Ceza Muhakemesindeki gizli tanık ifadelerinin adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Demokratik hukuk devletlerinde delilden sanığa ulaşmak esastır. Tanık beyanı delili, günümüz ceza muhakemesi sistemlerinde, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için başvurulması kaçınılmaz bir ispat aracıdır.Son yıllarda özellikle organize suçlulukla mücadelede karşılaşılan sorunlar, tanık müessesesinin ceza muhakemesindeki işlevinin korunabilmesi amacıyla bu alanda bir takım yeni düzenlemeler yapma ihtiyacını doğurmuştur.Bu itibarla, 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu, 05.01.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk hukukunda tanık koruma alanındaki en kapsamlı düzenleme olan kanun, ceza muhakemesinde yaptığı tanıklık nedeniyle tehlikeye maruz kalan tanıkların korunabilmeleri amacıyla uygulanacak olan koruma tedbirlerini hükme bağlamıştır.Tanık Koruma Kanunu, maruz kalınan tehlikenin ağırlığına ve ciddiliğine göre, tanığın, adli sicil, askerlik, vergi, nüfus, sosyal güvenlik ve benzeri bilgi ve kayıtlarının değiştirilmesi ve düzenlenmesinden, fizyolojik görünümün estetik cerrahi yoluyla değiştirilmesine kadar bir dizi fiziki koruma tedbirinin yanı sıra, ceza muhakemesine ilişkin bazı yöntemlerle de tanıkların korunmasını öngörmektedir.Ceza muhakemesine ilişkin tanık koruma tedbirleri, Kanunun 5. maddesi 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer almaktadır. Bu hükümler uyarınca, gerektiğinde tanığın adres ve kimlik bilgileri gizli tutulabilmekte, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ve görüntüsü değiştirilerek özel bir ortamda dinlenebilmektedir.Bu tedbirlerin uygulanmasıyla tamamen anonim hale gelen tanığın, beyanlarının muhakemeye dâhil edilmesi, sanığın savunma hakkını kısıtlamakta ve bu durum Tanık Koruma Kanunu'na yöneltilen eleştirilerin odak noktasını oluşturmaktadır. Bazı hukukçulara göre, hakkında kimliğinin gizli tutulması tedbiri uygulanan tanığın, diğer bir deyişle gizli tanığın, beyanlarının hüküm verilirken kullanılması sanığın adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir.Bu yöndeki görüşler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile bağdaşmamaktadır. AİHM, kimliği gizli tutulan tanık beyanının hüküm verilirken kullanılmasının, tek başına Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ve sanığın adil yargılanma hakkını ihlal etmeyeceği görüşündedir. Bununla birlikte yargılamanın adil olup olmadığı noktasında muhakemenin bütününü ele alan AİHM, ulusal mahkemelerin kararlarında gizli tanık beyanından yararlanırken savunma hakkına getirilen kısıtlamanın meşru sınırlar içerisinde kalması için bazı kriterler ortaya koymaktadır. Bu kriterleri şu şekilde sıralamak mümkündür:1)Tanığın kimliğinin tamamen gizli tutulabilmesi için öncelikle önemli ve yeterli bir neden bulunmalıdır.2)İddia tanıklarına soru sormak veya sorgulatmak hakkı çok zorunlu olmadığı takdirde sınırlandırılmamalıdır.3)Kimliği tamamen gizlenen tanık ifadesinin sanığın mahkûmiyetinde kullanılmasının, savunma açısından ortaya çıkardığı zorluklar başka usul tedbirleri ile yeterince dengelenmelidir.4)Mahkûmiyet kararı, tek başına (münhasıran) veya belirleyici (önemli) ölçüde kimliği açıklanmayan tanık ifadesine dayandırılmamalıdır.Sonuç olarak, ceza muhakemesindeki gizli tanık müessesesinin Adil Yargılanma Hakkı karşısındaki durumunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını referans alarak incelediğimizde, mahkemelerin ve bu konuda memur olan diğer devlet görevlilerinin, 5726 sayılı Tanık Koruma Kanun'unu yukarıda sayılan ölçütlere bağlı kalmak suretiyle iyi tatbik etmeleri durumunda, sanık haklarına getirilen sınırlamanın en temel insan hakları normlarından olan adil yargılanma hakkının sınırları dâhilinde kalacağı değerlendirilmektedir.Anahtar Sözcükler: Gizli Tanık, Sanık, Adil Yargılanma Hakkı It is essential in the democratic constitutional states to reach acused through evidence. Witness statement in current criminal procedures is an indispensible proof to bring out the material facts.In recent times the problems faced especially in struggling with organized crimes have created a need to make some arrangements in order to protect witnesses in criminal procedures.As a result, Witness Protection Code, numbered 5726, has gone into effect on 05.01.2008. As the widest codification on witness protection, this code has the purpose to protect the witnesses from the risks of danger based on testifying during a criminal procedure. To this end a number of preventive measures had been concluded.According to the amount and seriousness of the risks and danger, preventive measures vari from changing or re-organising the criminal records, military and taxation records, public registration records, social security records and other records up to changing the physical appereace of the witness by plastic surgery. And also some criminal procedure methods are being used to protect the witnesses.Measures of witness protection regarding criminal procedures are placed in the Act, Article 5, Clause 1, paragraphs (a) and (b). According to these provisions, when required, identification and address information of witness may be kept secret and they may be listened to in special media by changing their voices and appearances without being present at hearings.By putting these precautions into practice, witness statements become so anonymous that basing the decision on these statements restrict the right to defence of the acused, and this is the most common criticism exercised on this code. But this criticism doesn't seem to be accepted buy the European Court Of Human Rights. According to the court, granting a witness anonymity is not necessarily incompatible with the Article 6(1) of the European Convention onHuman Rights (the right to a fair trial). However, the court considers the case as a whole, and sets out a range of measures that secures the acused right to a fair trial. These measures can be clasified as:1.There must be an important and adequate reasum in order to keep the identification of the acused in secret.2.The right of posing questions to prosecution witnesses or interrogating them should not be much restricted when it is required.3.Difficulties due to using the statement of the witness whose identification is completely covered, should be balanced with other procedural measures adequately.4.Imprisonment sentence should not be based exclusively and decisively upon the statement of witness whose identity is not disclosed.To sum up, guided by the decisions of the European Court of Human Rights, to assure a fair trial and to provide to the accused the possibility to defend himself or herself is up to whether these measures are being applied or not. To put it in a different way, the more this measures are considered in a case, the fairer trial becomes. The Witness Protection Code will serve to a fair trial if only these measures are kept in mind during putting the code in to practice.Keywords: Secret Witness, Acussed, Right to a Fair Trial.
Collections