Türkiye`de Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde mekansal organizasyonun dönüşümü ve Edirne - Ankara aksı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
TÜRKİYE'DE AVRUPA BİRLİĞİ İLE BÜTÜNLEŞME SURECİNDE MEKANSAL ORGANİZASYONUN DÖNÜŞÜMÜ VE EDİRNE - ANKARA AKSI ÖZET Türkiye ve Avrupa Birliği uyum ve bölgesel bütünleşme sürecinde Türkiye'nin ulus- altı bölgelerinin uluslararası ya da ulus aşırı bölgelerle olan ilişkileri ve bu bağlamda mekansal organizasyonda yaşanan değişim büyük önem taşımaktadır. Türkiye, konumu gereği Avrupa dışında yer alan bir çok diğer işbirliğinde de yer alan bir ülke olarak farklı sosyo-ekonomik etkileşimler altındadır. Türkiye'nin Avrupa ile bütünleşme sürecinde en gelişmiş bölgesi olan Marmara Bölgesi ve devamında yer alan bazı iller ile bu bölgeye sınır olan ülkelerin alt bölgeleri ile diğer ülkelerdeki alt bölgeler arasındaki ilişkilerin ve bölgeler arası işbirliği düzeyinin bir Mezo-Bölge bakışı ile tanımlanması, mekansal organizasyonun dönüşümünün etkin bir şekilde planlanarak ülkenin kalkınmasına hizmet etmesi açısından önemi büyüktür. Araştırma, Türkiye'deki mekansal organizasyondaki dönüşümün yanısıra, Edirne - Ankara koridorunda bulunan illerin bir mezo - bölgenin alt parçası olabilecek gerçek bir koridor yapısı ortaya koyup koymadığını ve bunun ulusal ve bölgesel kalkınma açısından ne anlam taşıdığını sorgulayıp ortaya koyabilmek ve ileride yapılabilecek araştırmalara yön vermek için, öncelikle Edirne - Ankara aksı üzerinde odaklanmaktadır. Bu aks hem en gelişmiş metropoliten alanları kapsamakta, hem de Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Avrupa sistemleri içinde önemli bir aks konumunda bulunmaktadır. Araştırmanın çalışma alanı içinde yer alan kentsel yerleşmelerin planlanması aşamasında ihtiyaç duyulan genel politikaların yanı sıra, bölgesel ve ulusal kalkınmaya yönelik politikaların oluşturulmasında da veri teşkil etmesi hedeflenmiştir. Ülkemizde yerel planların kalkınma planları ile olan ilişkisinin geliştirilmesi açısından çok uzun zamandır yaşanan sorunlara karşı 8. Kalkınma Planı Bölgesel Gelişme Özel İhtisas Komisyonu Raporu'nda da benimsenen bölge ıxplanlama yaklaşımlarını da, bu konuda önemli bir veri boşluğunu doldurarak desteklemek amaçlanmıştır. Araştırma zaman dilimi olarak ulusal politikaların değiştiği ve dışa açılmanın önem kazandığı 1980 ve sonrasını esas almıştır. 1980'lere kadar olan dönemdeki ekonomik ve mekansal gelişme teorileri içe dönük yapıların özellikleri üzerine kurulu iken, 1970'lerdeki bunalım ve 1980'lereki uluslararası bütünleşme hareketleri ile uluslararası ilişkilerin gelişmesiyle uluslararası ticaretin ve faktör hareketlerinin büyümeye ve mekansal organizasyona etkileri teorik çalışmalarda ağırlık kazanmıştır. Bu dönemde gelişen Yeni Ekonomik Coğrafya Teorisi, hem geçmişteki bir çok teoriyi bir araya toplayabilmiş, hem de uluslararası bütünleşme hareketlerinin mekan ve ekonomi üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde tanımlama olanağı sunmuştur. Araştırmada bu nedenle bu teorinin varsayımları üzerinde durulmuş ve bölgesel bütünleşme hareketlerinin önem kazandığı 1980 sonrasında Türkiye'de mekansal organizasyonun nasıl değiştiği incelenmiştir. Bu amaçla öncelikle benzeşme ayrışma indeksi (dissimilarity indeks) bileşenleri olan bölgesel uzmanlaşma indeksi (regional specialisation) yoluyla illerdeki ekonomik faaliyetlerin çeşitlenme ya da uzmanlaşma eğilimleri incelenmiş, diğer bileşen olan coğrafi yoğunlaşma indeksi ile de hangi sanayi kollarının coğrafi olarak yoğunlaşma ve hangi sanayi kollarının dağılma eğiliminde olduğu araştırılmıştır. Benzeşme ayrışma indeksi sonucunda Türkiye'de batıda merkez - çevre ilişkilerinin devam ettiği ve mevcut metropoliten merkezler olan İstanbul - Bursa ikilisi, Ankara ve İzmir'de çeşitlilik artarken bu bölgelerin yakın çevresi dışında kalan ve bu üç alan arasında sıkışan illerde bölgesel uzmanlaşmanın artma eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Bölgesel bütünleşmelerin amaçları arasında yer alan rekabet gücünün geliştirilmesi konusundaki araştırma aşamasında kamu yatırımlarından, teşviklerden, nüfustan ve yeni yatırımlardan bölgelerin aldığı paylardaki gelişme incelenmiş ve hangi bölgelerin bu konularda payını artırdığı incelenmiştir. Yine İstanbul - Bursa ve Tekirdağ, İzmir ve Ankara'nın kendi aralarında bazı farklılıklara rağmen önde olduğu, ayrıca yeni bir merkez olarak Antalya'nın geliştiği gözlenmiştir. İmalat sanayilerinde hangi bölgelerden hangi bölgelere doğru bir hareket olduğunun ve yeni merkezler oluşup oluşmadığının incelenebilmesi için 1980 ve 1998yıllarındaki yerleşim katsayıları hesaplanmış ve coğrafi yoğunluğu artan ve azalan sanayilerin mekandaki dağılımının nasıl değiştiği ortaya konulmuştur. Sonuç olarak Edirne - Ankara aksında bir koridor yapısı değil, ancak bir koridor üzerinde yer alan metropoliten merkezler ve yakın çevresi ile oluşan grup yapıları ve diğer sistemlerdeki gruplarla bu sistem üzerindeki gruplar arasında sıkışan çeşitli yerleşmelerden oluşan bir mekansal organizasyonun geliştiği, 1980'den bu yana mevcut metropolitan merkezlerden İstanbul ve Bursa'nın gelişiminin Tekirdağ'ın da kazandığı önemle sürdüğü ancak Ankara'nın ve İzmir'in önceki grup kadar başarılı olmadığı ortaya konulmuştur. Bölgesel bütünleşmenin önem kazandığı 1980'lerin başından bu güne Türkiye'de bölgeler arası farklılıkların azalmadığı ve çok yönlü bir şekilde varlığını sürdürdüğü sonucuna varılmıştır. Çalışmanın birinci bölümü konuya giriş niteliğinde olup genel bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. İkinci bölümde dünyada yaşanan gelişmeler ışığında mekana dayalı ekonomik teorilere genel bir bakış sunularak Yeni Ekonomik Coğrafya Teorisi'nin varsayımlarına geçilmekte ve bölgesel bütünleşme hareketleri ve içinde bulunduğumuz çağda yaşanan organizasyonel ve toplumsal değişmeler ele alınmakta, bu değişmelerle Yeni Ekonomik Coğrafya Teorisi'nin ilişkilerine değinilmektedir. Üçüncü bölümde Türkiye ve Türkiye'yi ilgilendiren bölgesel bütünleşme hareketleri üzerine bilgi verilmektedir. Bu hareketlerin temel prensipleri ve hedefleri ile bu hedeflere dayalı olarak geçmişte ve bugün üretilen senaryolara değinilmektedir. Dördüncü bölümde yurtdışında yapılan çalışmalara değinilmekte ve ampirik bulgular ile teorik sonuçlardan örnekler verilmektedir. Beşinci bölümde çalışma alanı ve çalışma alan üzerine Türk araştırmacılarının yaptığı araştırmalar hakkında bilgi verilmekte, ardından araştırma yöntemi ve kullanılan teknikler hakkında bilgi verilmektedir. Altıncı bölümde elde edilen bulgular ve diğer araştırmaların sonuçları ışığında Türkiye'de bölgesel bütünleşme ve kalkınma hedefleri üzerine değerlendirmelerde bulunulmaktadır. xı THE TRANSFORMATION OF SPATIAL ORGANIZATION IN TURKEY THROUGH THE INTEGRATION PROCESS WITH THE EUROPEAN UNION AND EDİRNE - ANKARA AXIS SUMMARY The relationship of national regions within Turkey to international and trans-national regions and the change in the spatial organization posses great importance in the integration and cohesion process of Turkey to European Union. Due to her position, Turkey, as a country participating in many other international co-operation organizations, is under special socio-economic influences. Through the integration process of Turkey to the EU, identification of the level of interactions and level of co-operation between the most developed region of Turkey, Marmora region and some other connected provinces and bordering countries with the view of Mezo- regions is of great importance for the efficient planning of the spatial organizational change to serve the needs for national development. The research also focuses on the Edirne - Ankara axis as well as the change in the spatial organization of Turkey,in order to understand if the provinces on this axis exhibits the characteristics of a corridor development which might be a part of a mezo-region and its meaning for national and regional development and to build a framework for further research. This axis both cover the most developed metropolitan regions, and is as well one of the most important axis in the Black Sea, East Mediterranean and Southern European systems. It is aimed that the research shall provide data as well for policy building on regional and national development and for planning in the selected region. It is also aimed to support the regional planning approach, presented in the 8th 5 years' National Development Plan Regional Development Special Comission Report, to overcome the problems of developing the relationship of national and local plans, by fulfilling the gap of studies in the related subjects. XllThe study covers the period that starts from 1980 until today, when national policies changed for the benefit of internationalisation policies. The economic and spatial development theories until 1980'es were built on the features of closed systems. After the crisis of 1970 and the development of international integration movements of 1980'es, the effects of international trade and factor movements on the spatial organisation started to gain weight in the theoric studies. The emerging New Economic Geography Theory of the time has been successful in both gathering many theories of the past together, and both providing the possibility to identify the effects of regional integration movements in the spatial organization and economy. This research hence focuses on the hypothesis of New Economic Geography to investigate how the spatial organization changed in Turkey since interregional co operation movements gained importance, the year 1980. The components of dissimilarity index; regional specialisation index and geographic concentration index are used in studying the economic diversification and specialisation in the provinces, and the tendency of different manufacturing industries to decentralise or centralise. It is found that core-periphery relations persist and the existing metropolitan centers of Istanbul-Bursa core, Ankara and Izmir have been increasing the economic diversification, while the regions between these core ares have been possesing increasing regional specialisation. The other stage of the research focuses on the purpose to increase the competitive advantages of regions as a motivation for regional integration, by investigating how regions enjoy by increasing the incentives, population and investments to their benefits, and which regions have been able to develop most. Same regions are found to be in the front stage, including an emerging new center, Antalya. Location quotients are calculated for all the provinces in the time period of 1980 - 1998, to show how the dispersion of industries which have decreasing or increasing level of concentration changed in the space. As a result, it is found that a fuly corridor-like development does not, but rather a corridor with strong centers located on it with their own peripheries which are struck among these centers developed in the Edirne - Ankara Axis and since 1980's, Istanbul and Bursa has been developing as already existing centers, but with a new Xlllpartner, Tekirdağ, yet Ankara and Izmir has not been as successful as the first group. It is found that regional disparities have not decreased and continue to exist multi- dimensionally since the beginning of the 1980' s when regional integration gained importance in Turkey. The first part is an introduction of the study and tries to build a framework. At the second part of the study a general view of spatial economic theories is provided through the developments in the world and the hypothesis of New Economic Geography are given. The socio-economic changes and international and interregional integration movements and their relation to New Economic Theory are drawn. The third part gives information on the integration movements that are of special importance for Turkey. The basic principles of these movements and their targets are assessed through some scenarios of the past and contemporary times. The fourth part covers international studies and provide examples of empirical evidence and results of theoric studies. The fifth part provides information on Turkish studies or studies related to Turkey, and the research methodology and technics to be used for the measurement of change in the spatial organization. The empirical evidence is as well given in this part. The sixth part is a conclusion on the findings and the targets of integration and development of Turkey. XIV
Collections