Hatemi Dönemi ve sonrası İran`ın sosyal ve ekonomik açıdan karşılaştırması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İran İslam Cumhuriyeti'nde 1997 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak iktidara gelen Muhammed Hatemi, 2001 yılındaki seçimleri de kazanarak 2005 yılına kadar Cumhurbaşkanlığını sürdürmüştür. 2005 yılında ise, Cumhurbaşkanlığı'na Mahmud Ahmedinejad seçilmiştir. Araştırmamızın konusunu; İran İslam Cumhuriyeti'nde Hatemi (Khatami) dönemi ile, Mahmud Ahmedinejad'ın 2005-2009 yılları arasındaki Cumhurbaşkanlığı döneminin sosyal ve ekonomik açıdan karşılaştırması oluşturmaktadır.İran İslam Cumhuriyeti, 1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi ile kurulmuştur. İslam Devrimi ile birlikte, Şahlık rejimi yıkılmış, Şii İslam anlayışını esas alan yeni bir Anayasa oluşturulmuş, yeni bir rejim inşa edilmiştir. İran İslam Cumhuriyeti'nin siyasal niteliğini teokratik kurum ve kurallarla, bu kurum ve kuralların denetiminde işleyen ve rejimin bir Cumhuriyet olması iddiasını destekleyen kurumlar oluşturmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Meclis üyeleri serbest seçimlerle belirlenmektedir. Ancak, Velayet-i Fakih doktrini uyarınca siyasi sitemin merkezinde, Veli-yi Fakih yani Rehber bulunmakta ve Rehber sistemin tüm kurumları üzerinde denetimi elinde bulundurmaktadır. Böylelikle, rejim biçimsel olarak demokratik özellikler göstermekle beraber, teokratik bir çerçevede işlemektedir. Devlet, merkezi bir yapıda örgütlenmiştir. Dış dünyaya kapalılık, Batı'lı değerlere karşıtlık, baskın özelliklerdir. İslam Devrimi sonrası ilk yıllarda, demokrasi yanlısı kesimlerin tasfiyesi ile, İran İslam Cumhuriyeti siyasal İslamcı ulemanın hakimiyetine girmiştir. İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşundan hemen sonra baş gösteren İran-Irak savaşı ve rejimin içe kapalı yapısı, İran toplumunu sosyal ve ekonomik açıdan sorunlarla yüz yüze getirmiş, halkın Şahlık rejiminin yıkılmasından beklediği iyileşmeler sağlanamamıştır. İslam Devrimi lideri Ayetullah Humeyni'nin ölümünden sonra, sistem içerisinde değişim ve yenilenme arayışları ortaya çıkmaya başlamıştır. Humeyni'nin ölümünden sonra 1989 yılında Cumhurbaşkanı olan ve 1997 yılına kadar iktidarda kalan Haşimi Rafsancani, ekonomik alanda pragmatist politikalar uygulayarak, toplumun beklentilerini karşılamaya çalışmıştır. Haşimi Rafsancani'nin ?Onarım Cihadı? adı verilen dönemi, değişim taleplerinin dile getirildiği ve olgunlaştığı bir dönem olmuştur. 1997 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ise, değişim yönünde biriken toplumsal talepleri sisteme taşımak amacıyla yola çıkan Muhammed Hatemi kazanmıştır. Hatemi'nin 2005 yılına kadar iki dönem boyunca sürdürdüğü iktidar süreci, sosyal, siyasi ve ekonomik reform çabalarına sahne olmuştur. Ulusal çıkar, millet iradesi, sivil toplum, hukukun üstünlüğü gibi demokratik kavramlar bu dönemde tartışılmış ve ülke gündemine getirilmiştir. Ancak, siyasi sistemin resmi ideolojiyi ve kurulu düzeni korumaya dönük kurumları, reformların yeterince etkin olmasını engellemiştir. Ekonomik sorunlar çözülememiş, halkın günlük yaşantısında umulan iyileşmeler sağlanamamıştır. Hatemi, hem rejimin teokratik yapısını korumak isteyen muhafazakârlar tarafından, hem de reform hareketini yetersiz bulan demokrasi yanlıları tarafından eleştirilmiştir. 2005 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, ekonomik vaatleri öne alan muhafazakâr Mahmud Ahmedinejad'ın kazanması ile reform dönemi sona ermiştir. Ahmedinejad'ın 2009 Haziran'ına kadar süren ilk döneminde, içe kapalı, Batı'lı değerlere karşı tepkisel ve toplum üzerinde baskıları artırmaya yönelik bir süreç yaşanmıştır. Bununla birlikte iki dönem karşılaştırıldığında, toplumdaki değişim talebinin güçlendiği görülmektedir. Muhafazakâr kesim dahi, toplum desteğini kazanmak için değişim vurgusu yapmak durumunda kalmıştır. İran İslam Cumhuriyeti'nin rejiminde köklü bir değişim sağlanamamış olmakla birlikte, geleceği etkileyecek tartışmalar toplum gündemine girmiştir. Sistem içerisinde kalarak ve sistemin kurumlarından yararlanarak bir rejim değişikliğine gidilmesi mümkün görünmemektedir. Fakat, İran İslam Cumhuriyeti'nin uzun vadede rejimini devam ettirebilmek için, toplum iradesini sisteme dahil edecek yeniliklere gitmek zorunda kalacağı ve değişim taleplerinin varlığını sürdüreceği görülmektedir. Muhammed Hatemi, who won the presidential elections made in 1997 in Iran Islamic Republic and come to the power, also won the elections in 2001 and his presidency has continued until 2005. In 2005, Mahmud Ahmedinejad has been elected as the presidency. The subject of our research consists of the comparison of the social and economic aspects in Hatemi period in Iran Islamic Republic and the Presidency period of Mahmud Ahmedinejad between 2005-2009.The Iran Islamic Republic has been founded in 1979 by the Islamic Revolution. By means of the Islamic Revolution, the Shah regime has been overthrown, a new Constitution has been enacted based on a Shiite Islamic understanding, a new regime has been built. The political nature of Iran Islamic Republic consists of theocratic authorities and rules and the authorities, which operates under the control of these authorities and rules and supports the assertion of this regime to be a Republic. The President and the Members of Parliament are determined by free elections. But in accordance with the Velayet-i Fakih doctrine, there is a Veli-yi Fakih, in other words an Adviser, at the center of the political system and such Adviser holds the control over all the authorities of the system. Thus, the regime does not show democratic features stylistically and it operates in a theocratic frame. The state has been organized in a central structure. Being closed to the external world, being against to the Western values are the supervalent natures. During the first years after the Islamic Revolution, Iran Islamic Republic has felt under the domination of the political Islamist ulama by the liquidation of the pro-democracy section. The Iran-Iraq war that has been out-broken immediately after the foundation of the Islamic Republic and the unsociably structure of the regime has confronted the public of Iran with social and economic problems and the improvement expected by the public due to the overthrown of the Shah regime has not been achieved. After the death of Ayetullah Humeyni, the leader of the Islamic Revolution, the upheaval and innovation searches in the system have been occurred. Haşimi Rafsancani, who has become the President in 1989 after the death of Humeyni and has been in power until 1997, has applied pragmatist policies in economy and tried to satisfy the expectations of the public. The Haşimi Rafsancani period named ?Onarım Cihadı? has been a period where the innovation demands were uttered and where such demands were matured. In the Presidency elections made in 1997, Muhammed Hatemi, who has lead for the purpose of carrying the public demands accumulated in the direction of innovation, has won the election. The power, which has been continued by Hatemi for two periods until 2005, has been witnessed to the social, political and economic reform efforts. The democratic notions such as national interest, national will, civil society, superiority of law have been discussed during this period and raised as a country question. But however, the authorities, which aim to protect the official ideology and the system, has prevented the reforms to be more effective. The economic problems have not been resolved, the improvements expected in the daily live of public have not been achieved. Hatemi has been criticized both by the bien-pensants, who wish to protect the theocratic structure of the regime, and the pro-democracy people, who find the reform activity undue. The reform period has been expired when the conservative Mahmud Ahmedinejad, who brought the economic promises forward, has won the Presidency elections in 2005. During the first period of Ahmedimejad until June 2009, a period, which is a self enclosed, reactive against the Western values and aims to increase the pressure over the public, has been experienced. However, when the two periods are compared with each other, it is seen that the innovation demand has become strong. The conservatives have been in a position to emphasize the innovation in order to get the support of the public. However no radical changes have been achieved in the regime of Iran Islamic Republic, the discussions that might affect the future have come to the fore. It seems impossible to change the regime by staying within the system and by making benefit from the authorities of the system. But, it seems that Iran Islamic Republic will include the public will into the system and will be obliged to make innovations and will continue the existence of the innovations demands in order to continue its regime in the long run.
Collections