Çok dinli ve çok etnik kökenli toplumlarda birarada yaşayabilmenin ön koşulları olarak insan hakları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çağımızda belirginleşen çok dinli ve çok etnik kökenli toplumlarda insanların birarada yaşayabilmesinin önündeki en büyük engellerden birisi, kişilerin içinde doğdukları toplumun göreli ahlâkî değer anlayışını aşamamaları, ikincisi ise kişilerin ve devletlerin insan haklarının önemini yeterince kavrayamamış olmalarıdır.Bu çalışmanın amacı, farklı etnik köken, din veya ideolojiye sahip insanların birarada yaşamalarına olanak sağlayacak yolları göstermek, bu yolda insanlara ışık tutmak ve böylelikle kişiler, gruplar veya devletler arasında oluşabilecek çatışmaları ve savaşları önleme çabalarına katkı sunmaktır.Bu amaçla, çalışmanın birinci bölümünde farklı toplumlara ait etnik ve dinî çeşitlilik farklı boyutlarıyla gösterilmekte ve karşı karşıya kaldığımız durum gözler önüne serilmektedir. Bu bağlamda, çağımızda farklı ülkelerde farklı kesimlere ait insanların birarada yaşarken karşılaştıkları ciddî sorunlar örneklendirilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde, ulusal ve uluslararası düzeyde karşılaşılan ve birinci bölümde örneklendirilen sorunların çözümüne yönelik ortaya atılan iki farklı görüşten birisi olan liberal görüş, üçüncü bölümde ise buna bir alternatif olarak karşımıza çıkan Kuçuradi'nin insan ve değer temelli yaklaşımı ele alınmaktadır. Çalışmanın sonunda, bu alanda karşılaştığımız sorunların liberal değer, liberal demokrasi ve liberal eşitlik ve özgürlük ilkeleriyle çözülemeyeceği, Kuçuradi'nin felsefi bilgiyle temellendirilmiş insan ve değer görüşünün ve bu görüş üzerine inşa edilmiş bir insan hakları fikrinin dünya genelinde yaygınlaşmasının çok dinli ve çok etnik kökenli toplumlarda karşılaşılan sorunların çözümüne katkı sağlayabileceği sonucuna ulaşılmıştır. One of the major obstacles for people to live together in multi-religious and multi-ethnic societies which are increasingly common in this era is that people cannot overcome relative moral values of the societies they are born in, and another obstacle is that people and governments do not fully comprehend the importance of human rights. The objective of this study is to demonstrate how people with different ethnic, religious origins and different ideologies can live together, to provide guidance to these people and therefore contribute to the prevention of potential interpersonal or intergroup conflicts and wars between countries.For this purpose, the first chapter of the study deals with the ethnic and religious diversity in different societies according to various aspects and reveals the situation we are in. This section also provides examples to some of the serious problems and challenges that people from different backgrounds in different countries face when they live together.It has been discussed, in the second chapter of the study, the liberal thought which is one of the two thoughts proposed to solve the problems which are examplified in the first chapter, and encountered at the national and international levels and in the third chapter, emerged as an alternative of the first thought, Kuçuradi's approach which is based on human being and value Kuçuradi's human-being and value based approach which is emerged as an alternative of the first thought. At the end of the study, we conclude that it is not possible to solve such problems with liberal values, liberal democracy and liberal freedom and equality principles and that the adaptions of Kuçuradi's approach to the human being and to values, as well as her view on human rights based on this approach can contribute to the solution of the problems encountered in multi-religious and multi-ethnic societies.
Collections