Doğumsal kalp hastalığı nedeniyle opere edilen çocuk hastalarda postperikardiyotomi sendromu ve perikardiyal effüzyon sıklığı, risk faktörleri, prognozu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Postperikardiyotomi sendromu (PPS), tanı ve tedavi yöntemlerindeki tüm gelişmelere rağmen gelişmiş ülkelerde bile kardiyak cerrahi sonrası morbiditenin başta gelen sebeplerindendir. En erken klinik bulgusu ameliyat sonrası perikardiyal efüzyon gelişimidir. Biz bu retrospektif çalışmada kardiyak cerrahi geçiren pediyatrik hastalarda perikardiyal efüzyon sıklığını belirlemeyi, risk faktörlerini incelemeyi, ameliyat süresinin, kardiyopulmoner `bypass` süresinin, konjenital kalp hastalığının tanısının efüzyon üzerine etkisini incelemeyi amaçladık.Çalışmaya Mart 2011 ile Mart 2012 tarihleri arasında bir yıllık süre içerisinde hastanemiz Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalında konjenital kalp hastalığı nedeniyle opere edilmiş 469 hastadan perikardiyal efüzyon varlığı gösterilen 66 hasta dahil edildi. Bu süre içerisinde ameliyat sonrası perikardiyal efüzyon oranı %14, PPS oranı ise %13.7 olarak bulundu. Olgularımızın 34'ü (%52) kız, 32'si (%48) erkekti. Olguların tanılara göre dağılımlarına bakıldığında 19'unun (%28.8) TOF, 23'ünün (%34.8) VSD olduğu görülmektedir. Efüzyon gelişen olguların %11.6'sında efüzyon ilk haftada gelişmiştir. Perikardiyosentez yapılan olguların perikard sıvısı inceleme sonuçlarına bakıldığında transuda niteliğinde efüzyon sıklığı (%66.6) olup iki hastada şilöz efüzyon gelişmesi nedeniyle (%22.2) sandostatin kullanılmıştır.Sonuç olarak çalışmamızda kardiyak cerrahi geçiren hastaların %14.1'inde perikardiyal efüzyon geliştiğini ve perikardiyal efüzyon gelişen hastalarda en sık rastlanan tanının %34.8 ile VSD olduğunu saptadık(Tüm hastalar içinde VSD en sıktır. Bu çıkarım doğru olmayabilir). Ameliyat süresinin, pompa süresinin, konjenital kalp hasalığının türünün ameliyat sonrası perikardiyal efüzyon açısından risk olabileceğini saptadık. Ameliyat sonrası dönemde ilk bir ay yakın, dördüncü aya kadar aralıklı izlenmesi gerektiğini belirledik.Anahtar kelimeler: Postperikardiyotomi sendromu, Perikardit, Perikardiyal efüzyon, Kardiyopulmoner `Bypass` Despite the major advances in the diagnosis and treatment, PPS is one of the leading causes of morbidity after cardiac surgery even in developed countries. The initial clinical manifestation is the development of postoperative pericardial effusion. In this retrospective study we aimed to evaluate the frequency of effusion, risk factors for effusion, operation time, cardiopulmonary bypass time, type of congenital heart disease in pediatric patients who underwent cardiac surgery.We analyzed 469 patients who were operated in Başkent University Hospital Department of Cardiovascular Surgery between March 2011-March 2012. Sixtysix patients with pericardial effusion were investigated in detail.During this time incidence of postoperative pericardial effusion was 14% and frequency of PPS was 13.7% . Thirtyfour of our patients (52%) were female, 32 (48%) were male. When we look at the distribution of patients according to diagnosis, 23 patients had (34.8%) VSD. Pericardial fluid was transudate in 66.6% and chylous in 22.2% (two patients) in patients who underwent pericardiocentesis. Sandostatin was used for patients with chylous effusion. As a result, in our study, 14% of patients undergoing cardiac surgery have developed pericardial effusion. Ventricular septal defect was the most common diagnosis in patients developping pericardial effusion. Operation time, bypass time, and the type of congenital heart disease are found to be the factors increasing the development of postoperative pericardial effusion. Close follow-up in the first postoperative month and intermittent follow-up in the next three months is recommended. Key words: Postpericardiotomy syndrome, pericarditis, pericardial effusion, Cardiopulmonary Bypass
Collections