Non-refoulement principle in a changing European legal environment: With particular emphasis on Turkey, a candidate country at the external borders of th EU
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Non-Refoulement Devletlere kendi topraklarında bulunan bireyleri zulme uğramariski altında oldukları bölgelere göndermeme yükümlülüğü yükleyen bir ilkedir. Söz konusukural öncelikle iltica hukuku belgeleri içerisinde ortaya çıkmış olmakla birlikte, yakınzamanlarda insan hakları hukuku belgeleri altında da korunmaya başlanmıştır. Diğer yandanAvrupa Birliği Devletleri kendilerinden sığınma talebinde bulunan mültecilerin sayısındakison yirmi yılda gerçekleşen artış karşısında giderek bu alanda daha sınırlayıcı kanunlar kabuletmişler, bu nedenle de non-refoulement ilkesini düzenleyen uluslararası iltica hukuku veinsan hakları hukuku belgelerinde yer alan yükümlülüklerinin kıskacında kalmışlardır. Sözkonusu konular beş yıllık bir geçiş döneminde tüm temel iltica kanunlarınınuyumlaştırılmasını öngören Amsterdam Andlaşması ile birlikte Avrupa Topluluğu zemininetaşınmıştır. Topluluk içerisindeki anılan gelişmeler mültecilerin geçiş güzergahı üzerindebulunan ve de Avrupa Birliği'nin sınır komşusu ve bir aday ülke olan Türkiye için önemlisonuçlar doğurmaktadır. Nitekim, Türkiye mevcut transit ülke konumunu terk ederek kendiiltica hukuku sistemini geliştirmeye zorlanmaktadır. Türk hükümeti ilk aşamada istekligörünse de, kısa bir süre sonra bu konudaki reform sürecinin, ağırlıklı olarak konunun yükpaylaşımı konusundaki özellikleri sebebiyle, insan hakları hukukunun diğer birtakımalanlarında olduğundan çok daha zorlu olduğu görülmüştür. Bu anlamda Türkiye'ninönündeki en önemli engel Avrupa Birliği Müktesebatı'nda yer alan ve mülteci yükünü transitülkelere kaydırma fonksiyonunu gören düzenlemelerdir. Elinizdeki çalışma Türkiye'nin gerekiltica hukuku gerekse insan hakları hukuku belgelerinden kaynaklanan sorumluluğununsınırlarını belirleme, Avrupa Birliği hukuku içerisindeki gelişmeleri gözlemleme, bunlarınTürk hukuku üzerindeki etkilerini değerlendirme ve nihayet bu alanda karşılaşılan sorunlaraçözümler önerme amacını taşımaktadır. Non-refoulement is a rule that imposes States the obligation not to return a person toany territory where he/she is likely to encounter persecution. This rule has emerged under theasylum law instruments and subsequently incorporated into human rights treaties. The EUMember States responded to the increase of asylum seekers in the last two decades byintroducing more restrictive laws that put them in a state of limbo for keeping up with theirexisting legal obligations under asylum law and human rights law. These issues were carriedto the Community level by the Treaty of Amsterdam which set forth a five year transitionperiod through which all fundamental asylum laws were harmonized. Being a major transitcountry for asylum seekers and migrants in the region and a candidate State at the externalborders of the EU, these developments brought new challenges for Turkey. In this respect,Turkey is being forced to change its role as a transit country for refugees and develop its ownasylum system. On the other hand, despite its willingness to move forward, Turkishauthorities soon realized that reforming its laws in this area was more difficult than someother fields of human rights law to a great extent, due to the burden sharing concerns peculiarto this area. In this regard, burden shifting instruments of the EU asylum acquis appear as thebiggest obstacle before Turkey to carry out an overall reform process. This study purports toset forth the scope of obligations of the Republic under both asylum law and human rights lawinstruments, observe the developments in the European Union and assess their effects on theTurkish law and offer solutions for the problems encountered.
Collections