A Critical assesment the concept of democracy and the Perestroika movement in the Soviet Union (The oretical roots, claims, and prospects)

Abstract

Bu çalışmanın temel amacı, 1980'lerde Sovyetler Birliği'nin politik ve kurumsal çerçevelerini köklü bir biçimde değiştiren `yeniden yapılanma` sürecini `demokrasi` kavramıyla ilişkisi bakımından kısaca değerlendirmektir. Bu değerlendirme temel olarak, Sovyetler Birliği 'nin Perestroika öncesindeki ve sonrasındaki politik kurumlarının (devlet, parti, sendikalar ve diğer örgütlenmeler) ve devrim sonrası kurumsallaşma sürecinde esinlenilen teorik çerçevelerin, demokrasinin genel kabul gören ilkeleri yönünden bir analizi etrafında gelişmektedir. Böylece sosyalist teori ve pratiğin yapılan analizi çerçevesinde, demokrasinin temel prensiplerinin (temsil, genel oy, çoğulculuk, ifade özgürlüğü gibi) bu teorilerin öngördüğü toplum projelerinde tümüyle bir reddine rastlanmamaktadır. Ancak Sovyetler Birliği 'nin devrim sonrasında ortaya çıkan politik çerçevelerinin analizi, esinlenilen bu teorilerle uygulamalar arasında farklılık bulunduğunu göstermiştir. Diğer yandan, Sovyetler Birliği 'nde varolan politik kurumları, Perestroika hareketi içinden `demokratikleştirme` çabaları genellikle `kapitalizme geçiş` olarak değerlendirilmektedir. Oysa bu `yeniden yapılanma` sürecinde tartışılan demokrasi kavramlarının sosyalist teorilerle, özellikle de Marksizmle çelişmediğinin görülmesi, `kapitalizme geçiş` tartışmalarını farklı bir düzlemde temellendirmek gerektiğini ortaya koymaktadır.

The main aim of this study is to evaulate the nature of the `restructuration process`, which radically changed and reshaped the political and institutional frameworks of the Soviet Union in the 1980s, in terms of its relation to the concept of democracy. In fact, considering the principles of democracy that are generally recognized, this study mainly gives an account of the Soviet political institutions before and after the Perestroika movement -i.e. state, party, trade unions, and other organizations-, and of the theoretical frameworks from which they were inspired during the post-revolutionary period of political institutionalization. As a result, the brief review of the socialist theories and initial practices displayed that the main principles of democracy such as representation, general franchise, pluralism, and freedom of expression are not completely refused by the projected and future frameworks of these theories. However, in the analysis of the Soviet political frameworks which were institutionalized after the October Revolution, it was obvious that there was a certain discrepancy between these inspired theoretical frameworks and the practical formations in the Soviet Union. On the other hand, the `democratization` of the existing political institutions through the Perestroika movement has beengenerally evaluated as a `transition to capitalism`. However, in the light of the evidences of this study, our argument is that as long as the concepts of democracy which are reconsidered during this `restructuration` process are not incompatible with the socialist theories, especially with Marxism, the claims on `transition to capitalism` should be debated on another basis.