Osmanlı döneminde Balkanlarda kiliseler ve mektepler meselesi (1909–1911)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı Döneminde Balkanlarda Kiliseler ve Mektepler Meselesi (1909–1911)Ercan YÜCELTarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2014Danışman: Yrd. Doç. Dr. Haydar ÇORUHÖZETBünyesindeki gayrimüslim unsurları cemaatler şeklinde sınıflandırarak millet sistemi denilen bir teşkilat ile yöneten Osmanlı Devleti, 1789 Fransız İhtilali'nden sonra bu yönetim şeklinin hantallaşması nedeniyle, tebaa arasında eşitliği sağlamaya yönelik yeni bir yönetim şekli kurmaya çalıştı. Ancak bu tarihlerde gerek Ruslar ve gerekse Balkanlarda çıkarları olan diğer milletler tarafından yürütülen ayrılıkçı faaliyetler öncelikli olarak Balkanlarda yaşayan gayrimüslim Osmanlı vatandaşları arasında ilgi görmüştür. Tanzimat Fermanı'nın getirmiş olduğu yeni haklar Islahat Fermanı ile geliştirildikten sonra bu gayrimüslim unsurlar Osmanlı toplumu içerisindeki farklılıklarını ortaya koymaya yönelik çeşitli girişimlerde bulundular ve Batı dünyasının da desteğini alarak millîleşme yolunda yeni bir mücadele başlattılar. Nizamnâmeler hazırlanarak, kendi millî kimliklerini elde etmeye çalışan bu topluluklar, Osmanlı Devleti'yle olan mücadelelerinde başarı kazandıktan kısa bir süre sonra bu defa kendi aralarındaki farklılıklarını ortaya çıkaracak adımlar atarak, bu defa da Rumlaştırılmaya karşı tepkilerini ortaya koyarak bir taraftan Ortodoks Rum Patrikhanesi ile çatışırken, diğer taraftan da kendi kiliselerini oluşturmak suretiyle, cemaatlerini en geniş sınırlara taşıma gayreti içerisinde oldular. Bu sürecin ilk meyveleri 1870'li yıllarda Eksarhlığın kurulmasıyla, Rum Patrikliği'nden kopmayı başaran Bulgarlar ile Rumlar arasında başlayan çatışma, kısa zaman içerisinde Sırp, Ulah, Arnavut ve Romen kiliselerinin kurulması şeklinde kendini gösterdi. Bütün bu unsurların kendi toprak bütünlüklerini oluşturmadan önce, sahipsiz bir bölge olarak Osmanlı elinde kalan son toprak parçası olan Makedonya bölgesindeki kozmopolit yapıyı parçalayarak, elde edilebilecek en geniş parça ile kendi birliklerini oluşturma yoluna gittiler.Bu çatışmanın en önemli mücadele sahası, geniş cemaat katmanlarına ulaşabilmek amacıyla bölgede bulunan kilise ve mekteplerin Ortodoks Rum Patrikliği elinden alınması politikasına dayanmaktaydı. Bunu gerçekleştirmek amacıyla atılan adımlar arasında politika ve şiddet neredeyse başabaş götürülmekteydi. Bu açıdan bakıldığında Makedonya, Bulgarlar kadar Rumlar açısından da geniş bir cemaat kaynağı idi ve iki unsurun çatışması bölgeyi kan gölüne çevirmişti.Osmanlı Devleti ise unsurları arasında başlayan bu mücadeleyi durdurmak adına bir şey yapabilecek durumda değildi. Bu sebeple yüzyıllardır beslediği Ortodoks Rum Patrikliği'nin tüm tepkilerine rağmen, bütün unsurların kendi kiliselerine sahip olabilmesinin önünü açmak ve aralarında problem olan cemaat, kilise ve mektep meselesini kendi eliyle ayıklayarak, kansız bir şekilde sonuçlandıracak yeni bir yol bulmayı denedi. Tek çıkar yol `Kilise ve Mektepler Kanununu` çıkarmak idi ve öyle de yapıldı. İttihat ve Terakki Parti yönetimi iyi niyetli olarak çıkardığı bu kanun sebebiyle Rumeli ve Balkanlarda kazandığı dostlardan daha fazla düşman sahibi oldu. Bu kanun her ne kadar Türk tarafının elini güçlendirmek amacıyla yapılmış olsa da, kısa bir zaman sonra bu unsurların aralarındaki meseleleri çözümlemiştir. Ancak bu defa kanundan faydalanan unsurlar, Osmanlı Devleti'ni parçalamak ve birbirlerine verecekleri destekler sayesinde kendi bağımsızlıklarını elde etmelerini sağlayacak yeni bir çatışma alanı ortaya çıkararak, devletin Rumeli'deki varlığını sonlandıracak adımlar atılmasını sağlamışlardır.Anahtar Kelimeler: Millet Sistemi, Tanzimat, Patrikhane, Eksarhlık, Kilise ve Mektepler Kanunu. İssue of Churcs and Schools in Balkans in The Period Ottoman (1909–1911)Master's Thesis, Ercan YÜCELDepartment of History, 2014Supervisor: Assist. Prof. Dr. Haydar ÇORUHABSTRACTThe Ottoman Empire who managed non- muslim elements within its territory by classifying them as congregations called nation system, after 1789 the French Revolution, due to cumbersome of this regime, tried to establish a new form of government with which it aimed to provide the equality between the vassals. However, both separatist activities carried out by the Russians and the other nations of Balkans drew attention of non-Muslim Ottoman citizens as a priority. After the new rights brought about by Tanzimat Edict and developed with Reform Edict these non–Turkish elements made many attempts to put forth their social diversities and they started a new struggle to get nationalize by gaining the support of the Western world. Trying to get their own national identities by preparing regulations, a short time later than the success against the Ottoman State, these societies, took some steps to reveal the differences between them, in this case, they were in an endeavor to carry the widest limits while resisting against the Greek assimilation and clashed with Greek Orthodox Patriarchate by creating their own churches.The first fruits of this process emerged as, the conflict started between the Greeks and the Bulgarians which succeded to seperate from Greek Patriarchate because of the establishment of Exarchate in the 1870s and within a short time, themanifestation of the establisment of Serbs, Vlachs, Albanians and Romanians churches. Before creating their own territorial integrity, all of these elements tried to create his own troops with the widest part which could be obtained by breaking up the last remaining vacant land in the hands of the Ottomans as a region that is part of the cosmopolitan nature in Macedonia.In order to reach the most largest layers of congregation, the most important field of the struggle of this conflict was based on the policy of the deprivation of the Greek Orthodox Patriarchate churches and schools. Among the steps taken in order to accomplish this, policies and violence were taken almost head to head. From this perspective, both for the Bulgarians and Greeks Macedonia was a source of a large congregation in that the conflict between the two elements had turned region into a bloodbath.The Ottoman Empire was not under the conditions to stop this struggle. In order to make its best, despite of the all responses of Greek Orthodox Patriarchate, a new way was searched to clear the way for opening their own churches and to finalize- church, congregation and school- conflict between these communities in a bloodless way. The one and only way of this was to legislate `Church and Schools Act` and then it was done so. Because of this law, brought in good faith by Committee of Union and Progress Party government, they gained more enemies than friends in the Balkans and in Rumelia. This law, although made in order to strengthen the hands of the Turkish side, though, after a short time it solved the issues between these elements. But this time, the elements benefiting from the law, ensured to taking steps which would gave an end the Ottoman existence in Rumelia by bringing out a new field of conflict and to break down the Ottoman Empire and provide them to gain their own independences through the supports given to each other.Keywords: Nations System, Reform, Patriarchate, Exarchate, Church and School of Law.
Collections