Diyet yapan hastalarda vücut kompozisyonundaki değişim ile metabolik parametrelerdeki değişim arasındaki ilişki: Abdominal biyoimpedans yöntemin diğer ölçüm yöntemleri ile karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Visseral adipoz doku (VAD) artışı, tip 2 diyabet ve koroner kalp hastalığı başta olmak üzere pek çok morbidite ile ilişkili bulunmuştur. İyi bilinen VAD göstergelerinden olan bel çevresi (BÇ) ve vücut kitle indeksi (VKİ) gibi basit antropometrik ölçümler, VAD düzeyini yansıtmada yetersiz kalmaktadır. VAD'yu ölçen en hassas yöntemler olan bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ise pahalı ve uygulaması zor yöntemlerdir. Ancak son yıllarda VAD değerlendirmesi için basit, non-invaziv ve biyoelektrik impedans analiz (BİA) yöntemi esasına dayanan cihazlar geliştirilmiştir. Abdominal BİA olarak bilinen bu cihaz ile yapılmış çalışmalar, daha çok gelişmiş yöntemler olan BT ve MRG ile karşılaştırıldığı çalışmalardır ve takip çalışmaları çok azdır. Bu çalışmanın temel amacı, diyet ve/veya egzersiz sonucu abdominal BİA cihazı olan AB-140 ViScan ile ölçülen parametrelerdeki değişimin, açlık kan glukozu, açlık insülin düzeyi, HOMA-IR skoru ve lipid profili gibi metabolik parametrelerdeki değişimlerle korelasyonu olup olmadığını saptamak ve abdominal BİA cihazının metabolik parametrelerdeki değişimi göstermede, basit antropometrik ölçümlere ve konvansiyonel BİA yöntemine üstün olup olmadığını saptamaktır.Çalışmaya, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalına kilo vermek için başvuran ve en az son bir yıldır diyet veya egzersiz yapmadığını bildiren toplam 274 birey alındı. Gönüllülerin bazal değerlendirmesinin ardından diyet tedavisi verildi ve kontrole gelen yalnızca 103 kişide ikinci değerlendirmeler yapıldı. Bireylerin vücut kompozisyon parametrelerindeki değişim ve laboratuar parametrelerindeki değişim arasındaki korelasyonlar, analiz edildi.Gönüllülerin %81,6'sı kadın (84 kişi), %18,4'ü erkek (19 kişi) bireylerden oluşmaktaydı ve hastaların ortalama yaşı, 41,8 (±10,5), ortalama VKİ, 29,9 (±5,0) kg/m2 saptandı. Gönüllülerin, ortalama 3,2 (1,9-4,4) ay diyet sonrası, ortalama 3,4 (±2,8) kg kaybettikleri gözlendi. Diyetle VKİ, BÇ, kalça çevresi, boyun çevresi, abdominal BİA ve konvansiyonel BİA ile ölçülen parametreler belirgin azalırken (p<0,001), bel/kalça oranında azalma olmadı (p=0,462). Açlık glukoz, açlık insülin, trigliserit düzeyleri ve HOMA-IR skoru belirgin azalırken (≤0,001), LDL-K düzeyinde anlamlı azalma (p=0,244) ve HDL-K düzeyinde anlamlı artış (p=0,085) olmadı. Vücut ağırlığı, VKİ ve VAD düzeyindeki azalmalar ile açlık kan glukozu, açlık insülin düzeyleri ve HOMAIR skorundaki azalmalar arasında pozitif korelasyonlar saptandı (r=0,230-0,371). Bel çevresindeki azalma ile yalnızca açlık kan glukozundaki azalma arasında (r=0,212) ilişki saptanırken; bel çevresindeki azalma ile HOMA-IR skorundaki azalma arasında yalnızca 40 yaş üstü erkeklerde (0,695) korelasyon saptandı. Ayrıca VAD düzeyindeki azalma ve ATPIII kriter sayısındaki azalma arasında anlamlı ilişki (r=0,265) saptanmış olup bu ilişki VA ve VKİ ile kurulamamıştır. Korelasyonların gücünün postmenopozal kadınlarda (r=0,441-0,542) ve 40 yaş üstü erkeklerde (r=0,695-0,876) arttığı saptanmıştır VA, VKİ, AB-140 ile ölçülen VAD düzeyi ve kısmen bel çevresindeki azalmalar metabolik laboratuar parametrelerindeki değişimi göstermede öne çıkan parametreler olarak izlenmektedir. VA, VKİ ve VAD düzeyi, bel çevresine üstün görünmekle birlikte, birbirlerine belirgin üstünlükleri saptanmamıştır. Ancak VAD düzeyindeki değişimin diğerlerinden farklı olarak, ATPIII kriter sayısındaki azalmayla ilişkili bulunması bu ölçüm yönteminin avantajıdır. Kullanım kolaylığı, operatörden bağımsız olması, zararsız olması, VAD düzeyi hakkında direk fikir vermesi, HOMA-IR skoru, ATPIII kriter sayısı ve diğer metabolik parametrelerdeki değişikliklerle ilişkili olması nedenleri ile abdominal BİA cihazının diyet ve/veya egzersiz yapan hastaların takibinde diğer ölçüm parametreleri ile birlikte kullanılmasını önermekteyiz. Ancak bu durumun daha çok vaka sayısı olan, daha homojen grupların değerlendirildiği prospektif takip çalışmaları ile doğrulanması gerekmektedir.Anahtar kelimeler: Abdominal biyoelektrik impedans analizi, Visseral adipoz doku, Antropometri, İnsülin direnci, Metabolik sendrom An increase in visseral adipose tissue (VAT) was correlated with type 2 diabetes mellitus, coronary heart disease and many other morbidities. Waist circumference (WC) and body mass index (BMI) which are well known simple indices of VAT, are unsatisfactory for predicting VAT level. Computer tomography (CT) and magnetic resonance imaging (MRI) which are the most sensitive methods for measuring VAT, are expensive and unwieldy. However a simple, non-invasive medical device, using bioelectrical impedance analysis (BIA) for the evaluation of VAT was developed in recent years. Studies, conducted with this device known as abdominal BIA, are generally correlation studies with CT and MRI and follow-up studies are very few. The basic aim of the current study was to investigate whether reduction of VAT measured by an abdominal BIA device AB-140 ViScan, is associated with the reduction of metabolic parameters such as fasting plasma glucose (FPG) level, fasting insulin level, HOMA-IR score and lipid levels after diet or/and exercise. And to investigate whether abdominal BIA device is superior to simple anthropometric measures and conventional BIA methods for indicating the change in metabolic parameters. Totally 274 individuals who didn't have diet or exercise at least for one year, and admitted to Başkent University Ankara Hospital, Endocrinology and Metabolism Department with desire of loosing weight were enrolled in the study. After the baseline assessment of the participants, they were treated with diet and just 103 participants who admitted for control visit, enrolled in the second assessment. The correlations between the change in body composition parameters and the change in laboratory parameters were analyzed. The participants in whom 81.6% of subjects were female (n=84) and 18.4% were men (n=19). The mean age of the participants was 41.8 (±10.5) years and mean BMI was found to be 29.9 (±5.0) kg/m2. After a mean period of 3.2 (1.9-4.4) months passed with diet, participants was found to be lost a mean of 3.4 (±2.8) kg. BMI, WC, hip circumference and neck circumference and all parameters which are measured with abdominal BIA and conventional BIA decreased significantly with diet (p<0.001), but waist-to-hip ratio didn't change (p=0.462). Fasting glucose, insulin and triglyceride levels and HOMA-IR score were significantly decreased (≤ 0.001), but significant decrease in LDL-C levels (p = 0.244) and significant increase in HDL-C levels (p=0.085) were not observed. Significant positive correlations were observed between a decrease in body weight, BMI, VAT level and a decrease in FPG levels, fasting insulin levels, HOMA-IR score (r=0.230-0.371). Furthermore decrease in VAT level was found to be significantly correlated with the decrease in the number of ATPIII criteria, but this correlation was not seen for decrease in body weight and BMI. Reduction in WC was only found to be correlated with the reduction in fasting blood glucose (r = 0.212), but the correlation between the reduction in WC and the decrease in HOMA-IR score (0.695) was only seen in men older than 40 years old. Beside that the correlations was found to be more strong for postmenopausal women (r=0.441-0.542) and for men older than 40 years old (r=0.695-0.876). The decreases in body weight, BMI, AB-140 measured VAT level and partially WC were found to be better parameters for predicting the change in metabolic laboratory parameters. Body weight, BMI and VAT level seems to be superior to the WC, but did not markedly superior to each other. However, unlike the others, the change in the level of VAD was found to be associated with a decrease in the number of ATPIII criteria, which makes this method more advantageous. We recommend the use of abdominal BIA device along with other measurement parameters for the follow-up of patients who are under diet and/or exercise, because of ease of use, operator independent feature, being harmless, feature of directly measuring VAT level, and the association with the change in especially HOMA-IR score and the number of ATPIII criteria and with the change in other metabolic parameters. However, this needs to be confirmed with prospectively evaluated follow-up studies in a more homogeneous group and with more cases.Key words: Abdominal bioelectrical impedance analysis, visceral adipose tissue, anthropometry, insulin resistance, metabolic syndrome
Collections