1978-1987 yılları arasında izlenen 33 cushing sendromu olgusunun incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
- 68 - ÖZET Bu çalışmada 1978-1987 yılları arasında kliniğimizde izlenen 33 Cushing Sendromlu olgu retrospektif olarak ince lenmiş ve elde edilen sonuçlar literatür bulguları ile kar şılaştırılarak tartışması yapılmıştır. Olgularımızın % 55'si sürrenal hiperplazili ve % 6'sı nodüler kortikal hiperplazi olmak üzere toplam % 61' ini hipo- fizer Cushing Hastalığı oluşturuyordu. Hiç ektopik ACTH sen dromlu olgu saptanamazken sürrenal adenom % 24, sürrenal kar- sinom % 12 oranında gözlenmiştir. Olgularımızda en sık olarak obesite (% 93), stria (% 68), hipertansiyon (% 56) ve hipopotasemi (% 50), daha az sıklıkla hirsutizm, kas güçsüzlüğü, menstruel bozukluklar ve osteoporoza rastlanmıştır. % 21'i açık, % 40 ' ı latent olmak üzere toplam % 61 oranında diabetes mellitus gözlenmiştir. Sürrenal karsinomlu hastalarda myopati, hirsutizm ve hipopotasemi daha sık olarak görülmüş, benzer şekilde sabah plazma kortizolu, gece verilen 1 mg deksametazon sonrası plazma kortizolu, inisiyal idrar 17-0HCS ve 17-KS değerleri sürrenal karsinom grubunda diğer gruplardan daha yüksek bu lunmuştur. Genel olarak hipofizer Cushing hastalığında yüksek doz deksametazonla supresyon sağlanırken sürrenal adenom grubunda69 inisiyal değerlerde önemli değişiklik saptanmadı. Supresyon testleri sırasında sürrenal karsinom grubunda zaten çok yük sek bulunan inisiyal 17-OHCS ve 17-KS düzeylerinde paradok sal artışlar gözlendi. Bunlardan hipofizer Cushing hastalığı ve sürrenal kar sinom grupları arasında yüksek doz deksametazon testinde elde edilen 17-OHCS düzeylerindeki farklılık olgu sayısındaki az lığa rağmen istatistiksel ani&.mlılık taşıyordu. Plazma ACTH'ı ise sürrenal adenomlu hastalarda düşük bulunurken hipofizer Cushing hastalığında yüksek olarak saptanmıştır. Ayrıca kimi olgularda sürrenal tümörler retropnömoperitoan, nef rotomogra- fi, sintigrafi, ultrasonograf i ve abdominal CT ile, hipofiz tümörleri ise sella grafisi ve sella CT'si ile araştırılmış tır. Obesite ile birlikte rastlanabilen hipertansiyon diabetes mellitus, hirsutizm, menstruel bozukluklar ve dep resyon gibi bozuklukların birkaçının beraber bulunduğu kişi ler klinik benzerliklerinin yanı sıra hormonal olarak da Cushing Sendromunu taklit edebilir. Bu nitelikleri taşıyan obes kişileri gerçek Cushing sendromundan ayırmada en önemli klinik bulgular myopati, ekimoz, hipertansiyon ve plethorik görünüm, en önemli laboratuar bulgular ise yüksek doz deksa metazon supresyonu, plazma kortizolünün diurnal ritmi, 24 sa atlik idrarda serbest kortizol ölçümü, kortizol sekresyon hı zı ve tümör görüntüleme yöntemleridir. Bunlara ek olarak ayırıcı tanıda alkole bağlı pseydo- Cushing Sendromu, depresyon ve iatrojenik Cushing sendromu da göz önünde tutulmalıdır. Cushing Sendromu fatal bir hastalıktır ve ölüm sıklık la hipertansif kardiovasküler ve tromboembolik olaylar, fatal seyirli enfeksiyonlar ve intihardan kaynaklanır.- 70 - Bu nedenle sendromun etyolo jisinin doğru olarak sap tanması ve etyolojiye, hastaya, hastalığın ağırlığına ve el deki tedavi olanaklarına göre en akılcı tedavi şeklinin seçi lerek zaman kaybedilmeden başlanması gerektiği kanısındayız,
Collections