Söylem kuramı çerçevesinde azınlık meselesi: AB - Türkiye etkileşimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı, azınlık meselesini söylem kuramı çerçevesinde ele alarak kuramın gelişimine katkı sağlamak ve AB ve Türkiye'nin azınlık sistemleri arasındaki uyumun gerçekleşip gerçekleşemeyeceğine ya da nasıl gerçekleşebileceğine dair çıkarımlar yapmaktır. AB'de ortak bir azınlık politikası oluşturulmamış olmasına rağmen azınlık meselesinin Birliğe üyeliğin bir koşulu olarak öne sürülmesi, Türkiye'de halihazırda var olan meseleye dair tartışmaların yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Ayrıca azınlık meselesi, yükselen bir değer olarak uluslararası sistemin güncel meseleleri arasında yer almış ve insan hakları çerçevesinden farklı bir kurumsallaşmaya sahip olmaya başlamıştır. Çalışmanın temel problemi, azınlık meselesini ontolojik bir çerçeveye oturtarak ona yönelik sorunların temelde neden kaynaklandığını ve bu kaynaktan hareketle azınlık meselesinde uyumlaştırmanın olabilirlik koşullarını tartışmaktır.Çalışmanın kapsamı, toplumsal ilişkiler, hegemonik mücadeleler, ideolojik yaklaşımlar ve en temelde felsefede yaşanan dönüşümü içerdiğinden, burada disiplinlerarası yaklaşım ve yöntem tercih edilmiştir. Çalışmada post-pozitivist bir yaklaşım benimsenmiş ve öncelikle kuramsal ve ideolojik krizler neticesinde günümüzde gerçekleştirilen belli başlı sorgu ve yıkımlar ortaya konulmuştur. Postyapısalcı ve post-Marksist söylem kuramı, karmaşık oluşumların siyasal-toplumsal analizini mümkün kılmıştır.Bu analiz neticesinde, azınlık kimliklerinin toplumsal hareketlerle gerçekleştirdikleri bileşimler de göz önünde bulundurularak, azınlık meselesinin, bir azınlık meselesi değil toplumsal gruplar arası ilişki meselesi olduğu iddia edilmektedir. Buradan hareketle Türkiye'nin azınlık sisteminin AB'nin azınlık sistemi ile uyumlaştırılması yerine, AB ve Türkiye'nin azınlık ve çoğunluklarını içeren toplumsal yapılanmalarının eklemlenmesi gerektiği öne sürülmektedir. This study aims to contribute to the development of discourse theory by addressing minority issues and to infer whether or not harmonization between the EU and Turkey's minority systems is possible, and if it is, how it can occur. Despite the lack of a common minority policy in the EU, imposing the minority issues as membership criteria leads to the intensification of on-going debates concerning Turkey. Moreover, the minority issue gains importance in the international system as a rising value and have begun to have a different institutionalization than the human rights framework. The study mainly seeks to discuss the underlying reasons for minority issues and the possibility of harmonization by putting the issue into ontological framework.Including social relations, hegemonic struggles, ideological approaches, and fundamentally, the transformation occurring in philosophy, this study requires interdisciplinary approach and method to be used. A post-positivist approach is adopted and major inquiries and devastations is asserted as a result of the prevailing theoretical and ideological crises. With the discourse theory which is poststructuralist and post-Marxist, the social-political analysis of complex formations is rendered possible.As a result, it is argued that the minority issues are not the question of minority but the relations between social groups, considering the compounds realized by social movements of minority identities. Instead of harmonizing Turkey's minority system with the EU's, the necessity for articulation of their social structures including minorities and majorities is asserted.
Collections