Gelir dağılımı adaletsizliğinin insan haklarına etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sanayi devrimi ile başlayan ve teknolojinin hızla ilerlemesiyle günümüze kadar uzanan süreçte, büyük bir ekonomik büyüme ve refah artışı sağlanmıştır. Ne var ki, refah artışı sağlanmasındaki bu büyük başarıya rağmen, yoksulluğun yaygınlaşması ve şiddetini arttırması engellenememiştir. Hem zenginliğin hem yoksulluğun birlikte artması, gelir dağılımı adaletinin olmadığını göstermektedir.Dünya Bankası verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, günde 2 doların altında, beşte biri ise, günde 1 doların altında bir gelirle yaşamak zorundadır. Bu veriler, en azından dünya nüfusunun yarısının insanca yaşama olanağından yoksun olduğunu göstermektedir. Oysa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25. maddesine göre, ?herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır?. Herkesin sahip olduğu bu hakların, bazı kişiler tarafından kullanılabiliyor, bazı kişiler tarafından kullanılamıyor olması, insan haklarının evrenselliği ilkesine ters düşmektedir.Uluslararası ortamda ?sivil ve siyasal haklar?la ilgili olarak var olan duyarlılığın ?ekonomik, sosyal ve kültürel haklar? açısından olmadığı ya da çok az olduğu görülmektedir. Sivil ve siyasal hakların ihlâlinde, ülke yönetimleri kabul edilebilir bir mazeret gösterememektedirler. Buna karşın ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlâlinde ?ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum? kabul edilebilir bir gerekçe olarak öne sürülmektedir. Birtakım hakların ön plana çıkartılmasına karşın, başka birtakım hakların arka planda kalması ise, insan haklarının bütünselliği ilkesine ters düşmektedir. Bir ülkenin ekonomik durumu, vatandaşların hepsinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek düzeyde değilse, böyle bir durumda, uluslararası topluluğa ve örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Bu çalışmayla, gelir dağılımı adaletsizliğinin insan haklarına etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, birinci bölümde, gelir dağılımı ve yoksulluk; ikinci bölümde, insan hakları; üçüncü bölümde sosyal devlet, demokrasi, küreselleşme ve kapitalizm, çalışmanın konusuyla ilgileri bakımından incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, gelir dağılımı adaletinin sağlanabilmesinin önündeki engeller ve bu engellerin aşılabilmesi için bazı yapılabilecek olanlar dile getirilmeye çalışılmıştır. In the period which begins with the industrial revolution and extends up to the present, the technological progress secured a great increase in economic growth and welfare. Yet despite its success in securing increase in welfare, the spread of poverty, as well as its intensification, could not be prevented. This simultaneous increase in poverty and prosperity shows that there is no income distribution justice.According to the data of the World Bank, almost half of the World population has to live with less than two dollars a day, and one fifth of the population with less than one dolar. These data show that at least half of the World population is deprived of the possibility to live a humane life. However, Article 25 of Universal Decleration of Human Rights states that ?everyone has the right to a standard of living adequate for the health and well-being of himself and of his family, including food, clothing, housing and medical care?. The fact that these rights of all human beings are enjoyed only by a part of them is in disaccord with the principle of the universality of human rights. The international community which is quite sensitive in relation to ?civil and political rights?, does not show the same sensitivity in connection with ?economic and social rights?. Goverments are unable to find any acceptable excuse for violations of civil and political rights. While in violations of social and economic rights, ?the economic conditions of the country? are put forward as an acceptable excuse, putting certain rights in the foreground and leaving other rights in the background is incompatible with the principle of indivisibility of human rights. When the economic conditions of a country are not sufficient to satisfy the basic needs of all citizens, then the international community and its institutions are expected to take over this task. The aim of this study is to inquire into the consequencies of the injust distribution of income for human rihgts. Thus the first part of the study deals with income distribution and poverty, the second part with human rights, the third part with the social state, democracy, glabalization and capitalism in connection with the problems of the study. In the ?conclusion? we tried to depict certain obstacles which prevent a fair income distribution and to express our opinion concerning what can be done in order to overcome these obstacles.
Collections