Depresif yakınmaları olan hastaların depresyon ve ölüm kaygısı düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı, depresif belirtiler gösteren kişilerin ölüm kaygısı ve depresyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ülkemizde depresyon ve ölüm kaygısının incelendiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu açıdan çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Araştırma örneklemini İstanbul ilinde bulunan bir devlet hastanesi'nin Psikiyatri polikliniğine Depresif belirtilerle başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul eden yaşları 18 ile 60 arasında değişen 135 hasta (100 kadın ve 35 erkek) oluşturmaktadır. Hastalara Beck Depresyon Envanteri ve Templer'ın Ölüm Kaygısı Ölçeği uygulanmıştır. Hastaların yaş grupları ergenlik, genç, orta, ileri yetişkinlik olmak üzere dört gelişim dönemine ayrılmıştır. Ergenlik dönemi 18?20 yaş arasını kapsamaktadır. Genç yetişkinlik dönemi 21?40 yaşları arasındadır. Orta yetişkinlik dönemi 41?60 yaşları arasındadır. İleri yetişkinlik 61?70+ yaşları arasındadır(Aydın, 2005).Bu araştırmada tanımlanan üç grup ergenlik, genç yetişkinlik ve orta yetişkinlik dönemleri ele alınmıştır.Örneklemi oluşturan hastalara beck depresyon ölçeği, templer ölüm kaygısı ölçeği uygulanmıştır. Hastalar hakkında bilgi araştırmacı tarafından oluşturulan bireysel bilgi toplama formu ile toplanmıştır.Beck depresyon puanları ile ölüm kaygısı puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere uygulanan analiz sonucunda puanlar arasında istatistiksel açıdan p<.01 düzeyinde pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r=0,366; p<.01). Buna göre depresyon yakınması olan hastaların depresyon düzeyi arttıkça ölüm kaygısı düzeyleri artmakta, depresyon düzeyleri azaldıkça ölüm kaygısı düzeyleri de azalmaktadır, sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra yapılan incelemede, hafif düzey depresyon grubunda olanlarla orta düzey depresyon grubunda olan grup arasında orta düzey depresyon grubu lehine p<,05 düzeyinde; hafif düzey depresyon grubunda olanlarla ağır düzey depresyon grubunda olan grup arasında ağır düzey depresyon grubu lehine p<,001 düzeyinde anlamlı farklılaşma bulunmuştur. The aim of the study is to research the relationship between the death anxiety and the depression level of those who have symptoms. Depression and death anxiety was examined in our country does not have a study. From this point of the study is thought to contribute to the literature.The research sample consist of 135 patients at the ages of 18 and 60 (100 women and 35 men),who have applied to the psychiatry policlinics of a state hospital in İstanbul because of depression symptoms.The patients were given Beck Depression Inventory and Templer?s Death Anxiety Scale. The age groups of the patients were divided into four growing-up periods such as adolescence, young adulthood, middle adulthood and further adulthood. Adolescence period includes the age of 20. The young adulthood includes the age of 21 and 40. The middle adulthood includes the age of 41 and 60 and the further adulthood includes 61 and 70 (Aydın, 2005). In this study there are three groups; adolescence, young adulthood and middle adulthood.The patients consist of the sample were given back depression and Templer death anxiety scale. The infomation about the patients was collected by means of the individual information collecting forms by the researcher.In the result of analysis which was made to determine the relationship between back depression points and death anxiety points, it was found that there was a significant relationship, which was statistically on the positive side at the level of p<01. (r=0,366.p<01)As a result it was found that the death anxiety level of the patients who had depression symptoms was getting higher as their depression level was getting higher; that the death anxiety level was getting lower as their depression level was getting lower. Also in the research it was found that there was a significant variant at the level of p<05 in the favour of middle level depression group between the low level depression group and the middle level depression group and that, between the low level depression group and the high depression group, there was a significant variant at the level of p<001 in the favour of the high level depression group.
Collections