Hassa-İslahiye arasında gelişen birikinti konilerinin jeomorfolojik özellikleri ve arazi kullanım durumu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'nin güneyinde yer alan ve önemli bir jeomorfolojik sahaya karşılık gelen Antakya-Kahramanmaraş Grabeni'nde, Hassa-İslahiye (Hatay-Gaziantep) sınırları içerisinde gelişen birikinti konilerinin jeomorfolojik özelliklerinin belirlenmesi ve bu jeomorfolojik birimlerdeki mevcut arazi kullanım durumunun belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışma, yapılan kaynak taraması, arazi gözlem ve değerlendirmeleri, matematiksel hesaplamalar, morfometrik analizler ve haritalamalar gibi yöntemlerle coğrafi bir bakış açısı ve coğrafyanın temel prensipleri doğrultusunda ortaya koyulmuştur. Çalışma alanlarının konumlandığı saha jeolojik, jeomorfolojik ve tektonik açıdan çeşitlilik arz eden bir sahada bulunmasına binaen önem arz etmektedir. Çalışma alanlarını oluşturan birikinti konilerinin geliştiği sahanın sıcaklık değerleri 17,7° (Hassa)ve 16,4° (İslahiye), ortalama yağış değerleri ise (Hassa) 665,7 mm ile 728,2 mm (İslahiye ) arasında değişmektedir. Bu durum flüvyal mekanizma üzerinde de etkili olmuş ve kaynağını Amanos Dağlarından alan birçok yüksek debili akarsuyun oluşturduğu ve Karasu Çayı Havzası'nın alt havzaları hüviyetini kazandığı drenaj havzalarını meydana getirmiştir. Çalışma sahasındaki yedi drenaj havzalarından bünyesine aldığı sedimentleri taşıyarak Antakya-Kahramanmaraş Grabeni'ne depo eden akarsular çalışma sahasının sınırları içerisinde iki birikinti yelpazesi ile üç birikinti konisi meydana getirmiştir. Çalışma sahasında gelişen birikinti koni ve yelpazeleri ile onları meydana getiren drenaj havzalarının morfolojileri açıklanarak drenaj havzası-birikinti konisi ilişkisi ortaya koyulmuştur. Bu doğrultuda Hassa ilçesinde yer alan Küreci 38 km², Hacılar (73 km²), Tiyek (21 km²), Akbez Çayı Havzaları(38, 7 km²)74,5 km² alan ve 1,4° eğime sahip olan Hassa Birikinti Yelpazesi'ni oluşturmuştur. Deli Çay Havzası (77, 2 km²) ise 26 km² alan ve 1,9° eğime sahip olan Altınüzüm Birikinti Yelpazesini meydana getirmiştir. Değirmencik Deresi Havzası (25 km²) ise 6 km² alan ve 19° eğime sahip Değirmencik Birikinti Konisi'ni meydana getirmiştir. Çerçili Deresi Havzası (62,8 km²) ise, 6 km² alan ve 16° eğime sahip Çerçili Birikinti Konisi ve 5 km² alan ve 11° eğime sahip olan Türkbahçe Birikinti Konisi'ni meydana getirmiştir. Birikinti koni ve yelpazelerinin ortaya konularak haritalanması ve arazi sınıflandırmasının yapılması önemlidir (Atalay ve Gündüzoğlu,2015:10). Bu doğrultuda birikinti koni ve yelpazelerinin mevcut kullanım potansiyeli belirlenmiştir. Ulaşılan veriler neticesinde bu jeomorfolojik birimler üzerinde toprak örtüsünün geliştiği ve son derece verimli olmasına binaen bu sahaların yerleşme sahası olarak kullanılmasının yanında önemli zirai faaliyetlerinde sürdürüldüğü gözlemlenmektedir. Özellikle birikinti yelpazeleri üzerinde bu durum söz konusu iken graben istikameti boyunca iç kesimlere (kuzeydoğu) doğru gidildikçe yaşanan karasallığın ve Kılavuzlu Barajı'ndan beklenen suyun hala sahaya ulaşmamasından dolayı sahada su sıkıntısının yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu durum ise birikinti yelpazeleri üzerindeki tarımsal çeşitliliğin varlığı söz konusu iken, birikinti konilerinde tahıl tarımı ile sınırlı kalmasına sebebiyet vermektedir. In this study, in the graben of Antakya-Kahramanmaraş located in the souther part of Turkey and corresponding to an important geomorphological area, it is aimed to determine the geomorphological characteristics of the detrital cones progressing within the borders of Hassa-İslahiye (Hatay-Kahramanmaraş) and determine the use of existig lands in those geomorphological units. In line with this purpose, by using the methods like literature rewiew, observation and evaluation of the land, mathematical calculations, morphometric analyses and mapping, the study has been manifested on the way of the basic principles of geography and with geographical point of wiew. The area in which the work areas are located, is significant as it is located in an area which shows variations in terms of geological, geomorphological and tectonical point of view. The temperature of the area in which the alluvial fans making up the working area show variations between 17,7° (Hassa) and 728,2 mm (İslahiye). This condition has been effective on the fluvial mechanism and has created the drainage basıns from which they got their identity of sub-basıns of the Karasu Stream Basın's and from which they got their form of high flowing streams which get their source from the Amanos Mountains. By carrying the sediments from the seven drainage basıns in the work area, it has formed five alluvial fans.The relationship betweem the grainage basıns and alluvial fans has been manifested by explaining the morphologies of the alluvial fans and alluvial fans flourishing in the work area and drainage basıns which formed them. Accordingly, Küreci (38 km²), Hacılar (73 km²), Tiyek (21 km²) and Akbez Stream Basın (38 km²) which are located in Hassa have formed Hassa Alluvial Fan which has the angle of slope 1,4° and has an area of 74,5 km². Deli Stream Basın (77,2 km²) forms the Altınüzüm Alluvial Fan which has an area of 26 km² and has an slope of 1,9°. Değirmencik Stream Basın (25 km²) forms small sized Değirmencik Alluvial Fan which has an area of 6 km² and an slope of 19°. Moreover, the basın of the Çerçili Stream Basın (62,8 km²) has created Çerçili Alluvil Fan which has an area of 6 km² and a slopeof 16°and it has also created the Türkbahçe Alluvial Fan having slope 11° and area 5 km². The mapping of alluvial fans and alluvial fans and the classification of land use are important (Atalay and Gündüzoğlu 2015:10). Accordingly, current potential of the use of detrital alluvial fans and alluvial fans determined. As a result of the data that have been gathered, it has been utilized both as accommodation units and as lands where important aggricultural facilities have been done. This situation is effective especially on the alluvial fans; hovewer, because of the fact that the water expected to come from the Kılavuzlu Dam hasn'treached to the area and because of the terrestrial climate that can be seen along the graben direction towards the inner parts (northeast), the shortage of water has been experienced. As a consequence of this situation, contrary to the so called expected agricultural diversity on the alluvial fans, it is just limited to the grain farming on alluvial fans.
Collections