Miyofasiyal ağrı sendromu tedavisinde elektroterapötik yöntemler ile miyofasiyal gevşeme ve post-izometrik kas gevşemesi tekniklerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Miyofasiyal ağrı sendromu, gergin bantlar olarak tanımlanan tonusu artmış kas lifleri içinde yer alan tetik noktalardan kaynaklanan lokal ve yansıyan ağrı ve disfonksiyon ile karekterize bir kompleks ağrı sendromudur. Miyofasiyal ağrı sendromu tedavisinde amaç, tetik noktalan inaktive ederek bunların neden oldukları ağrı ve disfonksiyonları ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla fizik tedavide yaygın olarak kullanılan çeşitli fiziksel ajanlardan ve manipulatif yöntemlerden yararlanılmaktadır. Çalışmamızda hot-pack, ultrason ve transkuteneal elektriksel sinir stimülasyonu tedavi kombinasyonu ve miyofasiyal gevşeme ve post- izometrik kas gevşemesi teknikleri kombinasyonlarının tedavi etkinlikleri karşılaştırılmıştır. Çalışma, Başkent Üniversitesi Hastanesine başvuran ve boyun ve üst sırt miyofasiyal ağrı sendromu tanısı konulan 45 hasta üzerinde gerçekleştirlmiştir. Hastalar tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. 20 kişiden oluşan tedavi grubuna miyofasiyal gevşeme ve post-izometrik kas gevşemesi teknikleri uygulanırken kontrol grubu olarak alınan 25 kişiye hot-pack, ultrason ve transkuteneal elektriksel sinir stimülasyonu uygulanmıştır. Tedaviye başlamadan önce her hastanın kapsamlı hikayesi alınmış, postür bozuklukları, boyun normal eklem hareketleri, kas kuvvetleri, kısalık ve esneklikleri, depresyon düzeyleri ve yaşam kalite düzeyleri değerlendirlmiştir. Ayrıca, hastaların ağrı şiddetleri tedaviye alındıkları her gün görsel analog skalası ile sorgulanmıştır. Değerlendirmeler tedavi sonrasında tekrar edilmiştir. Hastaların ağrı şiddeti ortalamaları değerlendirilmiş ve her iki grupta günler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu gözlenmiştir (p<0.05). İki grup ortalamaları karşılaştırıldığında ise onuncu günde tedavi grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu saptanmıştır (p<0.01). Boyun normal eklem hareketlerinin her iki grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası değerlerinin karşılaştırılmasında, tüm hareketlerde tedavi sonrası değerler lehine /`¦'Vf-istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür (p<0.05). İki grup arasındaki fark ise istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Hastalar depresyon düzeyleri bakımından değerlendirilmiş ve her iki grupta tedavi öncesi ve sonrası değerler arasındaki farkın tedavi sonrasında elde edilen sonuçlar lehine istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür (p<0.01). İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Yaşam kalite düzeyleri değerlendirmesinde ise tedavi grubunda, KF-36 ölçeğinin `fiziksel rol güçlüğü` ve `ağrı` alt başlıkları değerlerinin tedavi öncesi ve sonrası ortalamaları arasında tedavi sonrası değerler lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılığın olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Kontrol grubunda ise `ağrı` ve `genel sağlık` alt başlıklarında tedavi öncesi ve sonrası değerlerin ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmüştür (p<0.05). İki grubun karşılaştırılmasında ise iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür (p>0.05). Postür bozuklukları, kas kuvvetsizlikleri, kısalıklar ve esneklikler açısından yapılan değerlendirmede, her iki grupta tedavi öncesi ve sonrası değerleri karşılaştırılmış ve istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. İki grup arasında da bu değerlendirmeler açışından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. vı
Collections