Kronik obstrüktif akciğer hastalarında Omega-3 yağ asidinden zengin diyetin inflamasyon, solunum fonksiyonu ve yaşam kalite düzeyleri üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, stabil dönemdeki KOAH hastalarının beslenme durumunun çeşitli antropometrik ve biyokimyasal parametreler aracılığıyla belirlenmesi, bu parametreler ile solunum fonksiyonları, egzersiz kapasitesi, genel sağlık durumu arasındaki ilişkinin araştırılması ve KOAH hastalarında omega-3 yağ asidinden zengin diyetin, inflamasyon, solunum fonksiyonu ve yaşam kalite düzeyleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Aralık 2009-Kasım 2010 tarihleri arasında Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören, yaşları 40-65 yıl arasında, doktor tanısı konulmuş herhangi bir sistemik hastalığı olmayan, evre 4'de olmayan, stabil dönemdeki 21 erkek KOAH hastası üzerinde yapılmıştır. Hastaların kişisel ve hastalık bilgileri anket formu, beslenme durumları besin tüketim sıklığı formu, 3 günlük 24 saatlik Besin Tüketim Kaydı ve Subjektif Global Değerlendirme ile belirlenmiştir. Yaşam kalite düzeyleri SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği, egzersiz performansları 6 Dakika Yürüme Testi, dispne durumları BORG skalası, solunum fonksiyon testleri spirometri ile değerlendirilmiştir. Hastaların antropometrik ölçümleri alınmış, bazı biyokimyasal parametreleri analiz edilmiş, fiziksel aktivite durumları belirlenmiştir. Beslenme durumları saptandıktan sonra bireysel diyet planlanmış ve omega-3 yağ asitlerinin arttırılması amacıyla 180 mg EPA, 120 mg DHA içeren balık yağı tableti verilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 58.8±4.75 yıl, KOAH yaşı ortalaması 4.7±4.46 yıldır. Hastalarda tedavi öncesi ve sonrası antropometrik ölçümler açısından istatistiksel önemli farklar bulunmamıştır. Hastaların biyokimyasal parametrelerinin referans değerler arasında olduğu, tedavisi öncesine göre tedavi sonrası plazma hs-CRP düzeylerinin düştüğü ancak farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Hastaların PaO2 düzeyleri tedavi öncesi ve sonrası düşük olup, diyet tedavisinden sonra artmıştır (p>0.05). Hastaların SGD sonuçlarına göre, omega-3'ten zengin diyet tedavi öncesi ve sonrasında %90.5'inin iyi beslendiği, %9.5'inin ise orta derecede malnütrisyonlu (B) oldukları belirlenmiştir. Hastaların BORG skalası sonuçları incelendiğinde; tedavi sonrası hastaların ortalama BORG skalası skorunun düştüğü saptanmış ve aradaki bu fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.05). Çalışmaya katılan hastaların yaşam kalite düzeyleri değerlendirildiğinde, tedavi sonrası fiziksel ve mental sağlık skorlarının arttığı ve bu farkların istatistiksel açıdan önemli olduğu bulunmuştur. Hastaların ortalama yürüme mesafeleri, diyet tedavi öncesi 395.9±53.65 m iken, diyet tedavi sonrası 420.8±48.07 m olarak saptanmış ve aradaki fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.05). Diyet tedavisinden önce, FEV1/FVC oranı %64.1±11.61 iken, diyet tedavisinden sonra bu oran %67.8±9.37'e yükselmiştir (p>0.05). Hastaların diyetle enerji alımı, tedavi sonrası artmıştır. Hastaların diyetle günlük karbonhidrat (CHO) tüketim ortalaması; diyet tedavisi öncesinde 263.1±58.18 g (toplam enerjinin %52.8'i), diyet tedavisinden sonra 230.8±70.26 g (toplam enerjinin %48.6'sı) olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Diyet enerjisinin yağdan gelen oranı tedavi öncesi ortalama %32.9±5.30 iken, tedavi sonrası %36.7±6.79'a çıkmıştır (p<0.05). Hastaların hem omega-6 hem de omega-3 tüketim ortalamaları tedavi sonrası artmıştır (p<0.05). Diyetle EPA ve DHA tüketim ortalamaları artarken (p<0.05), ?-linolenik asit tüketim ortalamalarında belirgin bir değişiklik saptanmamıştır. Hastaların vitamin-mineral tüketimleri DRI önerilerine göre değerlendirildiğinde, B6, B12, tiamin vitaminleri ve kalsiyum, magnezyum, potasyum minerallerini yetersiz düzeyde aldıkları saptanmıştır. Hastaların tedavi sonrası diyetle balık ve sebze tüketimleri artmış, sebze tüketimindeki artış istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Tedavi sonucunda diyetle tüketilen omega-3 ile BORG skalası arasında negatif (r=-0.623, p=0.003), SF-36 Fiziksel Sağlık komponenti ile pozitif (r=0.456, p=0.038) yönlü önemli bir ilişki saptanmıştır. Sonuç olarak, KOAH'lı hastaların sistemik inflamasyon nedeniyle yaşam kalitesi, egzersiz kapasitesi ve solunum fonksiyonlarında bozulma riski çok yüksektir. Bu nedenle, KOAH tanısı alan hastalara yeterli enerji, düşük karbonhidrat ve omega-3 içeriği yüksek diyetlerin planlanmasının hastalığın klinik yönetimini kolaylaştıracağı ve hastaların yaşam kalite düzeylerini artıracağı düşünülmektedir. This study was conducted to determine the nutritional status of the stable stage Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD) patients with various anthropometric and biochemical parameters and to define the relationship between these parameters and respiratory functions, exercise capacity, health status. In addition to this purposes, objective of this study was to determine the effects of nutritional support with omega-3 rich diets on inflammation, respiratory functions and quality of life. The study was planned on 21 stable stage 1, 2 and 3 COPD patients ages between 40-65 years old without any systemic disease at Ataturk Chest Diseases and Thoracic Surgery Education and Research Hospital between December 2009 and November 2010. A questionnaire was applied to patients including demographic and disease information. The nutritional status of the patients was determined by food-frequency questionnaire, a three-d 24-h dietary record and Subjective Global Assessment. Patients? quality of life was assessed by SF-36 questionnaire, exercise performance was assessed by 6 Minute Walking Test, dyspnea was specified by BORG scale and respiratory functions was assessed by spirometry. Some biochemical parameters, anthropometric measurements and physical activity levels of the patients were also determined. Before the personal diets were planned, patients? personal needs were determined and an omega-3 rich diet was administered with an omega-3 dietary supplementation (180 mg EPA and 120 mg DHA). The mean age of the patients was 58.8±4.75 years and mean duration of COPD was 4.7±4.46 years. COPD stages of the patients were; 9.5% stage 1, 61.9% stage 2 and 28.6% stage 3. Before and after dietary management, anthropometric measurements were similar. Biochemical parameters of patients were similar before and after intervention and they were all between the references. After the diet therapy, mean plasma hs-CRP level was decreased (p>0.05). Although before and after treatment, mean PaO2 levels were lower than references after diet therapy mean PaO2 levels was increased (p>0.05). According to SGA results, before and after dietary treatment, the percentage of well-nourished patients was 90.5%, moderately-malnourished patients was 9.5%. After dietary intervention, patients? mean BORG scale result was decreased (p<0.05). Patients? life quality levels were determined. After dietary intervention physical component score and mental component score were increased and these differences between before and after intervention were statistically significant (p<0.05). The mean walking distance of the patients was 395.9±53.65 m before intervention and 420.8±48.07 m after intervention (p<0.05). Before dietary intervention, FEV1/FVC was 64.1±11.61% and after the intervention this ratio increased to 67.8±9.37% (p>0.05). Patients? daily energy intake was lower before the intervention. Daily mean dietary carbohydrate intake was 263.1±58.18 g (52.8% total energy) before intervention and 230.8±70.26 g (48.6% total energy) after intervention (p<0.05). The percentage of dietary energy from fat was 32.9±5.30% before the intervention, this ratio increased to 36.7±6.79% after the intervention (p<0.05). Omega-3 and omega-6 consumption of the patients were increased after the dietary intervention (p<0.05). Dietary EPA and DHA consumptions were increased after the intervention (p<0.05), ?-linolenic acid consumption of patients was similar before and after the intervention. Daily dietary intakes of vitamins B6, B12, thiamine and calcium, magnesium, potassium were lower than DRI recommendations. After intervention, patients? fish and vegetable consumption were increased. Increase in vegetable consumption was found to be statistically significant (p<0.05). After dietary intervention, there was a significant negative correlation between dietary omega-3 and BORG scale(r=-0.623, p=0.003), a significant positive correlation between dietary omega-3 and SF-36 Physical Health component (r=0.456, p=9.038). As a conclusion, COPD patients should be considered to be at high risk for reduced quality of life, exercise capacity and respiratory functions because of systemic inflammation. For these reasons, while planning the COPD patients? diet it should be so important to provide adequate energy, low carbohydrate and high omega-3 content within diets for the quality of life and survival.
Collections