Üniversite öğrencilerinde kişilik bozukluğu yaygınlığı ve sorun çözme becerileri ile ilişkisinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu tezin amacı üniversite öğrencilerinde kişilik bozukluğu yaygınlığının ve kişilik bozukluğu ile sorun çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Bu tez çalışmasının örneklemini Adnan Menderes Üniversitesi öğrencilerinden oluşan 705 kişi oluşturmaktadır. Katılımcılara sosyodemografik özelliklerinin belirlenmesi için araştırmacı tarafından hazırlanan sosyodemografik veri formu, kişilik bozukluğunu belirlemek için DSM-IV ve ICD?10 kişilik Bozukluğu Ölçeği (DIP-Q) ve sorun çözme becerilerini saptamak için Gözden Geçirilmiş Türkçe Sosyal Sorun Çözme Envanteri (Tr-SSÇE-G) uygulanmıştır.Bulgular: Üçyüzyedisi kadın (%43,7), 395'i erkek (%56,3) toplam 705 katılımcının yaş ortalaması yaş ortalaması 21,2 (SD = 1.86) olarak bulunmuştur. Kişilik bozukluğu yaygınlık oranı %13 (n=91) olarak bulunmuştur. Kişilik bozukluğu tanısı almada kadın ve erkekler arasında bir fark bulunmamıştır. Kişilik bozukluğu tanısı alan katılımcıların genelde sorun çözme becerileri yetersizdir. Kişilik bozukluğu olumsuz sorun yönelimi, kaçınan ve dürtüsel dikkatsiz sorun çözme tarzlarıyla anlamlı derecede ilişkili bulunmuştur.Sonuç: Kişilik bozukluğu üniversite öğrencileri arasında yaygındır ve kişilik bozukluğu olan kimselerin sorun çözme becerileri yetersizdir. Buradan hareketle sorun çözme terapisi yaklaşımı kişilik bozukluğu olan kimselerde kullanılabilecek alternatif bir yaklaşım olabilir. Object: The purpose of this thesis was to investigate the prevalence of personality disorders and the relationship between personality disorders and problem solving skills in a sample of university students.Methods: The sample of this thesis included 705 students enrolled at various departments of Adnan Menderes University in Aydin. Participants filled in a questionnaire consisting of questions about sociodemographic characteristics, DSM-IV and ICD-10 Personality Disorder Scale (DIP-Q) and the Revised Social Problem Solving Inventory (SPSI-R). Students filled in the questionnaire during regular class hours reserved for this purpose. The data were analyzed by using statistical procedures of chi-square, t-test and logistic regression analyses.Results: Of 705 participants 307 (% 43,7) are women and 395 (% 56,3) were men. The average age of participants? was 21, 2 (SD=1.86) years. A total of 91 (%13) participants obtained at least one personality disorder. Paranoid and obsessive-compulsive personality disorders were the two most frequent personality disorders. Men and women were similar in getting a diagnosis. The participants with a diagnosis of personality disorder displayed more inadequacies in problem solving skills than those without a diagnosis. Negative problem orientation was found to be the independent predictor of having a personality disorder diagnosis.Conclusion: Diagnosis of personality disorder was found to be common among university students and participants having personality disorder diagnosis evidenced inadequate problem solving skills. Thus, problem solving therapy approach may be a potential treatment strategy that can be used with people who have personality disorder.
Collections