Septoplasti öncesi ve sonrasında östaki tüp fonksiyonlarındaki değişimlerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Burun başka hiçbir primat veya memelide olmadığı şekilde yüzün ortasında belirgin büyük dış görünüşü ile yer alan, kişinin psikolojik yapısı ile beden imajının oluşmasında ve sosyal yaşantısında önemli rolü olan ana yüz yapısıdır. Burnun posterior bölümü ile orta kulağı birleştiren östaki tüpünün septal deviasyon ile olan ilişkisi pek çok kez araştırılmış bir konudur. Bu çalışmanın amacı, izole septum deviasyonu nedeni ile operasyon planlanan hastaların, operasyon öncesi ve sonrasındaki östaki tüpü fonksiyonlarının ve potansiyel değişiminin objektif yöntemler kullanılarak değerlendirilmesidir. Çalışmaya 18 ve 50 yaş (ortalama 32.94) aralığında toplam 50 hasta (22 kadın, 28 erkek) dahil edilmiştir. Tüm hastalar otolojik muayenesi yapıldıktan sonra saf ses odyometrik değerlendirmesi yapılmıştır. İşitmesi normal sınırların dışında olan, kulak cerrahisi geçirmiş ve zar patolojisi olan ve nazal polipozisi olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Çalışmaya dahil edilen hastaların östaki fonksiyonlarını değerlendirmek için bazal, Valsalva ve Toynbee manevraları ardından yapılan timpanogramlar ile değerlendirilmiştir. Ölçümler Interacoustics AZ 26 (Interacoustics A/S,Assens, Danimarka) timpanogram kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Her iki kulağın östaki tüpü fonksiyonları ayrı ayrı değerlendirilmiştir ve deviasyon tarafı ile ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre hastaların operasyon öncesi ve sonrası, saf ses odyometre testinde her iki taraf için de anlamlı bir fark yoktur. Deviasyon tarafı kulak için yapılan bazal ve Valsalva'lı timpanogram testinde ameliyat sonrasında istatistiksel anlamlı düşüş gözlenmişken (p=0,00), Toynbee'li test sonrasında istatistiksel anlamlı fark gözlenmemiştir (p=0,19). Karşı taraf kulak için yapılan bazal timpanometrik ölçümlerde operasyon sonrasında anlamlı bir farklılık gözlenmişken (p=0,00) Valsalva ve Toynbee manevrası ile yapılan testlerde anlamlı fark gözlenmemiştir (p=0,12 ve 0,18). Valsalva ve Toynbee manevraları ile östaki tüpü işlevselliğine baktığımızda, ameliyat öncesinde, deviasyon tarafı kulak için 20 kulak (%40) işlevsel iken, ameliyat sonrasında bu sayı 36 (%72) olmuştur. Deviasyon karşı taraf için ise ameliyat öncesinde 29 (%58) olan östaki tüpü işlevselliği, ameliyat sonrasında 35'e (%70) çıkmıştır. Bu değişim hem deviasyon hem de karşı taraf için anlamlıyken (p=0,00), deviasyon tarafındaki değişim karşı tarafa göre daha fazladır (p=0,00).Çalışmamızın sonucunda elde edilen bulgulara göre nazal septum deviasyonu orta kulak basınçlarını ve fonksiyonlarını kötü yönde etkilemektedir. Operasyon öncesindeki bazal timpanometrik tepe basınçlarının operasyon sonrasında belirgin düzeldiği, östaki fonksiyonelliğinin her iki kulakta da belirgin düzeldiği fakat deviasyon tarafındaki düzelmenin çok daha belirgin olduğu sonucuna varılmıştır. Nose, which is located in the middle of the face with its unique and distinctive appearence and pivotal role in the formation of indivudal's physcological state and body image, is the main face structure. The relationship between eustachian tube that connects posterior part of the nose and middle ear and the septal deviation has been researched quiet a lot. The aim of this study is to assess eustachian tube functions and potential changes of patients, who were planned to have surgery due to isolated septal deviation, before and after the surgery by using objective methods. 50 patients (22 females and 28 males) between ages of 18 and 50 (mean 32.94) participated in our study. After all patient went through otological exam, pure tone audiometry assessments were carried out. Patients who had abnormal hearing levels, with ear surgery history and nasal polyposis were excluded in the study. Assessments of eustachian tube functions were carried out by tympanograms in basal, Valsalva and Toynbee maneveurs. Assessments were done by using Interacoustics AZ 26 (Interacoustics A/S,Assens, Denmark) tympanogram. Eustachian tube functions of each ear were assessed seperetaly and their relationship with the deviation side was evaluated. According to the results of our study, a statistically significant differeance was not observed in pure tone audiometry tests before and after surgery, while a significant decrease was observed in basal tympanogram and tympanogram with Valsalva maneveur for deviated side after surgery (p=0,00). There was no significant change in tympanogram with Toynbee maneveur (p=0,19). While a significant decrease was observed in basal tympanogram for contra side of deviation after surgery (p=0,00), there was no significant change in tympanogram tests with Toynbee maneveur and Valsalva maneveur (p=0,12 and 0,18, respectively). When eustachian tube functions was assessed with Valsalva and Toynbee maneveurs, it was clearly observed that while 20 ears (%40) had been functional before surgery for deviated side, the number was increased to 36 (%72) after surgery. Eustachian tube functionality for the contra side of deviation was seen in 29 ears (58) before surgery and the number increased to 35 (%70) after surgery. While this change is significant for both deviated and contra deviated side (p=0,00), change in the deviated side is much more than the contra side of deviation. With respect to our results, nasal septum deviation worsens middle ear pressure functions. It is observed that basal tymponometric peak pressure before surgery was distinctively recovered after surgery and eustachian functionality in both ears was improved but it was far more clear for the devited side.
Collections