Kanunlar ihtilafı hukukunda ticari sırların ihlali
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yabancılık unsuru içeren ticari sır ihlâllerine uygulanacak hukukun nasıl tespit edilmesi gerektiği meselesini ele alan bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, ticari sır kavramının kurucu unsurları, ticari sırrın nasıl korunduğu ve ticari sırrın ihlâlinden ne anlaşılacağı hususlarına değinilmiştir. Bu bölümün esas amacı, ikinci bölümde yapılacak detaylı değerlendirmelerin takibini kolaylaştırmak adına, ticari sır kavramı ile ticari sırrın ihlali olgusuna ilişkin temel bir altyapı sunmaktır. İkinci bölümde, çalışmanın ana konusuna geçilmektedir. Bu bölümde öncelikle ticari sırrın ve sır ihlalinin vasıflandırılması problemi üzerinde durulmuş, vasıflandırmanın çoğu hâl bakımından haksız rekabet şeklinde ortaya çıkacağı sonucuna varılmıştır. Vasıflandırma problemine ilişkin değerlendirmelerin ardından, çeşitli hukuk düzenlerinde haksız rekabetten doğan kanunlar ihtilâfına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği, İsviçre, Japon ve Türk hukuk düzenleri inceleme konusu yapılmıştır. Hemen ardından, genelden özele giden bir yaklaşım doğrultusunda, yine aynı hukuk düzenleri bakımından fakat bu sefer `ticari sırların ihlâli` özeline indirgeyici açıklamalara yer verilmiştir. Çalışmanın sonunda ise, çalışma genelinde yapılan tüm açıklamalardan hareketle, Türk hukukunda ticari sırların ihlalinden doğan taleplere uygulanacak hukukun nasıl belirlenmesi gerektiği meselesine ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu son kısımda, öncelikle meselenin önem taşıyan çeşitli boyutlarına ilişkin ilkeler benimsenmiş, bu ilkelerden hareketle, kapsayıcı olduğu düşünülen bağımsız bir model önerisi sunulmuştur. Savunulan modele göre, her ne kadar ticari sırların ihlali neredeyse her zaman bir haksız rekabet eylemi niteliğinde olsa dahi, sır sahibi ile sırrı ihlal eden arasında söz konusu sırrın korunmasına dair sözleşmesel bir yükümlülüğün bulunması hâlinde, fer'i bağlanma kurumundan faydalanmak suretiyle uyuşmazlık hakkında sözleşme statüsüne gidilmesi daha yerinde olacaktır. For disputes arising out of cross-border trade secret misappropriation, the issue of identification of the applicable law is addressed by this dissertation. This work comprises of two chapters. In the first chapter, introductory explanations as to the concept of trade secret, the means of protecting the secret and the notion of misappropriation/breach were provided. The idea behind covering the fundamentals first is to facilitate a better understanding about the more complex explanations which will be laid down in the second chapter. Second chapter is all about the main research question of this dissertation. First of all, special care is given into the problem of qualification. After some deliberations, the research ended up in the basic assumption that nearly all of the acts will fall into the `unfair competition` category. Having ascertained that, the second step was to look at the stance of various jurisdictions about the matter. In this context, the scholarly thought in European Union, Swiss, Japanese and Turkish legal systems were explored. Within this comparative examination however, the approach taken was not only limited to `unfair competition`, but also about including some concentrated scholarly thought on cross-border trade secret misappropriation. Detailed deliberations on many important aspects of the matter were to be found in the last part of the dissertation. By proposing various postulates, a compact model of examination about the matter was hoped to be achieved.
Collections