Azgelişmiş ülkeler ile İmf arasındaki finansal ilişkiler ve Türkiye deneyimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sanayi Devrimi'nin ardından, ülkeler arasında belirginleşen gelişmişlik düzeylerindekifarklılıklar, II. Dünya Savaşı sonrasında hızla artmıştır. Savaş döneminde dışa kapalıekonomi politikaları ile ekonomilerini yapılandıran günümüz gelişmiş ülkeleri, çevreülkelere mukayeseli üstünlüklere göre üretim yapmanın avantajlarından söz etmişler vedış yardım almadan sanayileşmenin mümkün olmadığı yönünde, telkinlerdebulunmuşlardır. Uzun yıllar bu önerileri uygulayan azgelişmiş ülkeler, merkez ülkelerehammadde ihracatçısı olmaktan kurtulamadıkları gibi, sanayileşme amacıyla alınan veverimsiz alanlarda kullanılan borçlar da bu ülkelerin ekonomilerinde taşınması oldukçaağır bir yük olmuştur. 1944 yılında uluslararası ekonominin yeniden yapılanmasıamacıyla kurulan Uluslararası Para Fon'u (IMF) 1980'li yıllarda azgelişmiş ülkelereverilmiş olan borçların geri ödenmesi görevini üstlenirken, bu ülkelere uygulattığıekonomi politikaları ile gelişmiş ülkelere artı değer aktarımında da bulunmuşolmaktadır. 1990'lı yıllarda ise IMF, ülkelerin sermaye piyasalarını liberalleştirmelerigerektiği üzerinde durarak, azgelişmiş ülke ekonomilerini daha kaygan bir zemineoturtmaktaydı. Nitekim mali piyasalarında gerekli düzenlemeleri yapmadan piyasalarınıliberalleştiren bir çok azgelişmiş ülke, spekülatif para hareketlerine maruz kalarakmilyarlarca dolarlık borç ödeme yükümlülüğü altına girmişlerdir. Türkiye, 1947yılından bu yana IMF ile ilişkileri açısından IMF politikalarının değerlendirilmesindeörnek bir ülkedir. Bu tez çalışmasının amacı, azgelişmişlik olgusunu inceleyerek, bugündünyanın azgelişmişlik açısından ne konumda olduğunun irdelenmesi, hem finansmanhem de uygulanmasını gerekli gördüğü politikalar açısından azgelişmiş ülkelere bir yolgösterici olan IMF'nin, etkinliğinin ortaya konulması ve yıllardır devam eden IMF ileTürkiye ilişkilerini de ele alarak IMF politikalarının seyrinin takip edilmesidir. Having appeared after the industrial revolution, the gap between the development levelsof countries has rapidly increased after the Second World War. Today?s developedcountries, which had structured their economies in closed economical policies, talked toperipheral countries about the benefits of production according to the principle ofcomparative advantages and made suggestions about the impossibility ofindustrialization without receiving foreign aid. The countries which acted upon thesesuggestions did not only have a heavy burden of debts which were used in unproductivefields, but also couldn?t deliver themselves from being exporters of raw material to thecountries at the center. In the 1980s, the International Monetary Fund (IMF), which wasestablished with the purpose of restructuring the World economy in 1944, wouldundertake the task of paying off of underdeveloped countries? debts, while it also wouldtransfer surplus value to these countries with the economy policies it imposed on them.In 1990s, however, it positioned the economies of underdeveloped countries on aslippery ground as it urged them to liberalize their capital markets. As can be expected,many underdeveloped countries which liberalized their capital markets without makingrequired regulations in their financial markets came under speculative monetarymovements that put them under the burden of debt amounting billions of dollars. Inview of its relationships with the IMF since 1947, Turkey is an exemplary country forassessing the IMF policies. The purpose of this study is to inquire about the situation ofunderdevelopment in the World through examining the fact of underdevelopment, andto monitor the course of IMF policies, while determining the effectiveness of IMF,which guides underdeveloped countries both financially and by means of the policies itimposes on them as necessary, and while taking into consideration the IMF-Turkeyrelations which have kept on for years.
Collections