Hemodiyaliz tedavisi gören kronik böbrek yetmezliği hastalarının tedavilerinin toplumsal cinsiyet yaklaşımı ile değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kronik hastalık grubu içinde toplumda önemli bir yer tutan kronik böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonunun kronik ve geri dönüşsüz kaybıdır. Tedavi sürecinde kendileri dışında birtakım gereç ve kişilere bağlı olma durumu bu hastaları fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik yönlerden olumsuz olarak etkilemektedir. Bu çalışmada; hemodiyaliz tedavisi uygulanan hastaların yaşam kalitelerinin `toplumsal cinsiyet bakışı ile` değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Başkent Üniversitesi Adana, Ankara ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Merkezlerinde yürütülen bu çalışma, tanımlayıcı tipte bir araştırma olarak planlanmıştır. Araştırma evrenini bu eğitim araştırma hemodiyaliz merkezlerinde tedavi görmekte olan 18 yaş üzerindeki hastalar oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçilmemiş, çalışmaya katılma kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 378 hasta alınmıştır. Araştırmada veri toplamada araç olarak: katılımcılara yüz yüze uygulanacak anket formu ile sonrasında kendi kendilerine dolduracakları SF-36 formu kullanılmıştır. Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 54±16,5 (19-85). Hastaların eğitim düzeylerine bakıldığında; kadınların erkelere göre daha düşük eğitim düzeyine sahip olduğu, Ankara'nın üniversite ve lisansüstü eğitim düzeyi açısından en yüksek değere (%32) sahip il olduğu görülmüştür. Yaşam kalitelerinin ölçülmesi için SF-36 bileşenleri (Fonksiyonel, Esenlik, Genel sağlık anlayışı, Global) değerlendirildiğinde, il bazında ve iller arasında erkek ile kadın arasında anlamlı fark olduğu, erkeklerin yaşam kalitelerinin (44,7±19,2) kadınlara (36,1±7) göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Azalan eğitim düzeyi ile birlikte ilk evlilik yaşının da azaldığı (ilkokul:17±2,9; ortaokul:18,1±3,6; lise: 23,8±4,9; üniversite: 25,7±3) görülmüş; gebelik sayısı ve canlı doğum sayısı ile tüm yaşam kalitesi parametreleri arasında istatistiksel anlamlı negatif ilişki saptanmıştır (r= -0,12). Öğrenim durumunun artmasına paralel olarak genel sağlık anlayışı, fonksiyonel durum, esenlik ve global yaşam kalitesi puanlarının yükseldiği ve bu farkların istatistiksel anlamlı olduğu görülmüştür (p=0,000). Toplumsal cinsiyet önermeleri açısından illeri değerlendirdiğimizde; Adana ilinden katılan hasta gurubunun önermelere verdikleri cevaplar açısından diğer illerden daha ayrımcı olduğu bulunmuştur (Bekaret önemlidir: %97; Kadın kocasından dayak yiyorsa hak etmiştir: %64,8; Erkek yeterli para kazanıyorsa kadın çalışmamalıdır: % 81,2; Kadının temel görevi anneliktir: %90,3). Toplam puan değerlerine göre Adana'nın en ayrımcı (5,3±4,1) Ankara'nın (13,2±6,0) en eşitlikçi görüşe sahip il olduğu görülmüştür. Chronic Kidney Disease defined as the presence or absence of kidney damage and level of kidney function, has the greatest impact among chronic diseases when it comes to the public health problem. During treatment, Chronic Kidney Disease patients have to face negative impacts of being dependent to some devices and people in both physical, psychological, social, economic dimensions and family, social and business life dimensions. In this research; the aim was to evaluate the chronic disease patients' quality of life through `Gender Role Perspective` who are under the treatment of hemodialysis treatment. This descriptive research was conducted at Başkent University Adana, Ankara and Istanbul Practice and Research Centers' Hemodialysis Centers. During this research all patient population over 18 years has been included in the research with freewill of acceptance. 378 patients meeting all requirements were attended to the research voluntarily. During data collection two questionnaire forms were used. The first one was applied face to face and the second one since it was a SF-36 questionnaire form was asked to fill by themselves. The mean age of the participants is 54±16,5 (19-85). When we compare the educational levels of the cities Ankara has the highest percentage of the high education (University &Masters: 32%) where as Adana has the lowest (University &Masters: %3). The analyze of the interaction of components of SF-36 questionnaire form (Physical Functioning, Psychological Functioning, General Health, Global) and gender showed that male patients' quality of life (44,7±19,2) is higher than women's (36,1±7). The first marriage age is also decreasing with the low levels of education (primary: 17±2,9; middle: 18,1±3,6; high: 23,8±4,9;University: 25,7±3). There is a negative correlation between the number of pregnancy, live birth and all the components of quality of life (r= -0,12). The components of quality of life is also rising with the educational level and this relation has been found statistically significant (p=0,000). When all cities analyzed through the answers they have given to the suggestions based on gender discrimination, Adana has the most discriminative answers (Virginity is important: %97; If a woman is beaten by her husband then she deserves it: %64,8; If a man is making money enough to live with then his wife shouldn't work: % 81,2; The main duty of a woman is motherhood: %90,3). When it comes to the total score of the suggestions, the results has shown that the most discriminative city is Adana (5,3±4,1) and the most equitable city is Ankara (13,2±6,0).
Collections