Mediterranean security process (With some implications on Turkey)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Soğuk Savaşın sona ermesi Avrupa için güvenlik ve savunma stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi sonucunu doğurmuş, güvenlik kavramı sadece askeri değil, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel boyutlarıyla da ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin tehdit unsuru olmaktan çıkıp Avrupa Birliği üyeliği yolunda hızla ilerlemeleri sonucunda Akdeniz bölgesinden kaynaklanan güvenlik unsurları ve bölgenin güvenliği Avrupa Birliği üyesi ülkeler için giderek artan bir önem taşımaya başlamıştır. Bölgede Soğuk Savaş döneminden bu yana süregelen birincil güvenlik unsurları olan Orta Doğu'daki çatışma, Ege ve Kıbrıs sorunları ve kitle imha silahlanndaki artış gibi askeri tehditlerin yanında ekonomik işbirliğinin önündeki engeller, yasadışı göç, köktendinci hareketler, terörizm, çevre kirliliği, enerji kaynaklarının güvenliği gibi ikincil unsurlar da güvenlik ajandasındaki yerlerini almışlardır. Bu çerçevede NATO'nun ve Avrupa Birliği'nin bölgedeki rolleri ve bu aktörlerin güvenlik kavramının değişik boyutlarına ilişkin girişimleri, Akdeniz bölgesinden kaynaklanan tehditlerin önüne geçilmesi yolundaki çabaların başlıcalandır. Öte yandan, sahip olduğu jeopolitik ve jeostratejik konumdan dolayı bölgedeki en önemli aktörlerden biri olan Türkiye'nin hem Ege ve Kıbrıs gibi taraf olduğu sorunlardaki tutumu, hem de laik bir ülke olarak bölgedeki diğer Müslüman ülkelere örnek olabilme potansiyeli dolayısıyla yadsınamaz rolü tartışmanın bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Sonuç olarak, tüm bu verilerin ışığında Akdeniz bölgesinden kaynaklanan güvenlik unsurları özellikle Avrupa Birliği için büyük önem taşırken Türkiye için de Avrupa Birliği ile ilişkilerini daha da sağlamlaştıracak bir araç olarak değerlendirilebilir.
Collections