Ulus, etnisite ve sinema ilişkisi bağlamında Türkiye sinemasında Kürt etnisitesinin temsili
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ulus ve etnisitelerin küreselleşme süreciyle birlikte geçirdiği değişim, beraberinde yeni sorunlar getirmiştir. Ulus devletlerin sahip oldukları egemenlik güçlerinin, çokuluslu şirketler ve ulusüstü kurumlar tarafından zayıflatılması ve etnisitelerin seslerini daha çok duyurmaya başlaması; ulus inşası sürecini de sekteye uğratmaya başlamıştır. Etnik farklılığa sahip devletler; asimilasyon, eritme potası ve çoğulculuk gibi etnik bütünleşme modellerinden hareketle bu sorunların üstesinden gelmeye çalışmışlardır. Türkiye gibi çok etnili toplumlarda bu tür sorunların halledilmesinde ise, Müslim/Gayri Müslim ayrımına bağlı olarak; tehcir, mübadele, ayrılma, asimilasyon, tedip ve tenkil gibi yolların kullanıldığı görülmüştür. Bu çalışmada sinema da ulusların bir inşa aracı olarak ele alınmıştır. Sinemanın kısa sürede büyük bir küresel endüstri ve etkili bir kitle iletişim aracı haline gelmesiyle, ulusların toplumu inşa etmede başvurduğu yollardan biri olmuştur. Bu çalışma; Türkiye sineması örneğinden hareketle, Kürt etnisitesinin nasıl bir temsil alanına sahip olduğunu araştırmayı amaçlamaktadır. Türkiye sinemasında Kürtlerin ele alınması, uzunca bir süre ?kim oldukları? sorusunun altı boş bırakılarak yapılmıştır. Yılmaz Güney'le değişmeye başlayan bu durum, 1990'lardan sonra küreselleşme ve AB sürecinin hız kazanmasıyla; Kürt etnisitesinin sinemada kendisine kimlik boyutuyla yer bulmaya başladığı görülmektedir. 2000'ler bu değişimin daha hızlı yaşandığı yıllar olmuş; bu dönemde değişen politik ortama da bağlı olarak, Kürt etnisitesinin popüler sinemada da kendisine yer bulduğuna tanık olunmuştur. Öte yandan, Üçüncü Sinema anlayışına yakın duran ve ulus söylemini eleştiren filmler de yapılmıştır. Dolayısıyla çalışmada, bu iki anlayışa uygun olarak Güneşi Gördüm ve Bahoz/Fırtına filmleri seçilmiş ve bu filmlerin karakter analizlerinden hareketle ?ulus söylemi? ve ?etnisite vurgusu?nun, ulus inşası sürecine ya da ulusal söyleme ne derece eklemlendiği irdelenmiştir. Bu amaçla, her iki filmden yedişer karakter seçilmiş ve bu karakterler; ?Karakterlerin Tanımlanışı ve Konumu?, ?Karakterler ve Diyaloglar?, ?Karakterlerin Yolculuğu? ve ?Karakterlerin Dili? ortak başlıkları altında incelenerek, filmlerdeki ulus ve etnisite temsilinin ortak ve farklı yönleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Son dönem Türkiye sinemasında Kürt etnisitesiyle ilgili yapılan filmden biri olan Güneşi Gördüm, etnisite vurgusu yapmadan ulus söylemi içinde kalırken; Bahoz/Fırtına filmi etnik vurguların ağırlığıyla ulus söyleminin dışına çıkmıştır.Anahtar Kelimeler: Ulus, Etnisite, Kürt Etnisitesi, Türkiye Sineması, Üçüncü Sinema. The change that nations and ethnicities have experienced together in the globalization process has caused many new problems. Multinational and supra-national companies have reduced the dominant power of the national governments and this has empowered ethnicities to make their voices heard more often. All of this has reduced the speed of nation-building. Governments with ethnic differences have tried to overcome these problems using assimilation, melting pot thinking and models such as ethnic integration in childhood. In a multi-ethnic country like Turkey, deportation, population exchange, secession, assimilation, banishment and disciplinary acts have been observed, depending on whether the discrimination is against Muslims or non-Muslims. Cinema is used as a tool in building nations in this study. Cinema has become one of the methods that populations of different nations have used in building nations, as it has become a great global industry and an effective mass communication tool within a relatively short period of time. The goal of this study is to study the position of the Kurdish ethnicity using examples from the Turkish cinema.The Kurdish people were regarded in the Turkish cinema for a long time without providing an answer to `who they are.` This condition began to change with Yilmaz Guney and the Kurdish ethnicity began to be identified more clearly in the cinema after the process of globalization and EU accession gained momentum after the 1990?s. During the 2000?s this change accelerated; Kurdish ethnicity began to be portrayed much more often in popular cinema, depending on the changes in the political environment. In addition to this, so-called ?Third Cinema? films and those, which criticized the national discourse, began being produced here. As a result, films such as Gunesi Gordum (I saw the Sun) and Bahoz (Storm), which were made as part of these movements, are profiled in this study and to what degree the `national discourse` and `ethnicity emphasis` have affected the nation-building process or the national discourse will be pointed out by analyzing the characters in the said films. Toward this purpose, seven characters are selected from each film and these characters are examined under topics such as `Introduction of the Characters and Their Positions,` `Characters and Dialogues,` `Characters' Journeys` and `Characters' Languages` and a great deal of effort has been made to point out the similar and distinct faces of the nation and ethnicity they represent in these films. Although the film, I Saw the Sun, focuses on the national discourse without considerable emphasis on ethnicity, the Storm goes beyond the national discourse in its portrayal of the pressures exerted by the emphasis on ethnicity.Key Words: Nation, Ethnicity, Kurdish Ethnicity, Turkish Cinema, Third Cinema.
Collections