katma değerle kalkınmayı teşvik mi eder; yoksa fakirlik ve çatışmaları körükleyen, demokrasi ve insan haklarının gelişimini sekteye uğratan bir tesir mi yapar?` şeklinde özetlenebilir. Salt katma değer üretimini esas alan makroeknomik verileri değil, insanların hayat kalitesine etki eden sağlık, eğitim, gelir dağılımı, cinsiyet eşitliği, çevre gibi değişkenleri de ölçüt kabul eden `insani kalkınma` kavramıyla ilgili çalışmalarla birlikte birleştirildiğinde, kaynak bolluğu ile ilgili tartışmalar daha ilginç hale gelmektedir. Literatürde bir yanda Norveç ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi zengin tabii kaynaklarını kalkınmalarının itici gücü haline getirmeyi başarabilmiş örnekler mevcutken, diğer yanda zengin hidrokarbon zenginliklerine karşın geri kalmışlık sarmalından kurtulamayan Nijerya, Meksika ve Venezuela gibi pratik misallerin varlığı, bu sosyo-politik/sosyo-ekonomik olguyu daha ilginç kılmaktadır. Bilhassa ikinci kategoride yer alan ülkelerin analizi için teorik çerçevesi geliştirilen `Hollanda Hastalığı`, `kaynak laneti` gibi kavramsallaştırmalar, bu teorik tartışmanın yeni örnek ülkeler üzerinden doğrulanması veyahut yanlışlaşmasını zaruri hale getirmektedir. Bu çalışma bu amaca yönelik yapılmıştır.1991'de bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan örneği üzerinden, önce Hazar Havzası'nın sahip olduğu hidrokarbon kaynaklarının Azerbaycan ve dünya ekonomisindeki ağırlığı ile Hazar coğrafyası ülkelerinin ekonomik gelişmişlik düzeyleri sayısal verilerle mukayeseli ortaya konmaktadır. Daha sonra kaynak bolluğu ile Azerbaycan'ın sosyo-ekonomik-insani kalkınması arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda `Hollanda Hastalığı`nın hidrokarbon zengini Azerbaycan için ne ölçüde geçerli olduğu ve olası menfi tesirlerini bertarafı için ne tür mekanizmalar geliştirildiği tartışılmıştır. 25 yıla yaklaşan bağımsızlık serüveninde, kaynak bolluğunun Azerbaycan'da hukuki güvenceler, insani kalkınma verileri ve mutluluk endeksi bakımından doğurduğu tesir incelenmektir. Böylece literatüre akademik kavramsallaştırmaların test edildiği yeni bir örnek durum kazandırılmış olacaktır.Anahtar Kelimeler: Kaynak Bolluğu, İnsani Kalkınma, Azerbaycan, `Kaynak Laneti`, `Hollanda Hastalığı` The relationship between abundance of resources and socio-economic development is a crucial phenomenon in modern development theory. The central research question is whether abundance of valuable natural resources such as oil and natural gas serve as a positive impetus for economic growth. Another important aspect of the debate is related to the existence of a chaotic environment or widespread poverty being a factor that can curtail progress on economy, democracy and human rights. The idea of `humanitarian development` assumes that economic growth creates an environment conducive to providing better health services, education, income distribution, gender equality and sustainable environment. Within that context resource abundance becomes even more important in achieving a level of development in those areas mentioned above.The literature on the subject lists Norway and the UAE among the successful examples that have managed to use their natural resources to achieve economic development. But there are also those like Nigeria, Mexico and Venezuela which have failed to break the vicious cycle of underdevelopment. In analyzing the latter, `Dutch disease`, a term coined after the example of Netherlands in 1970s, and `resource curse` have been used extensively. However, more case studies are needed to understand these concepts better and to see if those assumptions are valid under different circumstances.This study might be considered as an attempt to test the validity of these approaches in the case of Azerbaijan. Azerbaijan, which gained its independence in 1991, is a good example where we can find a sudden increase in the development of natural resources and influx of foreign funds. The development of the oil industry in Azerbaijan provides us with a good example to see if Azerbaijan will be able to use its riches to provide long-term economic growth. An analysis on the relationship between natural resource abundance and socio-economic-humanitarian development is an integral part of the study. In this context, indications will be put forward in order to test to what extent `Dutch disease` holds true in the case of Azerbaijan and what counter-measures are being taken to remedy its possible repercussions. The study of the subject includes an elaborate survey of the data on Azerbaijan's humanitarian development, happiness index and progress on income distribution, gender equality, environmental standards, education and health. This study aims to contribute to the literature in testing earlier academic hypothesis on natural resource abundance and socio-economic development. Key Words: Resource Richness, Humanitarian Development, Azerbaijan, `Resource Curse`, `Dutch Disease`
Collections