Rektum yaralanmaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
67 - ÖZET ve SONUÇ Rektum yaralanmaları sık alarak görülmez. Kliniğimize son on sene içinde başvuran 12 vaka rektum yaralanması nedeni ile teşhis ve tedavi edilmiştir. Etyolojik faktörler incelendiğinde ateşli silah, kesici-delici alet ve kunt travma ile yaralanmalar şehirlerde ön planda iken, kazıklanma tipi yaralanmalar kırsal kesimlerde daha çok görülmektedir. Klinik materyelimizde künt travmaya bağlı rektum yaralanması, en önde gelen etyolojik faktörü teşkil etmekte idi (%33.3). Etyolojik faktör ne olursa olsun, rektumun ekstraperitoneal veya intraperitoneal lokalizasyonlu yaralanmaları şeklindeki sınıflandırılması, tedavinin tipini ve yaklaşımı belirlemede kullanışlı görülmektedir. Mortalite, uygulanan cerrahi müdahale tipine bağlı olduğu oranda hastanın başvurmasına kadar geçen zamana, ek organ yaralanmasının bulunup bulunmamasına, yaş, kardiopulmoner durum, alkolizm ve diabet gibi hastalıkların mevcut olup olmama sına da bağlıdır. Rektum yaralanması bulunan vakalarımızın teşhisinde her hangi bir güçlükle karşılaşılmadı. Ancak özellikle ekstraperi toneal rektum yaralanmasının kolaylıkla gözden kaçabileceğini ve ağır komplikasy onlara' neden olabileceğini unutmamak gerekir. Ekstraperitoneal rektum yaralanmasında teşhis konduktan sonraki ilk adım, proks'imal kolostomi ile kombine edilen tek veya çift basamaklı tamir işlemi olmalıdır. Parakoksigeal in- sizyon ve koksigektDmi ile ekstraperitoneal boşluğun drenajı hiçbir hastamızda kullanılmamıştır. Bu metodlar, geniş rektum-68- yaralanması olan hastalarda darlık teşekkülüne mani almak için, rektum mobilizasyonu veya abse teşekkülü durumlarında uygulan malıdır. Ekstraperi tüneal rektum yaralanması nedeni ile gelişen sterkoral fistül erken dönemde tamir edilmemeli, sadece kolostomi ile yetinilmelidir. intraperitoneal yaralanmalarda ise, tedavi yöntemini peritoneal kontaminasy onun derecesi belirler. Primer tamirin hernekadar bazı yazarlarca geç vakalara bile uygulanabileceği önerilmekte ise de, emniyetli cerrahi yöntem, proksimal kolos- tomi+primer tamir ve drenaj almalıdır. Tedavi yöntemi ne olursa olsun, ameliyat öncesi ve sonrası uygun antibiotik te davisine başlanmalıdır. Primer tamir bir tek vakamızda transanal olarak uygulan mış, hasta postoperatif 5. günde şifa ile taburcu edilmiştir. Diğer olgularımıza ise, çift basamaklı ameliyat (kolostomi ile kombine edilen primer sütür) yöntemi uygulanmış ve ortalama ya tış süresi 21.5 gün olarak tesbit edilmiştir. Görüldüğü gibi bu yöntem, primer tamiri savunanların aksine yatış süresini çok fazla uzatmamaktadır ve daha emniyetli bir yöntemdir. Hastala rımızın en genci 15, en yaşlısı 58 yaşında olup, ortalama yaş 32.7 olarak tesbit edilmiştir. Vakalarımızın çoğu ilk 12 saat içinde hastaneye müracaat ettirilmişlerdir. Jinekolojik girişime bağlı rektum yaralanması olan hastamız geç müdahaleye bağlı septik şok nedeniyle kaybedilmiştir. Dolayısı ile erken teşhis ve tedavinin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır. Geç komplikasyon oranı, hastalarımızda %16.6 olarak tesbit edildi. Ek organ yaralanması bulunan 4 vakamız kaybedilmiştir. Toplam mortalite %33.3 olarak bulunmuştur.
Collections