Subakromiyal sıkışma sendromunda torakolumbal fasya esnekliğinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı Subakromiyal Sıkışma Sendromlu (SSS) bireylerde Torakolumbal Fasya (TLF) esnekliğinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla subakromiyal sıkışma sendromu tanısı almış (n=30) ve sağlıklı (n=30) toplam 60 birey çalışmamıza dahil edildi. Her iki grup bireyin ağrı şiddetleri Görsel Analog Skalası ile, gövde esneklikleri Modifiye Schober testi ve mezura ölçümü ile, gövde eklem hareket açıklıkları (fleksiyon, ekstansiyon ve lateral fleksiyon) gonyometrik ölçüm ile, torakolumbal fasya esneklikleri gonyometrik platform üzerinde rotasyonel ölçüm ve palpasyon ile, lumbal ekstansör kas kısalıkları ve omuz posterior kapsül kısalıkları mezura ile değerlendirildi. İki grup arasında torakolumbal fasya ve gövde esnekliği, gövde eklem hareket açıklıklarından fleksiyon ve ekstansiyon, gövde esneklik testlerinden rotasyon ve lateral fleksiyon ile istirahat ve gece ağrısı bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Gövde eklem hareket açıklıklarından lateral fleksiyonda, gövde esneklik testlerinden ekstansiyon yönünde ve aktivite ile oluşan ağrıda istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p< 0.05). Çalışmamızın sonuçları bize subakromiyal sıkışma sendromunda torakolumbal fasyanın esnekliğinin etkilemeyebileceğini düşündürdü. Çalışmadaki bireylerin yaş ortalamasının düşük olmasının ve bu nedenle fasyanın jelatimsi yapısının ve su içeriğinin daha az deformasyonun sonucunda; subakromiyal sıkışma sendromu tanılı hastalarda fasyanın daha az etkilenmiş olabileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca ileriki çalışmalarda, objektifliği artırmak için ultrason ve magnetik rezonans görüntüleme gibi yöntemlerin kullanılabileceğini düşünmekteyiz. The aim of this study was to evaluate the thoracolumbar fascia flexibility in patients with subacromial impingement syndrome. For this purpose, a total of 60 subjects who were diagnosed with subacromial impingement syndrome (n = 30) and healthy (n = 30) were included. Pain severity was assesed by visual analogue scale, trunk flexibility with modified schober test and tape measurement, trunk range of motion ( flexion, extension and lateral flexion) by goniometer, thoracolumbar fascia flexibility with rotational measurement on the goniometric platform and palpation, lumbar extensor muscles shortness and shoulder posterior capsule shortness by tape measurement for both groups. There was no statistically significant difference in thoracolumbar fascia and trunk flexibility, trunk flexion and extension range of motion, trunk rotation and lateral flexion flexibility, pain intensity at rest and night between two groups. (p>0.05). There were statistically significant differences in lateral flexion range of motion, trunk flexibility test in the direction of extention and pain intensity at activity (p <0.05). In conclusion, our study showed that the flexibility of the thoracolumbal fascia may not be affected in subacromial impingement syndrome. We think that subjects included in our study were at young ages, therefore it dues to the low average age of individuals and therefore less deformation of the gelatinous structure and water content of the fascia; it is thought to reduce the possibility of adverse effects of fascia in patients with subacromial impingement syndrome. Further studies involving fascia should include more objective assessment methods such as ultrasound and magnetic resonance imaging to improve objectivity.
Collections