Peri-implant kemik defektlerinin tedavisinde trombositten zengin fibrin kullanımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dental implantların son yıllarda artan başarı oranlarıyla diş eksikliklerinin giderilmesi için rutin bir tedavi haline gelmiştir. Ancak bu durum implant komplikasyonlarıyla karşılaşma sıklığımızı da arttırmaktadır.Peri-implant kemik kayıpları yetersiz cerrahi teknik, osseointegrasyon kaybı, erken yükleme, biyomekanik aşırı yükleme, peri-implant enfeksiyon gibi erken ve geç dönemde görülen birçok faktöre bağlıdır. İmplantların fonksiyona gelmesinden sonra oluşan kemik kayıplarında en önemli etyolojik faktörler peri-implant enfeksiyon ve biyomekanik aşırı yüklemedir. Bu komplikasyonların erken tespit edilmesi ve tedavisi implant başarısında önemlidir.Peri-implant kemik kayıplarının tedavisinde lezyonun şiddetine göre farklı protokoller önerilmiştir. Bu tedavi protokolleri cerrahi olmayan periodontal tedavi, lokal veya sistemik antimikrobiyal uygulamaları, flep cerrahisi, rezektif flep cerrahisi ve implantoplasti, bariyer membranlar ve kemik greftlerinin kullanıldığı rejeneratif yöntemleri de kapsamaktadır.Son yıllarda yaygınlaşan trombositten zengin fibrin (TZF) uygulamalarıyla, trombositlerdeki büyüme faktörlerinin yara bölgesinde arttırılması ve bu sayede büyüme faktörlerinin iyileşme üzerindeki etkilerinin arttırılması ve iyileşmenin hızlandırılması amaçlanmaktadır.Çalışmamızın amacı peri-implant kemik kayıplarının tedavisinde TZF uygulaması ve geleneksel flep cerrahisinin klinik etkinliği karşılaştırılmasıdır.Çalışmaya sekiz kadın onbir erkek dahil edildi. Toplam 19 hasta ve 43 implant değerlendirildi. TZF uygulanan test grubunda 29 implant, flep cerrahisi uygulanan kontrol grubunda ise 14 implant tedavi edildi.Klinik parametrelere ait ölçümler, cep derinliği (CD), sondlamada kanama (BOP), plak kontrol kaydı (PK), implant boynu-mukoza arası mesafe (MCEK), implant boynu-cep tabanı arası mesafe (KAS), tüm implantların altı bölgesinden yapıldı.Klinik ölçümler tedaviden önce-başlangıç, tedaviden sonra 1.ay ve 3.ay'da kaydedilmiştir.Çalışmamızın sonucuna göre her iki grupta da BOP değerlerinde azalma görüldü. Plak yüzdelerinde her iki grupta da değişiklik gözlenmedi.CD değerleri incelendiğinde TZF grubundaki azalma flep grubuna göre daha fazla olduğu belirlendi. TZF grubunda defekt tipinin CD ortalamalarını etkilediği gözlendi. Buna göre 1a, 1c ve 1e defektlerinde CD değerlerinin daha fazla düştüğü görüldü.KAS değerleri incelendiğinde klinik ataçman kazancının TZF grubunda flep grubuna göre daha fazla olduğu bulundu. KAS ölçümleri TZF grubunda defekt tipine göre incelendiğinde 1a ve 1e defektlerde daha fazla ataçman kazancı elde edildiği bulgulandı.MCEK değerlerine bakıldığında dişeti çekilmesinin TZF gubunda başlangıca göre 1. ve 3.aylarda azaldığı, flep grubunda ise arttığı gözlendi.Sonuç olarak TZF uygulaması peri-implant kemik kayıplarında, geleneksel flep cerrahisine göre daha iyi klinik sonuçlar vermektedir. Dental implants, with its increasing success, have become a popular treatment method. However, this condition has brought about increasing implant complications.Peri-implant bone loss has been attributed to several different factors, including poor surgical management, failure to achieve osseointegration, premature loading, biomechanical overload, peri-implant infection, and impaired host response.Peri-implant infection and biomechanical overload are etiologic factors that can contribute to progressive bone loss after implants have been in function. They require early recognition and treatment.Different protocols in treatment of peri-implant bone loss are proposed depending on the severity of the lesion. These treatment protocols include non-surgical periodontal treatment, local or systemic antimicrobial applications, flap surgery, resective flap surgeries with implantoplasty and regenerative methods using barrier membranes and bone grafts.Platelet rich fibrin (PRF) enhancing wound healing and regeneration through local delivery of autologous bioactive agents has been used widely to accelerate soft-tissue and hard-tissue healing.The aim of this study was to investigate and compare the clinical effectiveness of PRF application and conventional flap surgery for the treatment of peri-implant bone loss.Eleven men and eight women participated in the study. A total of 43 implants in 19 patients were evaluated. Twenty-nine implants in test group (PRF) and 14 implants in control group (flap surgery) were treated.Full mouth clinical parameters including pocket depth (PD), bleeding on probing (BOP), plaque control record (PK), the distance between implant neck-mucosa (MCEK), the distance between implant neck-pocket base (CAL) were measured at six sites for each implant.All clinical measurements were recorded before treatment, first month and third month after the therapy.According to the results of our study, BOP scores decreased in both groups. Plaque percentages did not change in both groups.PRF group revealed higher mean CD reductions when compared with flap surgery group. CD values were affected by the type of defects in PRF group. According to this, higher CD reductions were established in 1a, 1c and 1e defect types.Clinical attachment gain was higher in PRF group when compared with flap surgery group. Mean CAL values were affected by the type of defects in PRF group. Class 1a and 1e defects exhibited higher CAL gain in PRF group.According to mean MCEK values, gingival recession decreased in first month and third month in PRF group. However gingival recession increased in flap surgery group at first and third month.Within the limitations of this study, the present data indicated that PRF application in peri-implant bone loss provided better clinical results when compared with flap surgery.
Collections