Devletin ideolojik aygıtları bağlamında Erken Cumhuriyet Döneminde sinema ve din ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'nin modern bir ulus-devlet olarak inşa edilmesiyle birlikte dinin kamusal görünürlükleri sınırlandırılmış, din özel ve vicdani bir alana sıkıştırılarak yalnızca bireyin kendi dünyasında yaşayabileceği şekilde tanımlanmıştır. Dinin bu şekilde sınırlı bir alana dahil edilmesi sürecinde sinema, dinî olanın pejoratif bir şekilde yansıtılmasının ideolojik bir aygıtı olmuştur. Din, sinema içerisinde toplumsal hafızadaki anlamlı konumunu yitirmiş ve yaşanan dünyanın yorumlanması noktasında Türk toplumunun anlam alanından uzaklaşmaya başlamıştır. Bu uzaklaşma sürecinde sinema, konumlanmış olduğu devlete ait olmayan özel alanda devletin ideolojik bir aygıtı olarak anlam kazanmıştır .Anahtar Kelimeler: Modernleşme, Din, Sinema, İdeoloji ve İdeolojik Aygıt. With the construction of Turkey as a modern nation-state, public visibility of religion has been limited and, having been compressed to a personal and conscientious area, religion has been defined in a way that the individual can perform it only in his/her own world. In the process of the confinement of religion to such a limited area, cinema has been an ideological apparatus for the projection of the religious in a pejorative way. Within the cinema, religion has lost its meaningful position in the social memory and has begun to move away from the semantic universe of the Turkish society in the interpretation of the world. In this process of detachment, cinema has played a role as an ideological apparatus of the state in a private sphere that does not belong to the state.Key Words: Modernization, Religion, Cinema, Ideology and Ideological Apparatus
Collections