Tarihsel perspektifiyle pontus meselesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı Devleti İttifak Devletleri safında girdiği I. Dünya Savaşı sonunda mağlup devletler arasındaki yerini alarak, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kalmıştır. İtilaf Devletleri Mondros Mütarekesi'nin 7. maddesine dayanarak Osmanlı topraklarını ve bilhassa Anadolu'yu fiili işgale başlamışlardır. Bu durumu fırsat bilen Yunanistan, Osmanlı Devleti topraklarında yaşayan Hristiyan Rum halkın ayrılıkçı hareketlerini körüklemiştir. Ortaya çıkan bu tabloda Karadeniz Bölgesinde de Yunan işgalini sağlamak için faaliyet gösteren bu cemiyetler aracılığıyla Rumlar ayaklanmıştır. Bu ayaklanmalar haneye tecavüz, hırsızlık, gasp, cinayet gibi suçları içeren bir mahiyet almış ve çeşitli asayiş sorunlarını beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla Milli Mücadele Dönemi'nde Rumların Anadolu'da meydana getirdikleri toplumsal olayların ve huzursuzlukların ortaya konması çalışmanın birincil hedeflerindendir. Rum vatandaşlar tarafından Karadeniz Bölgesi'nde başlatılan ayrılıkçı hareketler ideolojik olarak Pontus-Rum Devleti kurma amacından beslenmiştir. Megalo İdea hedefini gerçekleştirmek isteyen Yunanistan bölgedeki ayrılıkçı hareketleri doğrudan desteklemiştir. Asırlardır Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan Rumlar bu ayrılıkçı harekete kapılarak işgallerin kolaylaşması için kurulan zararlı cemiyetlerle işbirliği yapmıştır. Buna ek olarak Fener-Rum Patrikhanesi, Yunan Siyasi Temsilcilikleri ve Yunan Konsoloshaneleri de ayrılıkçı Rum hareketini takviye etmiştir. Ayrıca Anadolu toprakları üzerinde menfaatleri olan yabancı devletler de Rumlara kayıtsız kalmamıştır. Bu bağlamda Pontus-Rum Devletini kurma amacına yönelik faaliyetlerin perde arkası irdelenmiştir.Mondros Mütarekesinin hemen ardından ortaya çıkan ayrılıkçı hareket ve yaşanan asayiş sorunları devletin otoritesini sarsmakla beraber, devlet otoritesinin yok olduğu yerlerde halk kendini savunmaya geçmiştir. Müslüman halk öncelikle yaşadıkları mağduriyeti çeşitli yöntemlerle dünya kamuoyuna duyurmaya daha sonra da bölge halkını bilinçlendirmeye çalışmıştır. Rum çeteler tarafından yapılan silahlı saldırılara karşı nefsi müdafaaya başlayan halk tedbiren silahlı gruplar oluşturmuş ve yaşam alanlarını korumaya gayret etmiştir. Bu esnada ortaya çıkan direnç ve Osmanlı hükümetinin sorunlara karşı almaya çalıştığı tedbirler ele alınmıştır. Karadeniz Bölgesinde başlayan Pontus-Rum Devleti kurma faaliyetleri Türk Milli Mücadele'sinin başarılı olmasıyla fiilen sona ermiştir. Fakat girişilen Rum ayaklanması ve sıcak çatışmaların bitmesine rağmen bu hadise ideolojik olarak yaşatılmaya devam etmektedir. Nitekim Yunan devletinin aldığı soykırım kararı, düzenlediği anma törenleri, Fener-Rum Patrikhanesinin bazı faaliyetleri ve Karadeniz Bölgesi'nde yapılan bireysel çalışmalar bunun en büyük kanıtını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın ana temasını Pontusçuluk faaliyetlerine karşı verilen sivil tepkiler ve Cumhuriyet'in ilanından günümüze yapılan Pontusçuluk faaliyetleri oluşturmaktadır. Buna mukabil konunun özüne inebilmek adına Rumların tedhiş ve teşkilatlarına dair bilgiler verilmiştir. Böylece Pontus meselesi ile alakalı yapılmış olan çalışmalardan farklı bir perspektif ortaya konmuştur. The Ottoman Empire as a part of the central powers entered the First World War was defeated and had to sign the Armistice of on 30th October 1918. The Allied forces depending on the 7th article of the armistice began to invade the Ottoman territories including Anatolia. Greece turned this armistice as an opportunity and supported separatist activities of Rums (religiously Christian subject of the Ottoman Empire). Accordingly, Rums rebelled in the Black sea region through assisting with foundations seeking to ease Greece's marching into the Anatolia. Revolts of Rums turned into different crimes such as intrusion, burglary, theft, robbery, murder and brought many public order issues. In this vein, one of the foremost aims of the study is to put forward the social disorders caused by the Rums during the independence war.The separatist movements started by the Rums in the Black Sea Region were affected ideologically the idea of Pontus-Rum state Greece, which wanted to realize the Megalo Idea, directly supported these separatist movements in the region. The Rums those who had been living in the Black Sea Region for centuries were influenced by these separatist movements and worked together with the foundations desiring the invasion of the region. In addition the Fenerium Patriarch, Greek Political Representatives and Greek Consulates supported the Rum separatist movements. Moreover, the other states having expediencies upon the regions of Anatolia were not indifferent to the Rums. In this respect the historical background of the movements trying to found the Pontus Roum state were studied.In the wake of the armistice of Mudros the separatist movements and the present public disorders eroded the authority of the state and the public tried to defend themselves in the regions lacking of common order. The Muslim people of the region tried to announce their problems to the world public opinion through different media tools. Afterwards, they tried to raise awareness among the people of region. The Muslim people started to defend themselves against the attacks of the armed Rums and tried to defend their belongings. The resistances of the Muslim people against these armed bands and during the this fight and the precautions which were taken by the Ottoman State were examined.The movements seeking to establish Pontus Rum state in the Black Sea Region failed because of the achievements of the Turkish national independence war. However, this aim is maintained ideologically although the uprising of Rum and clashes ended. The genocide resolution of the Greek Parliament, commemorations ceremonies, some activities of the Fener Rum Patriarch and individual activities in the Black Sea region are the foremost indications. The civic reactions against the Pontusizm and activities related to Pontusizm since the establishment of the Republic are the scope of this study. On the other hand, it is given information on the terror and organizations of the Rums in order to touch the essence of the matter. Thus, it is tried to put forward a different perspective from the other studies on the Pontus issue in the literature.
Collections