İskeletsel ankraj ile maksiller protraksiyonun dentofasiyal yapılar üzerine etkilerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu prospektif çalışmanın amacı; miniplak ankrajı ile yüz maskesi uygulamasınıniskeletsel ve dentoalveoler yapılar ile yumuşak doku üzerindeki etkilerini,dişlerden ankraj alan konvansiyonel yüz maskesi grubu ve tedavi görmemişSınıf III kontrol grubu ile karşılaştırmalı olarak incelemektir.Bu amaçla, iskeletsel olarak prepubertal ya da pubertal büyüme-gelişimdöneminde bulunan, maksiller retruzyonun eşlik ettiği iskeletsel Sınıf IIIanomaliye sahip, vertikal yönde normal veya azalmış büyüme paterni gösteren,anterior çapraz kapanış ve Angle Sınıf III molar ilişkisi olan, pozitif overbitedeğeri gösteren ve klinik olarak retrüziv nazomaksiller bölgeye sahip 45 bireyçalışmaya dahil edilmiş ve 15'er bireyden oluşan 3 alt gruba ayrılmıştır.Uygulama gruplarındaki 30 bireye yüz maskesi tedavisinden önce hızlı maksillerekspansiyon apareyi simante edilmiş (RME), bir haftalık hızlı maksillerekspansiyondan sonra median palatal suturdaki açılma izlenerek maksillerprotraksiyona başlanmıştır. Birinci gruptaki bireylere (Miniplak+Yüz Maskesi:MP+YM) (10,91 ortalama yaşa sahip, 5 kız, 10 erkek), ankraj amacıyla,apertura piriformisin laterallerine cerrahi olarak yerleştirilen titanyumminiplaklardan, ikinci gruptaki bireylere (Yüz Maskesi:YM) (10,31 ortalamayaşa sahip, 7 kız, 8 erkek) ise ağız içindeki apareyin kancalarından yüz maskesiuygulanmış, üçüncü gruptaki bireyler (10,05 ortalama yaşa sahip, 8 kız, 7erkek) ise tedavi görmeyen kontrol grubunu oluşturmuş ve 7,5 ay boyuncaizlenmişlerdir. Gruplardaki bireylerden maksiller protraksiyon/gözlem başı vesonunda lateral sefalometrik filmler alınmış, Björk'ün yapısal çakıştırma metodukullanılarak ölçümler yapılmış ve istatistiksel olarak Wilcoxon ve Kruskall-Wallistestleri ile değerlendirilmiştir.Maksiller protraksiyon sonucu iskeletsel ankraj kullanılan grupta (MP+YM)maksillanın ileri hareketi 2,53 mm, ağız içi ankraj kullanılan grupta (YM) 1, 83mm bulunmuş ve iki grup arasındaki fark p<0,001 düzeyinde anlamgöstermiştir. YM grubunda, yüz maskesi uygulaması ile maksilla anlamlıderecede anterior rotasyon göstermiş, miniplak ankrajı kullanılan gruptamaksiller rotasyon önemli bulunmamıştır. Mandibulanın posterior rotasyonu veyüz yüksekliklerindeki artış, MP+YM grubunda YM grubuna göre daha azbulunmuştur. Kontrol grubunda ise hem maksilla hem mandibula öne doğrubüyümüştür. Maksiller protraksiyon sonucu YM grubunda üst dişlerde görülenprotruzyon ve mezyalizasyon, MP+YM grubunda engellenmiştir. Her ikiuygulama grubunda da maksillomandibular ilişkiler ve yumuşak doku profiliönemli derecede iyileştirilmiştir. Miniplak ankrajı ile yüz maskesi uygulamasısonucu konvansiyonel yüz maskesi uygulamalarının istenmeyen etkileriazaltılmış veya elimine edilmiş, daha kısa sürede daha etkili maksillerprotraksiyon sağlanmıştır.Anahtar Sözcükler: Sınıf III malokluzyon, maksiller retrüzyon, maksillerprotraksiyon, yüz maskesi, iskeletsel ankraj The aim of this prospective study was to evaluate the skeletal, dentoalveolarand soft tissue effects of maxillary protraction via miniplate comparatively withconventional facemask therapy and an untreated Class III control group.45 subjects which were in prepubertal or pubertal skeletal growth periods wereincluded in the study and divided into three groups each consisting of 15patients. All subjects had skeletal and dental Class III malocclusions withmaxillary deficiency, vertically normal growth pattern, anterior cross-bite andAngle Class III molar relationship, normal or increased overbite and retrusivenasomaxillary complex. Prior to maxillary protraction, rapid maxillary expansion(RME) with a bonded appliance was performed in both of the treatment groups.In the first group (MP+FM) consisting of 5 girls, 10 boys (mean age 10,91)facemasks were applied from two titanium miniplates surgically placed to lateralto the apertura priformis regions of the maxilla. The second group (FM) of 7 girlsand 8 boys (mean age 10,31) received maxillary protraction therapy withconventional facemask applied from the hooks of the RME appliance. The thirdgroup including 8 girls and 7 boys (mean age 10,05) was set as an untreatedcontrol group. Lateral cephalometric films were obtained at the beginning andend of treatment/observation periods in all groups and analysed according tothe structural superimposition method of Björk (96). Measurements wereevaulated statistically via Wilcoxon and Kruskal-Wallis tests.The maxilla moved forward 2,53 mm in the MP+FM group and 1,83 mm in theFM group with maxillary protraction. This difference was significant betweentwo groups (p<0,001). Maxilla showed anterior rotation after facemask therapyin the FM group, while there was no significant rotation in the miniplateanchored (MP+FM) group. Posterior rotation of the mandible and increase infacial heights were more evident in the FM group compared to the MP+FMgroup. Both maxilla and mandible moved forward significantly in the controlgroup. Protrusion and mesialization of maxillary teeth seen in the FM groupwere eliminated in the MP+YM group. Maxillomandibular relationships and softtissue profile were improved remarkably in both of the treatment groups.Undesired effects of conventional facemask therapy were reduced or eliminatedwith miniplate anchorage and efficient maxillary protraction was achieved in ashorter treatment period.Key Words: Class III malocclusion, maxillary retrusion, maxillary protraction,facemask, skeletal anchorage,
Collections