Tüketicilerin risk algısı ve tüketici şüpheciliği arasındaki ilişki: Batman ilinde yapılan bir araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tüketiciler bir satın alma davranışı sonrasında huzursuzluk yaşayabilmektedirler. Algılanan bu huzursuzluk duyguları bilişsel olabilmektedir. Tüketici davranışları açısından bilişsel uyumsuzluk satın alma sonrası gerçekleşen bir huzursuzluk duygusudur. Belirtilen huzursuzluk ise tüketicinin satın alma ile kurtulamadığı ruhsal gerilim duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu tecrübeleri yaşayan tüketiciler gelecekte satın alma kararı sürecinde risk algısını daha da fazla yaşayabilirler. Böylelikle algılanan riski düşürecek strateji ve yöntemler geliştirmeye başlarlar. Tüketici şüpheciliği ise şirketlerin pazar uygulamalarına yönelik tüketicinin gösterdiği inanmama eğilimidir. Belirtilen şüphecilik türü yatkınlık şüpheciliği şeklinde de tarif edilmekte ve pazarlamacıların hedefleri üzerine sürekli ve düzenli inanmama durumunu veya genel bir şüphe eğilimini ortaya koymaktadır. Bazı kişilik karakteristiklerini de içermesinden dolayı bu şüphecilik tipinin tamamıyla yok edilemeyeceği değerlendirilmektedir. Bu anlamda işletme ve şirketlerin tüketicilerin bu şüpheciliklerini anlaması ve bu paralelde kendilerini iyileştirmeleri önem taşımaktadır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda, tüketicilerin satın alma karar süreci içerisinde algılanan risk ile tüketici şüpheciliği arasında bir ilişkinin olup olmadığının belirlenmesi çalışmanın amacı olarak belirlenmiştir. Bu amaçla hazırlanmış olan anketler Batman ilinde uygulanmıştır. Elde edilen 399 anket verisi istatistiki analiz veri kütüklerine işlenmiştir. Güvenirlik, geçerlik, frekans, t testi, anova, regresyon gibi istatistiki analizler yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda hem tüketici şüpheciliği ile tüketici risk algısı arasında, hem de tüketici risk algısı ile tüketici şüpheciliği arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlardan hareketle üretim ve ticari işletmelere yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Consumers may experience unrest after a purchase behavior. These perceived feelings of unrest can be cognitive. Cognitive dissonance in terms of consumer behavior is a feeling of unrest after purchasing. The restlessness is due to the feeling of psychological tension that the consumer cannot get rid of by purchasing. Consumers with these experiences may experience risk perception even more in the future purchasing decision process. Thus, they begin to develop strategies and methods to reduce perceived risk. On the other hand, consumer skepticism is the tendency of companies to disbelieve the consumer towards market practices. This type of skepticism is also described as susceptibility skepticism and reveals a continuous and orderly disbelief on marketers' objectives or a general tendency to doubt. It is considered that this type of skepticism cannot be completely eliminated because it includes some personality characteristics. In this sense, it is important for businesses and companies to understand consumers' skepticism and improve themselves accordingly.In line with the explanations, it was aimed to determine whether there is a relationship between perceived risk and consumer skepticism in the purchasing decision process of consumers. The questionnaires prepared for this purpose were applied in Batman province. 399 survey data were recorded in statistical analysis data files. Statistical analyzes such as reliability, validity, frequency, t test, anova and regression were performed. As a result of the analyzes, it was concluded that there is a significant relationship between consumer skepticism and consumer risk perception, as well as between consumer risk perception and consumer skepticism. Based on the results obtained, various suggestions were made for production and commercial enterprises.
Collections