Bir araç olarak uluslararası hukuk: Karşılaştırmalı bir çalışma (Santa Catarina Vakası (1603), İngiliz-Felemenk konferansları (1613, 1615) ve Hugo Grotius (1583-1645))
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, uluslararası hukukun uluslararası siyasetle bağı ve bu bağıntının barındırdığı zıtlıklarla ilgilenmektedir. Bu doğrultuda amaç, yeni bir kuramsal çözümleme ve özgül örnek olaylar ile uluslararası hukuk-uluslararası siyaset ilişkisinin doğasını nazarı itibara alıp tasvir ederek uluslararası ilişkilerde hukukun işlevini saptamaktır. Araştırmaya konu edilen örnek olaylar, 17. yüzyılın başında cereyan etmiş uluslararası deniz hukuku anlaşmazlıkları hakkındadır. Bunlardan ilkinde, Felemenkler ve İberliler arasında 1602 yılında Güneydoğu Asya'da gerçekleşmiş, hususi bir korsanlık vakasının uluslararası hukuk bilimindeki ve baharat ticaretindeki yankıları incelenmektedir. Sonuncusundaysa yine baharat ticaretindeki, bu kez Felemenkler ve İngilizler arasındaki benzeri gerilimlerin müzakere edildiği iki konferans ve tarafların uluslararası hukuki savlarına odaklanılmaktadır. Özellikle altının çizilmesi gereken, Felemenkler açısından tarihsel bir süreklilik arz eden bu iki olayda da -modern uluslararası hukukun kurucu figürlerinden- Hugo Grotius'un (1583-1645) oynadığı etkin roldür. Nihayetinde bu tez, karşılaştırmalı bir analiz dolayımıyla, uluslararası siyasetin uluslararası hukuku kendine içkin bir gündemle araçsallaştırdığı sonucuna varmaktadır. This study is about the bond and the contradictions included in the correlation between international law and international politics. Accordingly, the aim is to ascertain the function of law in international relations by way of a theoretical analysis and specific cases while taking into account the nature of the relation of international law and international politics. Aforenamed cases revolve around early 17th century disputes concerning international law of the sea. In the first case study, the implications of a particular privateering incident (that took place in 1602 in Southeast Asia between the Dutch and the Iberians) on international jurisprudence and spice trade is being investigated. In the latter case, two diplomatic conferences (which deal with similar tensions in spice trade -this time- between the Dutch and the English) and the claims of each side in the negotiations is being examined. More importantly, what needs to be pointed out is the fact that Hugo Grotius (1583-1645) -who is considered as one of the founders of modern international law- played an active role on these cases which were historically continous from the point of the Dutch. Ultimately this thesis, through a comparative analysis, concludes that international politics with an implicit agenda instrumentalizes international law.
Collections