Türkiye`de Milli Güvenlik Kurulu`nun siyasal karar alma sürecine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 27 Mayıs Anayasası ile kurulan Milli Güvenlik Kurulu, 12 Eylül'den sonra 1982 Anayasası ile devletin en yetkili, hükümetin ve parlamentonun üzerinde sivil ve askeri kurumların ortaklaşa oluşturdukları devletin tüm sorunları konusunda uyulması zorunlu kararlar alan etkin bir kurum olmuştur. Özellikle 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alman kararlar halen ülkemizde etkinliğini sürdürmektedir.Bu çalışmada varlığı, yetkileri, teşekkül tarzı ve gerekliliği sürekli olarak tartışılan bu Kurul anayasal çerçevede ordu siyaset ilişkisine örnek olarak ele alınarak, Türkiye'de siyasal karar alma sürecindeki yeri ve etkisinin çözümlenmesi amaçlanmıştır. Bu yapılırken milli güvenliğin dayandırıldığı milli gücün bir parçasını oluşturan askeri gücün devletin siyasal karar alma mekanizmasında nasıl ve ne düzeyde yer aldığı ve yer alması gerektiği de tartışılmıştır. Ordunun siyasi iktidara müdahalesi noktasından hareketle bu yerin yasal düzlemde Milli Güvenlik Kurulunda olması gerektiği, bu yolun kapatılmaması, aksi durumda bunun anlamının askeri gücü yok saymak olacağı ve bu bağlamda ordunun siyasi otoriteye bağlılığının da siyasi istikrar, siyasi otoritenin niteliği ve ordunun zihniyetinin bileşkesi ile yakından ilişkili olduğu üzerinde durulmuştur. Çalışmanın sonucunda, Milli Güvenlik Kurulu'nun yapı ve işleyişinin devletin yönetim yapısı (siyasal karar alma süreçleri) ve demokratik değerlerle uyuşmadığı görülmüştür. Bu gerek üyelerin kimlikleri, gerek sayılan gerekse de yaptırım yeteneği olmayan tavsiye veya bildirim niteliğindeki görüşlerin oylama sonucu ajınmasında kendini göstermektedir. Bu olumsuz durumdan çözümle çıkabilmenin yolu ise Milli Güvenlik Kurulu'nun yapı ve işleyişinin ülkemizin siyasi kültür ve değerlerini de göz önünde bulundurarak evrensel demokratik değerlerle uyuşacak şekilde yeniden düzenlenmesidir. ABSTRACT The National Security Council, founded by the 1961 constitution, have become a very influential institution as a result of 1982 constitution which has been enacted after the coup of September 12, 1980, exercising power over the government and parliement and establishing ruling decisions on every matter of the state which is a common apparatus of civil and military agencies. Especially, the decisions taken at the national security council meeting on February 28, 1997 still continues to be influential. In this study, it is aimed to analyze the place and effect of this council in political decision-making process of Turkey and to examine this council, of which existence, members, jurisdiction and necessity are continuously debated, as a case of military-politics relationship in a constitutional framework. While doing this analysis, the current position and the ideal position of the military establishment --which is a part of the national force on which the national security concept is based-- in political decision-making process, has also been discussed. It has been argued that, the intervention of military in political affairs shouldn't be precluded, but the authority for this should be vested in the National Security Council on legal grounds. Otherwise it will mean to reject the existence of the military power. In this context, it has been emphasized that the adherence of the military to the political authority is closely correlated with the political stability, the quality of the political authority, and and the military mindset. As a result of the study, it has been observed that the proceedings and the structure the Natinal Security Council is not in correspondence with the administrative structure of the state (political decision-making processes) and democratic values. This negativity is displayed by both the identities of the council members and their distribution as well as using a voting mechanism in producing decisions which are advisory or reportorial, not obligatory in nature. To resolve this predicament,the structure and the proceedings of the Council need to be restructured according both, theuniversal democratic values, and the political culture and the values of our country.
Collections