Şizofreni ve bipolar affektif bozukluk- manik epizod- tanısı almış hastaların rorschach protokolleri açısından karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Şizofreni yüzyıllardır psikiyatri bilimini yakından ilgilendiren, günümüzün gelişen bilimsel bilgi birikimi ve teknolojik olanaklarına rağmen etyolojisi, epidemiyolojisi, prognozu ve tedaviye cevap şeklinin henüz tam olarak açıklanamadığı, bireyi gerçeklikten uzaklaştırarak, olağan dışı algılama ve yorumlama biçimine götüren, kişiyi içinde yaşadığı topluma ve kendisine uzaklaştırarak yeni bir gerçeklik yaratan, kişilikte ağır yıkım ile seyreden, halüsinasyonlar, hezeyanlar, dezorganize davranışlar ve duygulanımla karakterize, kronik ve yıkıcı bir hastalıktır.Şizofreni hastası giderek uzaklaştığı, toplumda kimi zaman korku uyandırırken, sosyal uyumunun bozulmasıyla daha fazla içine kapanmakta ve kendi gerçekliğinde yaşayarak, fenomonolojik alanında ayrı bir dünyada varoluşunu sürdürmektedir.Bipolar affekif bozukluk ise duygulanım düzeyinin ağır çökkünlükten taşkınlığa uzanan yelpazesinde şizofreni gibi tam aydınlatılamamış patofizyolojisi ve etyolojisi ile kişide ve içinde yaşadığı toplumda sosyal ve mesleki işlevselliğin bozulabildiği, hastanın duygudurumuna eşlik eden motor aktivitesindeki ve bilişsel işlevselliğindeki değişimlerle karakterize, kronik seyirli bir psikiyatrik hastalıktır.Özellikle şizofrenin günümüzde pozitif özellikli şizofreni olarak tanımlanan halüsinasyon, hezeyan ve dezorganize davranışın hakim olduğu klinik tablosu ile bipolar affektif bozukluğun manik epizodu arasında semptomolojik olarak benzerlik bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle iki hastalık grubunun exitasyon tablosunda düşünce, duygulanım ve davranış özellikleri benzerdir ve bu durum klinisyenin ayırt edici tanı koymasını güçleştirmektedir. Psikiyatri biliminde ayrımın en güç olduğu bu iki hastalığın ayırt edici tanısı yapılamadığında, klinisyen dünyada yaygın olan eğilimle daha geniş bir tanı, ?atipik pikoz? ya da ?başka türlü adlandırılamayan psikoz?, tercih etmektedir.Tüm bu bilgiler ışığında bu çalışmanın amacı, doğru tanının doğru sağaltım sürecinde etkili olacağı gerçeğinden hareketle Rorschach Testi'nin psikodiagnostik özelliğinden yararlanılarak, bu iki hastalık arasındaki ayırt edici tanıyı yapabilmektir. Bu bağlamda şizofreni hastaları ile bipolar affektif bozukluk tanısı almış hastaların manik epizod dönemlerinin Rorschach protokollerinin karşılaştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Araştırma Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden toplam 200 hasta ile yapılmıştır. Çalışmada cinsiyet faktörü de incelendiğinden hastaların 50'si şizofreni kadın, 50'si şizofreni erkek, 50'si mani kadın ve 50'si mani erkek hastadan oluşturulmuştur. Hasta yakınından muvafakat alındıktan ve ekte sunulan anket formu doldurulduktan sonra temel veri aracı olarak Rorschach testi kullanılmıştır. Hastaneye yatışlarının 10. gününde ve ilaç etkisinden en uzak oldukları saatler tespit edildikten sonra hastalara test uygulanmıştır. Daha sonra verilerin istatistiksel çözümlemeleri bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Veriler varyans analizi, Mann-Whitney U testi ve Ki-Kare analiz yöntemleri ile irdelenmiştir.Araştırma sonuçları Rorschach testinde şizofreni ve bipolar affektif bozukluk manik epizod dönemindeki hastaların protokollerinin birbirinden belirgin olarak ayrıldığını ve Rorschach testinin ayırıcı tanı yapabildiğini göstermektedir.Özetle, şizofreni hastaları ile bipolar affektif bozukluk manik epizoddaki hastaların bilişsel ve affektif süreçleri, ego fonksiyonları, kişiler arası ve sosyal uyum düzeyleri, nesne ilişkileri, immaturite ve impulsivite düzeyleri ve anksiyete düzeyleri arasında farklılıklar saptanırken, regression düzeylerinde bir farklılık saptanmamıştır. Bu değerlendirmeler ışığında çeşitli öneriler getirilmiştir.Anahtar kelimeler:Şizofreni, Bipolar Affektif bozukluk, Rorschach, Mani, Cinsiyet In spite of hi-tech methods and cognitive accumulation of knowledge of today, schizophrenia, which has strong correlation with psychiatry, is a chronic and devastating illness which is characterized by hallucination, delirium, disorganized conducts and affection that badly devastate personality. The etiology, epidemiology and prognosis of schizophrenia as well as its way of responding to treatment have not entirely been clarified yet. It is schizoprenia that leads patients to be isolated from reality and causes them to adopt unusual ways of perception and interpretation by alienating patients from themselves as well as from the society in which they live and therefore such a state of mind creates a new kind of reality.Patients with schizoprenia causes fear in the society from which they get more and more alienated. On the other hand, this sort of patient begins to live in an imaginary world by being more introverted as a result of his/her social harmony which is now disordered.Bipolar affective disorder is a chronic psychiatric illness which is characterized by the changes in cognitive functions and motor activity accompanied by the patient?s affection. Bipolar affective disorder causes patients and the society in which they live to get not only social but also professional functions disordered by means of patho-physiology and etiology which have not completely been illuminated yet. This situation is the same as schizophrenia in which affection ranges from depression to euphoria.There are similarities between manic episode of bipolar affective disorder and clinic table of schizophrenia which is dominated by delirium, disorganized conduct and hallucination defined as positive schizophrenia. In other words, in the exitation table of both illnesses affection, thought and conduct are similar and this situation makes it difficult for a clinician to diagnose. Providing that these two illnesses, which are almost impossible to distinguish, are unable to be diagnosed in psychiatry, clinician prefers to diagnose it as a typical psychosis or psychosis that cannot be defined in any other way.In the light of all this data above, this study aims to distinguish both illnesses from each other through the psychodiagnostic feature of the Rorschach test. For this reason, this study is based on comparison of the Rorschach protocoles of patients with schizophrenia and manic episodes of patients with bipolar affective disorder. In the study, 200 patients at Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi were involved. As both sexes were examined in the study, 50 of the patients were women with schizophrenia, 50 of them were men with schizophrenia, 50 of them were women with mania and 50 of them were men with mania. After the patient?s family?s permission was taken and a form of socio-demography form was filled in, the Rorschach test was used. This test was applied to the patients on the tenth day after they were brought to hospital and the moments at which the medicine influenced them the least were determined. Then the statistical analysis of the data was carried out by the computer. The results were analyzed with ?varyans analizi?, ?Mann-Whitney U testi? and ?Ki-Kare? methods.The results of the study show that in the Rorschach test the protocoles of the patients with schzophrenia and manic episode in bipolar affective disorder are remarkably different and that the Rorschach test is able to diagnose distinctively.To sum up, the cognitive and affective process, individuals functions, individual relations and social adaptation, material relations, the levels of immaturity and impulsivity and the level of anxiety that patients with schizophrenia and bipolar affective disorder have are different but on the other hand, the level of regression is not different. Various suggestions were made taking all these assessments into considerations.Key Words: Schizophrenia, Bipolar Affective Disorder, Rorschach, Mania, Sex
Collections