Unamuno ve Scheler`de trajik kavramı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tezde üzerinde durulan ana konu, 'trajik'tir. Esasında felsefe tarihinde Aristoteles'ten bu yana üzerinde durulan bir konudur trajik. Gerçi Aristoteles, Poetika da tragedya sanatı üzerinde durur. Ama bir edebiyat eseri türü olarak tragedyayı tragedya yapan da, ondaki trajik unsurdur. Daha sonra, trajikle ilgili olarak akla gelebilecek önemli bir isim Nietzsche olacaktır. Bu tezde ise trajik, Unamuno ve Scheler'in düşünceleri çerçevesinde ele alınmaktadır.Unamuno ve Scheler birbirinden farklı düşünce dünyalarından gelmelerine ve trajiğe dair farklı yaklaşımlara sahip olmalarına rağmen, özde yatan bir ortaklığa sahip oldukları ya da derinlerde akan ortak bir akıntının izinden gittikleri gözlenir. Bu ortaklığın temelinde yatan şey, onların, her şeyiyle bir bütün olarak insanı merkeze alan düşünce dünyalarıdır. Trajik öyle bir kavramdır ki, insanın kendi varoluşunu sorgulamasının, kendisiyle hesaplaşmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu haliyle trajik, insanın bir olgu olarak yokoluş karşısındaki duruşunun bir ifadesidir. Trajik kavramına asıl anlamını ve önemini veren ise, bu duruşun ne türden bir duruş olduğudur. İnsanın yokluk, hiçlik, gelip geçicilik karşısındaki kaçınılmaz kederi, isyanı ve bu gerçek karşısında varoluşuna bir anlam verme ihtiyacıdır trajiği ortaya çıkaran.İnsanın varoluşa karşılık yokoluş karşısındaki açmazını, insanda ortaya çıkan trajiği bize en iyi aktaran filozoflardan biri Unamuno'dur diyebiliriz. Ama incelikli bir aktarımda bulunmasının ötesinde Unamuno'nun önemi, öyle ya da böyle, içten içe her insanın yüzleştiği ve sorguladığı varoluş problemini bir yaşam ilkesine dönüştürmüş olmasındadır. Bu ilkeyle Unamuno insana, tutkuyla bağlı olduğu sonsuz yaşamın kapısını aralar. Aslında Unamuno'nun düşünce dünyasını belirleyen ana unsurlardan biri, onun İspanyol kimliği olsa da, trajik duyguyla beraber gelen eleştirel bakış, evrenseldir. Buradan hareketle, insanın varoluşla ilgili trajik duygusunun, bireysel bir yüzleşmenin ötesine geçtiğini söylemek mümkündür. Nitekim Yaşamın Trajik Duygusu'nu bütünüyle incelediğimizde, Unamuno'nun kişisel bir arayışın ötesinde çağına bir eleştiri getirdiğini söyleyebiliriz. Yaşamın Trajik Duygusunun sonuç bölümü bu eleştirel bakışın bir ifadesidir. Unamuno, bu eleştirel bakışla, bir yaşam ilkesi, etik bir öğreti ortaya koyar. Bu ilke sayesinde insan, vazgeçmek istemediği sonsuzluğa ulaşabilir. Ancak en önemlisi, günümüzde hemen her alanda ve kimi toplumlarda daha az, kiminde daha çok karşılaştığımız ve bedelini yine insanın ödemek zorunda kaldığı sorunlar karşısında, bu ilke aslında her dönemin insanı ve toplumu için arzulanabilecek bir ilkedir. En kısa ifadesiyle, `yaptığın işi, kendini vererek, öyle iyi yap ki, ölümsüzlüğü hak edesin` der bu ilke.Bu çalışma yalnızca trajikle, trajik olanın ne olduğuyla yetinmemektedir. Gerek Unamuno'nun ve gerek Scheler'in trajiğe dair düşünceleri, bizi trajiğin, dolayısıyla insanın değerlerle olan ilişkisine götürür. Başka bir ifadeyle, trajik bilinç, insanın değerler dünyasına yönelik bir bilinç uyanışını harekete geçirir. Scheler'in de üzerinde durduğu gibi, değerlerin ancak bir insanda ortaya çıkabildiğini, insan dünyasında varlık gösterdiğini görmemize olanak tanır. Bu bakımdan Scheler'in trajik fenomenine ilişkin saptaması, yani trajiğin, dünyanın (insan dünyasının) yapısında bulunan, ona içkin bir şey olması ve yüksek, olumlu iki değerin çatışmasıyla görünür hale gelmesi önemlidir. Bu değerler çatışması ise nedensel olaylar zinciriyle değer ilişkilerinin birbiriyle yüzleştiği, çarpıştığı yerde ortaya çıkar. Bu bakımdan Scheler'in trajik anlayışına geçmeden önce, onun değer anlayışı üzerinde durulmaktadır. Etikte Formalizm, Scheler'in değer anlayışını bulduğumuz başlıca eseridir.Hem Unamuno hem de Scheler, trajik kavramının insanla, insan dünyasıyla, dolayısıyla değerlerle olan ilişkisini ortaya koyabilmeleri bakımından önemlidir. Bu bakımdan tezin üçüncü bölümünde, Unamuno ve Scheler açısından trajik olanın, değerlerle olan ilişkisi üzerinde durulmakta ve sonuç bölümünde, her iki filozofun felsefi görüşlerinde trajik olanın yerine değinilmektedir.Anahtar kelimeler: Trajik çatışma, trajik duygu, karşılıklı sorumluluk yükleme ahlakı, değerler hiyerarşisi, örnek kişi tipi. The main theme discussed in this thesis is the `tragic`. In fact, the tragic is a theme on which, since Aristotle, debate has been made all along the history of philosophy. It is true that Aristotle, in his Poetics, has dealt with the art of tragedy. Still it is the tragic element which makes tragedy a form of literary work. After Aristotle, the most important name that would be recalled as regards the tragic is nietzsche. In this thesis, the tragic is discussed within the framework of Unamuno's and Scheler's relevant views.Although Unamuno and Scheler come from different worlds of thought and have different approaches to the tragic, they still have a common stream running deep down. Both philosophers place the human being as a whole at the center of their views. The tragic is a human phenomenon and emerges as a result of questioning one's own existence and of settling accounts with oneself. Thus the tragic expresses the attitude of the human being in the face of non-existence. The significance of the tragic lies in this attitude. The inevitable sorrow of the human being and his rebellion against nothingness and ephemeral existence, as well as his need for meaning, constitude the origin of the tragic. Unamuno is a philosopher who expresses the dilemma of the human being in the face of non-existence.Unamuno's most important achievement in his transforming the problem of existence to a principle of life and to an ethical doctrine. With this principle Unamuno gives rise to human immortally which he connects with passion.One of the elements that determine Unamuno's world of thought is his Spanish identity. But his critical view which finds its origin in his tragic sense is universal. When we look at his The Tragic Sense of Life as a whole, we see that Unamuno, beyond his self questioning, exercises a criticism on his time. We find this criticism in the Epilogue of The Tragic Sense of Life. With this critical view Unamuno suggests an ethical doctrine, a principle of life. According to Unamuno, the human being can reach an ethical life and render himself irreplaceable and immortal with this doctrine which claims that `if it is nothingness that awaits us, do not let us so act that it shall be a just fate.`However, this study does not deal only with the tragic alone or with what the tragic is. Both Unamuno's and Scheler's conception of the tragic makes us grasp the relationship of the human being and the tragic with values. In other words, the tragic consciousness stimulates an awakening of value consciousness. As discussesd by Scheler, the tragic consciousness enables us to see that values exist only for a human being and that have an existence only in the human world. Thus Scheler's claim, that the tragic is an essential element of the world or immanent to the human world, as well as that it appears in the conflict of two high positive values is very important. This conflict of values occurs at a point where the chain of causal events events causes a clash between these values. This is the reason why before we deal with Scheler's concept of the tragic we focus on his theory of values, as presented in his Formalism in Ethics.Both Unamuno and Scheler are important for us, because they both show us the connection of the tragic with the human world and with values. Thus in the last chapter of the study a comparison is made between Unamuno's and Scheler's conceptions of the tragic and its connection with values.Key words: Tragic conflict, tragic sense, ethics of mutual imposition, hierarchy of values, types of model persons.
Collections