Dino Buzzati`nin `Tatar Çölü` adlı romanındaki gerçeküstü öğeler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dino Buzzati, Tatar Çölü romanıyla sadece ulusal değil, uluslararası alanda da başarı göstermiştir. Faşist dönemdeki İtalyan muhalif yazarların içinde bulundukları toplumu kalemleriyle yönlendirme çabaları, üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridir. Özgürce yazmak kolaydır, ancak baskı altında kaybolmak çok daha kolaydır. Denge, baskıya karşı koymada oldukça önemlidir. Buzzati‟yi diğer yazarlardan ayıran en önemli unsurlardan biri, ılımlı bir başkaldıran oluşudur. Buzzati, yapıtlarındaki sadelik ve yumuşaklığı bırakmazken sakin bir başkaldırıyı da korur. Dolayısıyla Buzzati, özellikle faşist dönemde kaleme aldığı yapıtlarda uyguladığı `denge` üslubuyla diğer yazarlardan ayrılır. Özellikle Andre Breton, Julien Gracq, Guillaume Apollinaire, Franz Kafka ve Tristan Tzara gibi son derece sert yazarların izlediği gerçeküstücülüğü son derece ılımlı bir şekilde okuyucuya aktarmayı başarmış nadir yazarlardan biridir. I. Dünya Savaşından sonra yaşananlar, insanlığa ders olmamış ve birey ve sistem arasındaki çelişki savaştan sonra da devam etmiştir. Savaştan çıkan ve yaralarını sarmaya çalışan ülkeler, kendi halklarıyla ilgilenme yerine politik ve ekonomik çıkarlarını düşünmeye devam etmişlerdir. Bu durum, insanlığı bunalıma sürüklemiş ve zamanla bireyin bilinçaltına yerleşmiştir. Bu durumun farkında olan bilinçli insanlar, I. Dünya Savaşı sırasında Dada hareketini, savaştan sonra da Gerçeküstücülüğü ortaya koymuşlardır. İki hareket de sadece edebi ve sanatsal değil, insanların yaşamlarının sorunlarına çözüm arayan bir felsefe konumuna ulaşmıştır. Bu çalışmada, dünyaca ünlü yazar Dino Buzzati‟nin Tatar Çölü romanındaki gerçeküstü öğeler, farklı yazarların gerçeküstü romanları ile karşılaştırılarak incelenmiştir. Buzzati‟nin gazeteci olarak da çalışması, yazarın romanlarını zenginleştirir. Yazar, sadece okumakla kalmayıp birçok yeri görmüş ve bu durum yazarın edebiyatına katkı sağlamıştır. Gerçeküstücülük, yazarın izlediği akımlardan sadece biri olarak kabul edilir. Bazı otoriteler, yazarın farklı akımlara da değindiğini ifade ederken, bazıları dahi herhangi bir akımı izlemediğini söyler. Bu durum, yazarın yumuşak ve ılımlı bir üslubu ile ilgilidir. Yumuşak ve ılımlı üslup, esnekliği de beraberinde getirir. Buzzati‟nin yaşamı boyunca bireyin iç dünyasını arayışı gerçeküstücülüğün en önemli değerlerinden biri olan `insan`a önem verdiğini gösterir. Hiç şüphesiz gelecek kuşaklar, Buzzati‟nin bu yaklaşımdan etkilenip yapıtlarına ışık tutacaklardır. With his novel Il Deserto dei Tartari (The Tartar Steppe), Dino Buzzati achieved greatsuccess both at home and abroad. The efforts of the regime-critical authors to inspireand orientate people during the fascist regime in Italy are an important phenomenon thatshould be duly investigated. It is easy to write in freedom, but it is much easier todisappear under suppression. Balance is of great importance in resisting suppression.The most important characteristic that differentiates Buzzati from other authors was themoderate approach he took in his critical stance. While drafting his works in a simpleand moderate writing style, he also harbours a calm revolt. As a result, Buzzati differsfrom other authors with his style marked with „‟balance‟‟, which is especially the casein his works he authored during the period of fascist regime. He was one the exceptionalauthors who managed to convey the ideas of Surrealism to the reader in an extremelymoderate manner, in fact in a style contrary to Andre Breton, Julien Gracq, GuillaumeApollinaire, Franz Kafka and Tristan Tzara, authors who constituted the mainstream ofhard-liners in Surrealism.The aftermath of the World War I. was characterised with the fact that humanity derived no lessons from past experiences, as a result of which the paradoxes between theindividual and the system further persisted in the post-war era. Striving to bind up thewounds of the war, countries continued to focus on their political and economicinterests, instead of turning their focus on their own people, a condition as aconsequence of which humanity sank into a depression. Over time, this depression wasembedded in the subconscious of individuals, and worldly-wise people conscious of thiscondition introduced the Dada Movement during the World War I. and Surrealism inthe post-war period. Both movements did not only focus on literary and artistic concerns, but also became philosophical concepts maintaining to offer solutions to lifeproblems of humans. This study seeks to investigate the surrealistic elements embeddedin the novel The Tartar Steppe, the work of the world-known author Dino Buzzati,comparing it with the surrealistic novels of various authors.That Buzzati also worked as a journalist had an enriching effect on his fiction. Besidesreading a lot, travelling in different countries made a great contribution to his literarystyle. Surrealism is accepted to be only one of the movements he followed. While someauthorities argue that he made mention of different movements, there are others who saythat he did not follow any movements at all. This is all about his moderate and mildstyle, a style that bring along flexibility with it.Throughout his life, Buzzati always focused in the inner world of the human being,which shows that he attached great emphasis to „‟the human being‟‟, the most importantvalue in Surrealism. Beyond doubt, the future generations will derive fresh inspirationsfrom Buzzati‟s oeuvre for their works.
Collections