Akut renal disfonksiyon gelişen renal transplant alıcılarında Tc-99m DTPA ve Tc-99m MAG3 renal sintigrafilerinin tanısal değerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Terminal dönem böbrek hastalıklarında başarılı böbrek nakli operasyonunun mükemmel sonuçlarına rağmen akut ve kronik fonksiyon bozuklukları greft kaybına yol açabilmektedir. Kronik rejeksiyon sürecinden grefti kurtarmak henüz mümkün görünmemektedir, ancak akut rejeksiyon için risk faktörlerini elimine etmek ve erken tanı ve tedavi ile akut rejeksiyonun prognoza olumsuz etkilerini gidermek mümkündür. Bu yüzden akut rejeksiyonu tüm yönleriyle tanımak ve tanısında daha erken davranabilmek için daha çok tanısal parametreleri kullanmak ve geliştirmek ihtiyacı kaçınılmaz bir gerçektir. Bu çalışmanın amacı, akut renal disfonksiyon (ARD)gelişen renal transplant alıcılarında en sık kullanılan iki radyofarmasötiği (DTPA ve MAG3) çeşitli perfüzyon ve parankimal fonksiyon parametreleri ile karşılaştırmak; erken tanıda daha çok yardımcı olacak parametreleri ortaya koymaktı.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ARD gelişmiş olan 28 hasta (20 erkek, 8 kadın) dahil edildi. Hastalara 24 saat ara ile Tc-99m DTPA ve Tc-99m MAG3 ile iki ayrı sintigrafik görüntüleme yapıldı. Hastalara ayrıca aynı gün veya ertesi gün Doppler ultrasonografi ve renal biyopsi yapıldı. Her hastadan 24 saatlik idrar toplaması istendi ve kreatinin klirensi hesaplandı. Hastalardan alınan kanda, her iki sintigrafik çalışma gününde, serum kreatinin, BUN, total protein, albumin, siklosporin A veya takrolimus düzeyleri ölçüldü, kan ve 24 saatlik idrardan kreatinin klirensi hesaplandı. Ayrıca tüm hastalar klinik olarak da değerlendirildi ve hastanın tıbbi kayıtlarından yararlanıldı. Hastaların tanıları biyopsi, Doppler US, klinik ve sintigrafik bulgularla birlikte değerlendirildi. Sintigrafik olarak perfüzyon parametrelerine ek olarak; her iki ajan için uptake (R/B, Tmax) ve ekskresyon (R 20/3) parametreleri değerlendirilmeye alındı.Bulgular: Her iki ajan ile tespit edilen HPİ değerleri arasında anlamlı fark olmadığı (DTPA ve MAG3 için sırasıyla 84 ± 7.19 ve 84.22 ± 8.85) ve birbiri ile korele olduğu saptandı.DTPA ile tespit edilen pik/plato değeri, giderek yükselen eğri paterni izlenen 4 hasta dışında kalan 24 hastada pik/plato oranı ortalama değeri 1.42 ± 0.05 olarak hesaplanmış olup, 24 hastanın 15'inde 1.48'den daha düşük değerde hesaplandı. ARD'de PPR, HPİ (DTPA) ve HPİ (MAG3) sensitiviteleri sırasıyla % 83.3, % 66.6 ve % 50 olarak bulundu. PPR'nin DTPA ile elde edilen VW ve HPİ ile negatif korelasyon gösterdiği saptandı. R 20/3 için % 60 ve üzeri patolojik kabul edildiğinde, bu parametrenin hem DTPA hem MAG3 ile ARD'yi belirlemede en sensitif parametre olduğu saptandı (% 100). R 20/3 değeri % 80 ve üzerinde patolojik olarak kabul edildiğinde DTPA için en sensitif parametre PPR iken, MAG3 için R/B idi.Çalışmaya dahil ettiğimiz ARD gelişmiş 28 alıcıda, renal fonksiyonlarda bozulmayı belirlemede DTPA için en sensitif bulunan PPR, R 20/3 ve R/B parametreleri; MAG3 için R 20/3, R/B ve Tmax parametrelerinden patolojik olduğu tespit edilen en az ikisi gözönünde bulundurularak her iki ajan için sensitivite hesaplandı (hesaplama, R 20/3 için % 80 ve üzeri patolojik kabul edilerek yapıldı). Buna göre, Tc-99m DTPA ve Tc-99m MAG3 çalışmalarının sensitiviteleri sırasıyla % 75 ve % 57.1 olarak bulundu.Sonuç: Çalışma grubumuzda ARD'ye neden olan spesifik allograft patolojisinin az sayıda olması nedeniyle iki ajanın patolojiye spesifik karşılaştırılması yapılamamıştır. PPR parametresinin HPİ'den daha sensitif olması; perfüzyon ve parankimal fonksiyon parametreleri birlikte değerlendirildiğinde DTPA'nın MAG3'den daha sensitif bulunmuş olması, genel olarak ARD ile başvuran hastalarda DTPA'nın MAG3'den daha duyarlı olduğunu düşündürmekle birlikte; MAG3'ün bozulmuş renal fonksiyonda daha iyi ekstraksiyon göstermesinin bu hasta grubunda spesifiteye katkısının ortaya konulmasında, ARD'ye sebep olan farklı allograft patolojilerinde daha fazla sayıda hasta ile çalışılmasının daha doğru olacağını düşünmekteyiz. Aim: We aimed to compare scintigraphic renal function parameters according to the radiopharmaceuticals (DTPA and MAG3)used in acute renal allograft dysfunction and to evaluate their value in early diagnosis. Materials and Method: Renal scintigraphy, doppler ultrasonography and renal biopsy was conducted on 28 patients (20 males, 8 females; mean age 33 ± 2 y) with the diagnosis of acute renal dysfunction (ARD). Renal scintigraphy was done by using two different radiopharmaceuticals (Tc-99m DTPA and Tc-99m MAG3) on each patient, on consecutive days. On both days the serum creatinine, blood urea nitrogen, total protein, albumin and cyclosporine A/tacrolimus levels were measured and creatinine clearance was calculated from blood and the urine of 24 hours. On scintigraphic evaluation, the peak/plato ratio (PPR), Hilson Perfusion index (HPI), delta-P (ΔP), vascular washout, transplant perfusion and function index, uptake (R/B), peak time (Tmax), peak half time (T½) and parenchymal retention (R 20/3) parameters were used. The difference between the parameters of both scintigraphic evaluation groups were statistically analysed. Results: While the difference between HPI and R20/3 values was not statistically significant (p>0.05), the difference between Tmax and R/B values was found to be significant (p<0.05). The most sensitive parameter was found to be PPR for Tc-99m DTPA group and R/B for Tc-99m MAG3 group. The sensitivity of Tc-99m DTPA and Tc-99m MAG3 renal scintigraphy studies in determining deterioration of the renal functions were found to be 75% and 57.1%, respectively. Conclusion: When perfusion and parenchymal function parameters were evaluated together, it was observed that the performance of Tc-99m DTPA was better in early diagnosis of renal allograft dysfunction.
Collections