Metropolde çeşitlenen hanehalkları ve konut
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüz metropollerinde, konut kullanıcılarının demografik özellikleri hızla değişmekte; özellikle son birkaç on yıldır küreselleşme, iletişim teknolojilerinin gündelik hayatın içine dahil olması ve bireylerin kırsal kesimdekinden çok farklı dinamiklere ayak uydurmak zorunda kalmaları ile çekirdek ailelere alternatif hanehalklarının, nüfus içindeki oranı artmakta ve yeni `yaşam biçimleri' ortaya çıkmaktadır. Hemen her coğrafyada hanehalkları çeşitlenmekle birlikte, farklı coğrafyalarda çeşitlenen hanehalklarının ortak birtakım ihtiyaç ve beklentilerinin yanında o'yer'e özgün dinamiklerden, oranın barınma kültüründen doğan özgün ihtiyaçları ve beklentileri de olacaktır. İstanbul bu bağlamda 19. yüzyılda dahi 3.6 olan hanehalkı büyüklüğü, günümüzde barındırdığı aile olmayan grupların fazlalığı ve mevcut ekonomik, siyasal gelişmeler doğrultusunda deneyimlediği yapılaşma dinamikleri ile kendine has özellikleri olan bir metropoldür.Aile yaşamının mekana yansımasının konut üzerinden tektipleştiği söylenebilir. Oysa çekirdek aileye alternatif geleneksel olmayan küçük hanehalkları (yalnız yaşayanlar, tek ebeveynli aileler, çift gelirli çocuksuz aileler ve evi paylaşan arkadaşlar vb.) mekan kullanımına farklı dinamikler getirler. Bu dinamikler mevcut mekansal örgütlenmenin sorgulanmasına araç olma potansiyelini de barındırmaktadır. Demografik geçişin tamamlandığı ülkemizde, zaman içinde zaten çeşitlenmekte olan hanehalklarının farklı bir araya geliş hatta ortak yaşam çevreleri oluşturma çabalarına tanık olmamız kaçılmazdır. Çünkü günümüz çalışan insanı özellikle metropollerde gittikçe karmaşıklaşan yaşamını sadeleştirme ve kolaylaştırma eğilimi içinde olacaktır.Bu çalışmanın hedeflerinden biri sayıları giderek artan geleneksel olmayan küçük hanehalkı türlerini (yalnız yaşayanlar, tek ebeveynli aileler, çift gelirli çocuksuz aileler ve evi paylaşan arkadaşlar) ve onlara yönelik olarak bugüne dek başka ülkelerde düşünülen ve uygulanan konut ve yaşam çevresi alternatiflerini tanıtarak ülkemizin de gerçekte ihtiyaç duyduğu yeniliklere, yeni konut ve yaşam çevresi alternatiflerine dair girişimlere öncülük etmektir. Tezin alan araştırması da metropol (İstanbul), semt ve konut ölçeklerinde çekirdek aileye alternatif (geleneksel olmayan) hanehalklarının inşa edilmiş çevre ile etkileşimlerini; farklılaşan ilişkilerini, aktivitelerini ve yer tanımlarını anlamaya yönelik olarak kurgulanmıştır. Bu sorunsallar önerilen bağlamsal çerçeveden yola çıkılarak aidiyet, mahremiyet, esneklik, geçirgenlik ve geçicilik gibi kavramları üzerinden sorgulanmıştır. Niteliksel yönü ağır basan araştırma, çeşitli veri toplama taktikleri (derinlemesine görüşme, foto-görüşme, semantik anlamla ölçeği, gözlem) ve veri analiz yöntemlerini bir arada kullanmıştır.Alan araştırmasının bulguları hanehalkı türünün insanın yapılı çevre ile etkileşimini belirleyen önemli faktörlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır. Hemen her ölçekte alternatif hanehalklarının aidiyet, mahremiyet, esneklik, geçirgenlik ve geçicilik kavramları çerçevesinde farklılaşan özellikleri ortaya çıkmıştır. Farklı hanehalkları mekana farklı anlamlar yüklerler; mekan kullanımları, mekan içindeki aktiviteleri farklılaşır. Yapılı çevreye dair farklı beklenti ve ihtiyaçları vardır.Artık insanlar yaşamları boyunca çok farklı hanehalkı yapılarına dahil olmaktadır. Araştırma sonuçları küreselleşen dünyada toplumların koruyabildikleri kültürel değerleri de göz önünde bulundurarak yeni barınma çevreleri oluşturmalarının gerekliliğini vurgular niteliktedir. Dolayısıyla hem konut tasarımı, hem de içerdiği konut stoku açısından kent, bu esnekliği ve çeşitliliği barındırmalıdır. Ülkemizde bu anlamda bir deneyim ve deneysellik eksikliğinden söz edilebilir. Batıdan ithal edilen ve genellikle en üst gelir grubuna hitap eden -rezidans, loft- gibi konut türleri yenilik olarak gündemi işgal etmekte, üstelik çoğu zaman gerekli nitelikleri taşımasalar da isimler bir pazarlama aracı olarak kullanılmakta, birtakım imajlar pazarlanmaktadır. Oysa Avrupa, Amerika ve Avustralya gibi pek çok kıtada, kent yaşamının beraberinde getirdiği iletişimsizliği daha küçük topluluklar içerisinde azaltan, sosyal destek mekanizmalarının işlediği, farklı hanehalkı türlerinin, farklı yaş gruplarının aynı ortamı paylaşarak birbirlerine destek olduğu ve katılımcılığın ön plana çıkaran alternatifler kültürden kültüre farklılaşarak yayılmaktadır. Yapılan alan çalışması metropol ölçeğinde ve şartlarında fiziksel ve sosyal anlamda hayatı kolaylaştırmak adına çekirdek aileye alternatif hanehalklarının sosyal desteğe ve farklılaşan ihtiyaçlarına cevap verecek yeni konut ve yaşam çevrelerine ihtiyaç duydukları varsayımını doğrulamaktadır. Özellikle İstanbul'a yönelik olarak yeniliklere ve deneyselliğe fırsat verecek yeni konut politikalarının geliştirilmesi ve bu yönde kaynak aktarımı gerekliliği gözardı edilemez. It is an undeniable fact that the demographic features of households are rapidly changing especially in metropolises. Since a few decades due to the penetration of globalization and communication technologies into everyday life and the inherent dynamics of city life (speed, movement and etc.), the ratio of alternative small households to traditional nuclear family is gradually increasing and alternative `lifestyles? are emerging. Although households become varied in almost every part of the world, in addition to some common needs and expectations, they also possess distinctive ones depending on the authentic dwelling culture of that special `context?. Istanbul as a metropol which had experienced 3.6 avarage household size in the 19th century, sheltering non-family household groups more than the avarage of Turkey today, is a very distinctive case with its urbanization dynamics experienced through current economic and politic developments.The reflection of family life to space might be considered more static in comparison to non-traditional alternative small households, [lone-person households, single parent families, donks (double income no kids) and cohabiting friends] which might introduce different dynamics to space use and carry out the potential of interrogating current space organizations. In Turkey as a country that completed its demographic transition, it is unavoidable to witness new aggregations, even efforts to create new living environments by diversifying households in time. Because today?s working man especially in metropolises will probably have the inclination of simplification and facilitation of daily life getting more complex day by day.One of the objectives of this study is to pioneer initiatives on innovations and new housing alternatives Turkey needs by introducing alternative household types and living environments addressing them especially in western countries. The research is designed to explore the transaction of non-traditional alternative households (lone-person households, single parent families, donks and house sharing friends) with built environment; their divergent relations, activities and place definitions. Those problematics are interrogated through certain concepts such as attachment, privacy, flexibility, fluidity and temporariness based on the contextual model of the research. The qualitative aspect of the research is more dominant and various data collecting (deep interviews, photo-interview- semantic differential scale, observation) and analyzing techniques are made use of.The findings of the research reveal that household type is one major factor which determines the transaction of people with the built environment. In all scales diversified features of alternative households came out in the framework of related concepts: attachment, privacy, flexibility, fluidity and temporariness. Diverse households attach different meanings to space, their use of space and activities within the space varies. They have different needs and expectations pertaining built environment.Yet, people involve in various household types in the course of their life times. The research findings emphasize the need for creating new dwelling types and living environments, that gain a foothold from authentic cultural accumulations in a globalizing world. Hence, the design of the built environment -both the city in terms of the housing stock it consists of, and the houses themselves- should accomodate such diversity and flexibility. From this point of view, it is possible to mention the deficiency of experiment and experience in Turkey. Some exported housing types addressing high income groups ?namely residences, lofts- even though not providing the necessary attributes, are used as marketing tools and images are sold. Whereas in some continents like Europe, America and Australia, alternatives, alleviating the lack of communication experienced through city life within smaller communities, supplying social support mechanisms, bringing together diverse household types and generations who support each other and emphasizing participation are rapidly spreading differentiating from culture to culture. The research findings confirm the assumption that in metropolitan conditions non-traditional alternative small households need social support and new living environments addressing their special needs and expectations. Therefore, the necessity to develop new housing politics that would gave way to innovation and experimentalism concerning the built environment in Istanbul and related source transfer is unavoidable.
Collections